Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

İmam Hatipler bir Alevi sayesinde var!
#1

Türkiye'de İmam Hatip Okullarının açılması karanının altında bir Alevi'nin imzasının olduğunu kaç kişi biliyor… Üstelik bu imza… "Verilen bir emri yerine getirme" mecburiyetinden değil, aksine, Bakanın engellemesini ortadan kaldırmak için, bütün riskleri göze alarak atılan bir imza…
Hacıbektaş'ta, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a yapılan saldırıları eleştirirken, "Bu törenler yapılabiliyorsa AKP'nin sağladığı huzur ortamı sayesindedir" diyen AKP'liye cevabımız, "Asıl sen bugün o makamda isen, İmam Hatip kökenli bir Başbakan olduğu içindir ve İmam Hatiplerin açılmasını sağlayan da bir Alevî'dir" olacaktır.

Evet, bunca olumsuzluklarına rağmen Erdoğan'ı millet İmam Hatipli olduğu için desteklemektedir. İmam Hatip okullarının açılmasını sağlayan imzayı atan bürokrat ise, bir Alevî'dir. Bunu biz söylemiyoruz. Bunu, bir ara partinizin, yani AKP'nin Başakşehir Belediyesi Meclis Üyeliği de yapmış olan M. Fatih Çıtlak, "Huzur Defteri"nde (s.178-9) yazdı. Özetlemeye çalışalım. Doğru rüya tabirleri ile haklı bir şöhrete ulaşan Celâl Ökten'in şeyhi onun talebe yetiştirmek ve mektep oluşturmaktaki kabiliyetini bildiği için bir gün ona, "İtalyan mektebi var.

Fransız mektebi var. Niye siz Arapça tedrisat adı altında bir din diyanet öğreten okul açmıyorsunuz" der. Bu talimatı alan Celal Ökten Hoca Ankara ve İstanbul'daki Maarif'le devamlı yazışarak böyle bir okulun açılması için çalışmaya başlar. Yazışmalar, Ankara'ya gidip gelmeler derken, iş Maarif Vekilliği'nde tıkanır. İmzalanması gereken evrak Bakanın masasında uzun süre bekleyip durur. Haftaya gel, on gün sonraya gel diye Celal Ökten Hocayı sürekli oyalarlar. Bu sırada kendisine bir rüya gösterilir. O da, rüyasını şeyhine açar. Şeyhi ona, "Hoca, senin bu işini kendisine namaz nasip olmayan fakat Hazret-i Ali'ye muhabbeti olan bir zât çözecek" diyerek rüyayı tabir eder. Celal Ökten, "Efendi Hazretleri, dosyanın böyle bir kişiyle ne alakası var" dediyse de Şeyhi, "Hoca, ben rüyadan ne anladığımı söylüyorum" der, konuyu kapatır. Bundan sonrasını Celâl Hoca şöyle anlatır: "Bu hadiseden beş altı gün sonra Ankara'ya gittim, verilen randevu saatinde, Bakanın sekreterinin bulunduğu odada beklemeye başladım.

O güne kadar hiç benimle muhatap olmayan özel kalemdeki kişi biraz öfkeli biraz da canı sıkkın ama halime acır bir vaziyette; 'Anlamıyorsunuz değil mi?' diye bana hitâb etti. Ben şaşkınlıkla 'Neyi?' diye sordum. 'Yahu hoca, bu adamlar seni oyalıyor. Şimdi burada otur, istediğin kadar Bakan'ı bekle. Gelmeyecek ki! Seni usandırmak, oyalamak niyetindeler. Şimdi bekleyeceksin de ne olacak? Bana tekrar diyecekler ki 'Şu tarihe salla!' Senin bu geliş gidişlerinden ben utanıyorum. Artık bu adamların kapısını aşındırma!' diye serzenişte bulundu. Ben de buna karşılık, 'Bak kardeşim, beni yüz kere de çağırsalar bu kapıya geleceğim. Bıkmadan usanmadan burada bekleyeceğim." Sonra ne mi olur? Kitaptan aktaralım: "Adam birden yerinden fırladı. Bakanın odasına girdi. Orada bir şeyleri karıştırdığını duydum. Sonra kısa bir sessizlik, akabinde bir mühür sesi işittim. Sinirli fakat aynı zamanda çok duygulanmış olarak yanıma geldi ve dosyayı bana uzattı. 'Hocam al, istediğin onay belgesi! Selâhiyetimi kullanarak vekâleten imzamı atıp mührü bastım.' Çok şaşırdım. Kalbim heyecanla çarpmaya başladı. "Evlâdım, Allah senden râzı olsun. Sen ne temiz, ne sâlih bir evlâdsın!' diyerek onu kucakladım.

O da hürmetle mukabelede bulundu. Tam oradan ayrılıyordum ki, 'Hocam!' diye seslendi. 'Bizi duâda unutma! Bakma, bende namaz niyâz yoktur amma işte büyüklerimizden gördüğümüz kadarıyla Hazret-i Ali'yi severiz Allah sizin gibi hocaefendilerden râzı olsun. Bizler cahil yetiştik amma inşâallah sizin açtığınız mekteplerde halkımız hem Allah muhabbetini, hem Peygamber ve Ehl-i Beyt muhabbetini bizlerden çok daha iyi öğrenir.' Olduğum yerde kaldım." Evet, hakikat bu. İmam Hatiplerin açılması Alevî bir bürokratın riski yüksek bir sorumluluk alarak bastığı mühür ve attığı imza sayesindedir.

Atılan o imzadan sonra o gün bugündür on milyonlarca öğrenci Kur'an öğrendi. Namaz-niyaz öğrendi… Ne mutlu o Alevî bürokrata ki, bunların cümlesinden hanesine dağlar gibi sevap yazıldıkça yazıldı, yazıldıkça yazıldı. Çünkü Allah'ın (c.c.) vaadi böyle: "Kim güzel bir (işte) aracılık ederse, ona o işin sevâbından bir pay vardır." (Nisa: 85).

kaynak: yenimesaj.com.tr

Alevi forum,alevi köyleri,alevi türküleri,alevi ünlüler,alevi sözleri,alevilik nedir,alevi nedir
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular / Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Son Yorum Yazar: Admin
09-10-2014, 12:52 AM
Son Yorum Yazar: bektasi
07-23-2014, 04:45 PM
Son Yorum Yazar: bektasi
05-31-2013, 12:05 PM

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi