Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Alevi sorunu nereye?
#1

1980'lerden sonra, bilhassa Özal dönemiyle başlayan ekonomide toplumsal hayatta ve köy-şehir ilişkilerinde yaşanan dönüşümler, uluslararası ilişkilerde meydana gelen dışa açılma politikaları, Soğuk Savaş'ın etkisini kaybetmesiyle birlikte ortaya çıkan çoğulculuk ve demokratikleşme taleplerinin yükselmesiyle birlikte eski dönem bütün özellikleriyle birlikte değişmeye başlamıştır.

Soğuk Savaş'ın fiilen bitmesi sol fraksiyon ve şiddet örgütlerini boşluğa iterek, bu tür örgütlenmelerin anlamsızlaşmasına yol açtığı gibi, bu siyasal söylemle Aleviler üzerinde kurulan hegemonyanın da büyük ölçüde parçalanmasını sağlamıştır. Büyükşehirlerin yaşadığı kentsel değişim, eski dönemin bölünmüş şehir yapılarındaki kurtarılmış mahallelerin ve gecekonduların, kentsel toprakların kazandığı "rant"la birlikte yeni şehirleşme talepleri oluşturmuş, sosyal yapıda dönüşüme yol açmıştır. Ülkenin ekonomik yapısında meydana gelen gelişme dalgaları ise, mezheplere dayalı, bu içine kapalı yapıları da dışa açıp, sivil toplumun ve orta sınıflaşmanın içine çekecek bir etki yaratmıştır.

Hangi Alevilik?

Kısaca 80'den sonra yaşanan son 30 yıl toplumsal değişme süreçleriyle mezhebe dayalı siyasal kutuplaşmaları çözülmeye uğratmıştır. Bunun çok önemli iki sonucundan bahsedebiliriz; ilki başta Aleviler olmak üzere çeşitli mezhep gruplarının değişim geçirerek, inanç özgürlüğü etrafında kendilerini yeniden tanımlamaları ve demokrasi içerisinde kendi inanç kimliklerini talep etmeleridir.

İkinci önemli sonuç ise, Soğuk Savaş zihniyet dünyasından kalan sol siyasal söylemin kavramsal çerçevesiyle mezhep kimlikleri deformasyona uğrayan şiddet yanlısı militan örgütlerin, başta Almanya olmak üzere çeşitli ülkelerin servislerine açık hale gelmeleridir.

O halde bugün, karşı karşıya bulunulan sorunu iki noktada birbirinden ayırarak ele alma mecburiyeti vardır. Bunlardan biri, açıkça görüldüğü üzere Türkiye'de devlet ve din ilişkilerinin tek mezhep anlayışına göre düzenlenmiş olan kurumsal yapısının son 30 yılda Türkiye'de yükselen toplumsal değişimin yarattığı demokratikleşme taleplerine uygun bir şekilde reforme edilmesi gereğidir.

Türkiye'nin demokrasi öncesinden kalan din ve devlet anlayışının, bu anlayışı yansıtan yasal prosedürün, başta tekkeler, zaviyeler ve türbelerin kapatılmasına dair kanun olmak üzere bütün mevzuatın yeniden ele alınması zorunludur.

Çözüm nerede?

Yasal çerçevenin Alevi toplulukların olduğu kadar, Sünniliğin farklı anlayışlarının da, başka inanç topluluklarının da, Türkiye'nin sivilleşme süreciyle kazandığı yeni dinamizmi yansıtacak sivil anlayışa açık hale getirilmesi gerekmektedir. Zaten bu anlayıştaki örgütlenmelerin, "de facto" olarak yaşamasına rağmen, bu eski zihniyet ve prosedür içerisinde kalınması ciddi bir çelişki oluşturmaktadır.

Bu durumda, Alevilerin toplumsal olarak elde ettiği birçok kazanıma rağmen, siyasal olarak yaşadığı çelişkiler ancak kapsamlı bir demokratikleşme projesi içinde çözümlenebilir. Ortaya koymaya çalıştığımız gibi, Türkiye'de Alevilik toplumsal olarak bir sorun değil, siyasal olarak bir sorunsa; toplum devletin önünde gidiyor demektir ve sivil alanda ortaya çıkan sorun çözme biçimleri, devlete yol gösterecek zengin bir tecrübe olarak değerlendirilmelidir.

Durup durup hâlâ, "Cemevleri bir ibadet yeri midir, değil midir", tartışmasını yapmanın, eski siyasal reflekslerle hareket eden devlet anlayışının, toplumun gerisinde kaldığı açıktır. Bu bakımdan toplumsal zihniyetteki değişimi, öncelikle devletin kavrayıp inançlara karşı eşit duruşlu, "demokratik-laiklik" anlayışını zaman geçirmeden uygulamaya sokması gerekmektedir.

Vedat BİLGİN / Bugün
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular / Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Son Yorum Yazar: Admin
09-05-2017, 08:09 PM
Son Yorum Yazar: çerağ
05-10-2016, 12:36 AM
Son Yorum Yazar: bektasi
07-30-2013, 07:15 PM
Son Yorum Yazar: bektasi
07-10-2013, 11:21 PM
Alevi Sorunu
bektasi
Son Yorum Yazar: bektasi
06-21-2013, 01:02 AM

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 2 Ziyaretçi