Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Alevilik ile ilgili yaşanmış menkıbeler
#11

hz.MUSA (A.S.) bir mecliste otururken yanına evli bir çift gelir.
"ya MUSA bizim çocuğumuz olmuyor ne zaman olacak" derler
hz.MUSA (A.S.) ALLAH'a yönelir ve "ALLAH'ım bu çiftin ne zaman çocukları olacak "diye sual eder
ALLAH:
"ya MUSA söyle onlara onların hiç bir zaman dölleri tutmayacak " der.
hz.MUSA (A.S.) ALLAH'ın sözlerini çifte iletir karıkoca başları önlerinde
üzülerek giderler.
aradan beş yıl geçer aynı karıkoca kucaklarında dört yaşında bir çocukla gelirler hz.MUSA'NIN (A.S.) yanına hz.MUSA(A.S.) yanlarındaki çocuğu görünce şaşırır ve sorar:
"bu çocuk kimindir"
"bu bizim çocuğumuz ya MUSA" Derler
hz.MUSA (A.S.) ALLAH'a yönelir ve sorar:
"ALLAH'ım hikmetinden sual olunmaz ancak merak ettim hani bu çiftin hiç bir zaman çocukları olmayacaktı."der
ve RABB'im der ki:
"evet ya MUSA öyle kullarım var ki benden zorla alıyorlar hz.MUSA (A.S.)sorar nasıl zorla alırlar,ya RABB'im? Ve RABB'im der ki: ya MUSA onların hiç bir zaman çocukları olmayacaktı fakat onlar bunu bile bile benden ümitlerini kesmediler ve her gün bana samimiyet ve inançla gözyaşı döküp DUA ettiler. ben de onlara evlat nasip ettim." dedi
İşte perşembeler hürmetine HAKK her zaman pirimize ve Allah'a boyun bükerek dua etmeyi nasip eylesin
AŞK ile.......
Cevapla
#12

Çobanın biri her gün Allaha dua eder ve derdi Allahım ne olur gel senin kirli çamaşırlarını yıkayayım,saçlarını yıkayıp bitlerini ayıklayım, en güzel yemekler yapıp ikramda bulunayım diye dua ederdi.Ve gene bu şekilde ibadet yaparken, Hz. Musa gelip yakınında durarak çobanı dinlemeye başladı ve duydukları karşısında hiddetlenerek çobana bağırmaya başladı, sen nasıl bu şekilde Allaha dua ediyorsun hiç Allah böyle şeylere muhtaç mı der,ve çoban Hz Musanın söylediklerinden sonra korkudan susmaya başlar ve bu olaydan sonra Allah Hz musa ile konuşmaz ve muhabbeti keser. Hz.Musa ağlayıp sızlamaya başlar kırkıncı gün gene ağlarken Cenabı Allah Musa ile konuşmaya başlar ve derki ey Musa seninle neden konuşmadım biliyormusun sen benim çobanımın gönlünü incittin onun duaları benim katımda kabuldü ve senden sonra artık bana dua bile etmiyor git ve çobanımın gönlünü al der.Hz.Musa çobanın yanına koşarak gelir fakat çoban Hz.Musanın geldiğini görünce kaçmaya başlar ve kaçarken denizin üzerinde ayakları batmadan yürümeye başlar Hz Musa ise ayakları suyun altına girmeye başlar ve Hz. Musa çobanın ardından bağırarak ne olursun kaçma içten ve gönülden yapılan ibadetler makbuldür nasıl biliyorsan öyle duanı et ve beni affet der. YA gönül seni kim kırarsa kim incitirse sen sus,sen sus ki senin gönül evinin sahibi Allah konuşsun, belki sen kırılmazsın affedersin ama Allah kırıldımı senin öcünü o alır. onun için edebi erkan,sükutu lisan.

Allahım Tevekkülümüz sanadır Ya Rabbel Âlemin...
İltiması dua İNŞALLAH
Cevapla
#13

DAVRANIŞ FUKARASI!


Fakir biri Allah'a sordu; Neden ben bu kadar fakirim?
Allah şöyle buyurdu: ÇünÄ·ü bağış yapmayı bilmiyorsun!
Fakir şöyle dedi: Hiç bir şeyim yok ki bağış yapabileyim.
Allah şöyle buyurdu: Senin varlığın az değil ve sen bunun farkında değilsin!
-Yüzün var; Onunla gülümseyebilirsin.
-Dilin var; Onunla başkalarının güzelliklerini konuşabilirsin, onunla güzel konuşabilirsin, onunla kederliye teselli olabilirsin, onunla iki insanın arasını sıcak edebilirsin...
-Kalbin var; Onu başkalarına açabilirsin.
-Gözlerin var; Onlarla başkalarına iyi niyetle bakabilirsin.
-Elin var; Onunla düşenleri tutabilirsin.
Cevapla
#14

" HZ. MUHAMMED MUSTAFA"
(Niyaz ve Selam olsun)


"Ben Mirac'a çıktığım gece Cebrail ( as) ile birlikte sidretül münteha'ya vardık. Cebrail ( as) bundan ilerisine gitmek bize nasip ve müyesser değildir .. Buyurun dedi; Andan ileriye gittim, çok hicaplar geçtim, nihayet il-emr bir hicaba geldim..
Sefa geldin, hoş geldin Habibi zişan deyi verayı hicabdan bir seda ( nida) geldi.. Ol seda Ali" den olmağla sual ettim ki YA RAB, bu hitab-ı İzzet Ali lisanına (sesine ) benzer. İmdi Allah'ı Azimişşan buyurdu ki;
" Ey Habibim, ben Şey'im.
Lakin eşya gibi değilim. Senin kalbine muttali oldum anda muhabbeti Ali'yi buldum .. Ve Ali ile üffet ve ünsiyyetin olduğundan seni korkmayasın diye Ali lisanı ile söyledim (seslendim)" dedi.."

( İmam Cafer-i Sadık Buyruğu )
Allah Allah..
Cevapla
#15

Hz.Musa (a.s) ve Çoban

Hazreti Musa, bir gün bir başına dağları dolanırken, uzakta yoksul ve yalnız bir çoban gördü. Çoban dizüstü çökmüş, ellerini semaya açıp dua etmekteydi. Bu durum Hz. Musa’nın çok hoşuna gitti, ama yaklaşıpta çobanın duasını duyunca şaşırdı.
Çoban Rabb’ine şöyle yalvarıyordu:
Kurban olduğum Allah ‘ım. Seni ne kadar severim, bir bilsen. ne istersen yaparım, yeter ki Sen iste. Sürüdeki en yağlı koyunu kes desen, gözümü kırpmadan keserim Sen’in için. Koyun kavurması güzeldir Allah ‘ım, kuyruk yağını da alır pilavına katarsın, tadından yenmez olur.
Hz. Musa duaya kulak kabartarak çobana yaklaştı.
Çoban Duasına devam ediyordu:
Yeter ki Sen dile, ayaklarını yıkarım. Kulaklarını temizler, bitlerini ayıklarım. Ne kadar çok severim ben Sen’i. Sana çok hayranım.
Duydukları karşısında Hz. Musa öfkeden küplere bindi, bağıra çağıra kesti çobanın duasını:
Hz. Musa:
Sus, seni cahil adam! Ne yaptığını sanırsın?Allah pilav yer mi? Allah’ın ayakları mı var yıkayasın? Böyle dua olur mu? Külliyen günaha giriyorsun. Derhal tövbe et!
Çoban, Hz. Musa’dan azarı işitince kulaklarına kadar kızardı, utancından yerin dibine girdi. Bir daha böyle kendi kafasına göre dua etmeyeceğine gözyaşları içinde yeminler etti. o gün akşama kadar Hz. Musa çobanın yanında durup ona temel duaları ezberletti.Sonra “Allah benden razı olur, iyi iş yaptım” diye düşünerek yoluna devam etti.
Hz. Musa o gece bir ses işitti, seslenen Rabbi idi:
“Ey Musa! sen bugün ne yaptın? sen ayırmaya mı geldin buluşturmaya mı? Şu garip çobanı azarladın. Onun bana ne kadar yakın olduğunu anlayamadın. Ağzından çıkan lafı bilmese de, O çoban inancında samimi idi. kalbi temiz, niyeti halisti.
Biz kelimelere bakmayız, Niyete bakarız! kelamlara bakacak olsak yeryüzünde insan kalmazdı!
Biz çobandan razıydık. başkasına medih olan söz sana zemdir. Ona bal olan sana zehirdir. Sen işittiklerini inkar ve küfür saydın ama bilsen ki bir kabahati varsa bile, ne tatlı kabahattır onun ki”
Musa aleyhisselam hatasını anladı ertesi gün çobanın yanına gitti çoban duaya durmuştu yine, Ama dünkü heyecanından, samimiyetinden eser yoktu. Öğretildiği gibi yakarmaya gayret gösterdiğinden, aman bir yanlış laf etmeyeyim diye takılıyor, kekeliyor, terliyordu.
Hz. Musa, çobana ettiğinden pişman olup sırtını okşadı ve dediki:
” Ey dost, ben hatalıyım, ne olur affet. Bildiğin gibi dua et.Allah nazarında böylesi daha kıymetlidir.

alıntıdır...
Cevapla
#16

İMAM HÜSEYNİ Mucize
Merhum Muhammed Rahim İsmail Beyg. Ehlibeyt’e (as) tevessül etme ve İmam Huseyin’e (as) kalbi bağlılık konusunda eşine az rastlanır takva sahibi kimselerdendi. Bu yüzden bir takım manevi makamlara erişmişti.Merhum, 1387 Ramazan ayında hakkın rahmetine kavuştu.Kendisi şöyle nakleder:

“Altı yaşında gözlerimden bir rahatsızlık geçirdim.Bu rahatsızlık, ağrısıyla birlikte üç yıl devam etti ve üç yıl sonra bu hastalık yüzünden iki gözümü de kaybettim.
Aşura günleri muhterem dayım merhum Hacı Muhammed Taki İsmail Beyg’in evinde mersiye meclisi vardı.Hava çok sıcak olduğundan misafirlere soğuk şerbet ikram ediyorlardı. Dayıma ” Bugün davetlilere ben şerbet dağıtmak istiyorum” dedim. “Gözlerin görmediği için bu işi sen yapamazsın” dedi. Bunun üzerine ” O halde sağlam birini görevlendirin; bana yardımcı olsun” dedim. Dayım da bu teklifimi kabul etti ve bizzat kendisi yarcım ederek misafirlere birlikte şerbet ikram ettik.
O sırada merhum Muinuşşeria İstehbânatî minbere çıkarak Hz. Zeyneb’in (sa) mersiyesini okudu. Bu mersiye beni çok etkilemişti.Dayanamayıp ağladım ve kendimden geçtim.(Mukaşefe aleminde) ihtişam ve azamet sahibi bir hanımefendi gördüm. Bu hanımefendi Hz. Zeynep (sa) Gözünde bir ağrı hissetmeyeceksin” dedi.
Gözümü açıp meclistekilere baktım. Sevinçle dayımın yanına koştum.Meclisteki herkes şaşırmıştı. Bir anda etrafıma toplandılar. Dayımın isteği üzerine beni bir odaya küfürlü içerikürerek kalabalığı dağıttılar.( Kör olan gözler açılmış )
Merhum daha sonra şöyle nakleder:
Yanımdaki alkol dolu kaseyi fark etmeden birtakım deneyler yapıyordum.Yanımdaki alkol dolu kaseyi fark etmeden kibrit yaktım.Ansızın alkol ateş alıp yanmaya başladı.Gözlerimin dışında bütün bedenimi ateş aldı.Birkaç ay hastanede tedavi gördüm. Bana ” Nasıl oldu da gözlerin sağlam kaldı?” diye soranlara bunun, İmam Huseyin’in (as) bir vergisi olduğunu, ömrümün sonuna kadar gözlerimin ağrımayacağını vaat ettiklerini söylüyordum.
—-
YAZAR: BEYTÜL AHZAN TARİH: 18 AĞUSTOS 2009
“Gizemli Öyküler” kitabından alıntıdır.
Yazar: Ayetullah Destgayb
Öykü:32 Sayfa:71
Cevapla
#17

Cenabı Hakk´ın Hidayet Nuru Hz. Fatıma-tı Zehra Anne´miz Şöyle Anlatıyor;

Hz. İmam Hüseyin daha körpe yavruydu. O´nu beşiğe yatırdım ve Hz. Hüseyin´in uyumasını bekliyordum, bende divanın üzerine uzanmış Hz. Hüseyin´i gözlüyordum. Birden evin içini bir nur tabakası kapladı, kapı açıldı içeriye Hz. Cebrail girdi. Ben o an gözlerimi kapadım uyuyormuş gibi yaptım.
Hz. Cebrail doğruca Hz. Hüseyin´in beşiğine yöneldi, Hz. İmam Hüseyin beşikten indi, Hz. Cebrail´i saygı ile karşıladı.
Cebrail Hz. Hüseyin ile selamlaştıktan sonra birbiri ile kucaklaştılar. Onun peşinden Mikail, İsrafil, Azrail sıra ile Hz. Hüseyin´in yanına geldiler ve Hz. Hüseyin´e kıyam da bulundular.

O an melekler nurdan bir taht getirdiler, Hz. Hüseyin´e divan kurdular, Hz. Hüseyin o divana oturdu. O dört Melaike´ye Hz. Hüseyin ziyaretlerinin sebeblerini sordu. Onlarda kanlı Kerbela´dan dolayı sana başsağlığına geldik dediklerin de, Hz. İmam Hüseyin derinden öyle bir ah çekti ki yer gök titredi, melekler secdeye kapandı ve Hz. Hüseyin´i teselli etmeye çalıştılar ama nafileydi. Hz. Hüseyin´in feryadı yürekleri dağlıyordu.
Bu feryat öyle bir feryattı ki sanki gök kubbe yarılmış başımıza
yıkılacakmış gibi oldu. Bu feryada Arşı Ala´nın melekleride katıldı, onlarda Hz. Hüseyin ile zarı zarı ağlaştılar.
Gök yüzünde çarkı feleğinde Hz. Hüseyin ile ağladığına şahit oldum. Hz. Hüseyin´in feryadını fiğanını kesmek onlar için hiç kolay olmadı.
Aradan bir hayli zaman geçti, Melekler Hz. Hüseyin´ni tekrar beşiğine koyup çekip gittiler. Sonra ben kalktım Hz. Hüseyin´i kucağıma aldım, Hz. Hüseyin hiç bir şey olmamış gibi benim boynuma sarıldı ve yanaklarımı öptü kokladı.

Ben, Hz. Hüseyin´den ne olup bittiğini açıklamasını istediğim de: “Canım Anne´ciğim bu Tanrı ile bizim aramızda bir sırdır, sır olarak kalacaktır. Zamanı gelince bu sırrın gerçeğe çıktığı anda tüm dünya halkı iki kutuba ayrılacaktır, Hakk ile batıl iki kısma ayrılacaktır. Hakk´tan yana olanlar bizim yanımızda yerlerini alacaklardır. Batıldan yana olanlar ise şeytanı lainden yana olacaklar ve melun zalim yezidin yanında yerlerini almış alacaklardır. O kavime Allah dünya da ve ahirette lanet eylesin” deyip konuyu kapattı.

alıntıdır..
Cevapla
#18

Yüce Allah Cebrail ve Mikail'e (a.s) şöyle buyurdu: "Ben birinizin ömrünü arkadaşınınkinden daha uzun etmek istesem, hanginiz ömrünün kısa olmasını isteyip arkadaşına karşı fedakar olmak isterdi? Cebrail ve Mikail (a.s) uzun hayatı istediklerinde, Yüce Allah onlara hitaben şöyle dedi: "Neden habibimin kardeşi Ali gibi olmadınız? Ali, Hz. Muhammed (s.a.a) ve kardeşiği uğruna kendi nefsini feda edip, onun yatağına yattı. Derhal yanına inin, onu (Ali 'yi) düşmanlarının şerrinden koruyun."
Bu emir üzerine Cebrail ve Mikail (a.s), İmam Ali'nin huzuruna indiler, biri başı ucunda, öbürü ise ayakları ucunda beklediler. Cebrail (a.s) buyurdu ki: "Kim senin gibi olabilir ki.

alıntıdır...
Cevapla
#19

Cenabı Hakk´ın Hidayet Nuru Hz. Fatıma-tı Zehra Anne´miz Şöyle Anlatıyor;

Hz. İmam Hüseyin daha körpe yavruydu. O´nu beşiğe yatırdım ve Hz. Hüseyin´in uyumasını bekliyordum, bende divanın üzerine uzanmış Hz. Hüseyin´i gözlüyordum. Birden evin içini bir nur tabakası kapladı, kapı açıldı içeriye Hz. Cebrail girdi. Ben o an gözlerimi kapadım uyuyormuş gibi yaptım.
Hz. Cebrail doğruca Hz. Hüseyin´in beşiğine yöneldi, Hz. İmam Hüseyin beşikten indi, Hz. Cebrail´i saygı ile karşıladı.
Cebrail Hz. Hüseyin ile selamlaştıktan sonra birbiri ile kucaklaştılar. Onun peşinden Mikail, İsrafil, Azrail sıra ile Hz. Hüseyin´in yanına geldiler ve Hz. Hüseyin´e kıyam da bulundular.

O an melekler nurdan bir taht getirdiler, Hz. Hüseyin´e divan kurdular, Hz. Hüseyin o divana oturdu. O dört Melaike´ye Hz. Hüseyin ziyaretlerinin sebeblerini sordu. Onlarda kanlı Kerbela´dan dolayı sana başsağlığına geldik dediklerin de, Hz. İmam Hüseyin derinden öyle bir ah çekti ki yer gök titredi, melekler secdeye kapandı ve Hz. Hüseyin´i teselli etmeye çalıştılar ama nafileydi. Hz. Hüseyin´in feryadı yürekleri dağlıyordu.
Bu feryat öyle bir feryattı ki sanki gök kubbe yarılmış başımıza
yıkılacakmış gibi oldu. Bu feryada Arşı Ala´nın melekleride katıldı, onlarda Hz. Hüseyin ile zarı zarı ağlaştılar.
Gök yüzünde çarkı feleğinde Hz. Hüseyin ile ağladığına şahit oldum. Hz. Hüseyin´in feryadını fiğanını kesmek onlar için hiç kolay olmadı.
Aradan bir hayli zaman geçti, Melekler Hz. Hüseyin´ni tekrar beşiğine koyup çekip gittiler. Sonra ben kalktım Hz. Hüseyin´i kucağıma aldım, Hz. Hüseyin hiç bir şey olmamış gibi benim boynuma sarıldı ve yanaklarımı öptü kokladı.

Ben, Hz. Hüseyin´den ne olup bittiğini açıklamasını istediğim de: “Canım Anne´ciğim bu Tanrı ile bizim aramızda bir sırdır, sır olarak kalacaktır. Zamanı gelince bu sırrın gerçeğe çıktığı anda tüm dünya halkı iki kutuba ayrılacaktır, Hakk ile batıl iki kısma ayrılacaktır. Hakk´tan yana olanlar bizim yanımızda yerlerini alacaklardır. Batıldan yana olanlar ise şeytanı lainden yana olacaklar ve melun zalim yezidin yanında yerlerini almış alacaklardır. O kavime Allah dünya da ve ahirette lanet eylesin” deyip konuyu kapattı.

alıntıdır..
Cevapla
#20

Adamın biri birgün ,Hz.Ali'yi çok sevdiği için kendisini ziyaret etmeye karar verir,
-Mekke sokaklarından ilerlerken bir pazardan içeri girer,Hz.Ali'yi bir şahıstan sorar .
Adam,Hz.Aliyi yerden yere vurur, şahıs şaşkın,bir şekilde yoluna devam eder pazar sonunda bir kişiye tekrar sorar, bu şahıs ise Hz.Aliyi öve öve biteremez.
-Ve nihayet Şahı Merdan Alinin yanına varır, sonra Hz.Aliye pazardan girerken seni sordum adam seni yerden yere vurdu,
Şaşkın bir şekilde pazardan aşağı indim ve tekrar seni bir kişiye sordum,
Ama bu sefer adam seni öve öve bitiremedi,nedir bunun hikmeti ya Ali.
-Şahı Merdan Ali cevap verir,
Beni kötÅ«leyen mutlaka benden bir iyilik görmüştür,
-Ama beni öve öve bitiremeyen ise henüz beni tanımıyor ve bir iyilik görmemiştir benden ,hikmeti budur.
Ya gönül sende sakın sana kötülükte yapsalar bile ,sakın iyilik yapmaktan vazgeçme ,gönül kırma.
-Zira gönül Allah'ın evidir,gönül kıranın iki yakası bir araya gelmez.

alıntıdır..
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi