Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Aleviliğin yozlaştırılması....
#1

Anadolu Aleviliğine kendilerince bir yorum getirip yeni Orta doğu projesi çerçevesinde İslam dışı göstermek isteyenlerin arka kapılar ardında hazırladıkları planlar gelip gündeme oturdu. Demir perde ülkelerindeki kapalı rejimlerin yıkılması kendi içlerindeki çürümüşlüğün gün yüzüne çıkmasıyla Lenin’ci Mao’cu kominist rejimlerin kapitalizme karşı ayakta duramaması sonucu dünya tek kutuplu bir oluşuma gebe kaldı. Bu gelişmeler dünyanın jandarmalığına ABD yi getirdi. ABD nin karşısında zaruri bir genişleme sürecine giren AB ise yine ABD ye bağlı kaldı. Bugün Avrupanın her ülkesine vizesiz giren ABD vatandaşlarına,ABD kapıları ise ne yazıkki AB vatandaşlarına vize alma zaruriyetiyle açılmaktadır.

Tıpkı Türkiye ile AB ülkelerinin durumu gibi.
Bir zorunlu genişleme sürecine giren AB Ekonomik olarak Türkiye’nin gerisinde bulunan bir çok ülkeyi sırf dinlerinden ötürü üyeliğe kabul etti. Yıllar önce AB ye müracat eden Türkiye’nin üyelik baş vurusu sürüncemede bırakıldı. Nihayet bir tarih verildi fakat bu tarihe kadarda Türkiye,içten ve dıştan çeşitli planlar harekete geçirilerek çökertilmeye çalışılmaktadır. Gerek içerde gerek dışarda bir takım piyonlar kullanılarak Türkiye’nin etnik yapısı ve inanç mozaiği üzerinde oynanan oyunlarla bir iç savaş ortamı yaratılmak istenmektedir.

Bu gizli şer odakları daha öncede Silah ticareti yapmak ve savaş ekonomisi yaratarak Doğu ve Güney Doğuda oluşturdukları terör ortamıyla on binlerce vatan evladının ölümüne sebebiyet vermişlerdir.
Bu terör belası hala güncelliğini korumakla beraber daha öncede Kahraman Maraş’ta,Çorum’da,Sivas’da ve gazi mahallesinde tezgahladıkları planlar hayata geçirilmiş olup faşist ve gerici şer odakları din elden gidiyor diye kullanılarak Kızılbaşlara ölüm fermanlarıyla ülkemiz bir çıkmaza sürüklenmek istenmiştir.

Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar ülkeyi yönetenlerin Anadolu mozaiğini inkar etmeleri “Türkün Türk den başka dostu yoktur” gibi kendileri dışındaki her kesi düşman görmeleri,kendi vatandaşına güven duymamaları,devlet insanlar için vardır, insanlar devlet için değil, anlayışını idrak edemedikleri gibi,içe kapanık bir politika izlemeleri, Laikliğe rağmen Sunni İslamın hanefi mezhebini temsil eden diyanet işleri başkanlığını anayasal bir kurum olarak kabul etmeleri,sunniliğin dışındaki bütün inanç örgütlerini,tarikatları,mezhepleri yasaklatarak tek tip insan yaratma hedefleri tutmamıştır.

Tek tip insan yaratma planının mimarları olan Jön Türkler insanın doğasında olan inancına ve etnik kimliğine olan bağlılığını hiç heseba katmamış olmalılarki yıllara varan bu asimilasyon politikaları tutmamış,tutmadığı gibi Ülkemiz insanı bundan çok zarar görmüştür. Asimile çalışmalarının kan ve terör getireceğini düşünememişlerdir. 80 yıllık cumhuriyet tarihimizde tarifi imkansız hadiseler yaşanmıştır. Dersimde,Kerbeladan beter bir katliam yapılmıştır. Nice anaların göz yaşı kan seli olup akmıştır. Buna sebep verenler elbette er veya geç bu kan selinde boğulacaklardır. Binlerce ananın ahını alan bu katliamın organizatörleri ve onların evlatları bu ahın altında can vereceklerdir.

Türk hükümetlerinin basiretsiz siyasal yaklaşımları ülkeyi Türk İslam sentezi esasına bağlı olarak yönetmeleri sonucu Anadolunun farklılıkları zenginlik olarak algılanmamış tam tersine 12 Eylül faşizminin cuntacı generalleri Aleviliği Türkiye’nin geleceği için potansiyel tehlike olarak ilan etmişlerdir.

Aleviliği asimile etmek için din dersleri seçmeli ders olmaktan çıkarılıp zorunlu hale getirilmiş olup her Alevi köyüne bir cami yapılarak ve sunni imam tain edilerek hedefler gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.

Kısmide olsa bazı bölgelerde başarı elde edilmiş Aleviler sunnileştirilmiştir. Tam olarak olmasa bile hem cem evine hem camiye giden,hem Muharrem orucu hemde Ramazan orucu tutan Alevilerin sayısı azımsanmayacak kadar çokdur.
Bir kaç yıl öncesine kadar içanadoluda rastlanan bu tür çalışmalar günümüzde artık Dersime kadar yayılmış olup Pirini,Mürşidini,ikrarını inkar eden Dersimliye bile rastlamak mümkün olmuştur.Bu acı gerçekler karşısında yüreklerimiz yanmaktadır inancımız adına.


Sivas katliamından sonra Aleviler örgütsel anlamda birlik olabilme çalışmalarına hız verdiler. Direk Alevi ve cem kelimesini yasal olarak kullanamasalarda Alevi inanç önderlerinin isimlerinden hareketle çeşitli dernekler ve vakıflar kurdular. Hacı Bektaş Veli dernekleri,Pir Sultan dernekleri yada cem vakfı gibi. CEM vakfınının ismi Alevi inancının adından hareketle alınmış olsada Cem kelimesinin yasalar önündeki açılımı CUMHURİYETÇİ EĞİTİM VAKFI dır. Yani Alevi ibadeti olan cem le ilgili değildir en azından yasalar önünde bu böyledir fakat gönüllerdeki yeri elbetde farklıdır.

Devlet Alevileri sürekli kullanmak istediği için Alevi inancının yaşatılması alanında hiç bir yasal zemin oluşturmamış yapılan faaliyetlere göz yummuş işine gelmediği anlarda yasaları harekete sokarak dozerlerle panzerlerle cem evlerine girip yıkmak istemiştir. Tıpkı İstanbulda Tayyip Erdoğan ın belediye başkanlığı döneminde yapıldığı gibi.
Ve bütün Alevi dergahları müze olarak kullanılmakta kendi inanç merkezlerine girmek isteyen Alevilerden giriş ücreti alınmaktadır. Tekke ve zaviyelerin ilgası kanununa göre kapatılan bu Alevi inanç merkezleri her sene düzenlenen anma törenlerinde Sağcısından tutunda sözde solcusuna kadar hepsinin siyasi şov arenasına dönüşmektedir.
MHP liler dahi bu törenlere katılarak ellerindeki kanlarla Hz Pirin o engin insan sevgisine yakışmamaktadırlar.

Alıntı
Bul
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi