Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Tebessüm ettiren bir anı...
#1

Vali Muhittin Üstündağ, İstanbul'a gelen yabancı misafirleri ilk karşılayan devlet adamlarından biri idi. İnönü gibi o da ağır işitirdi. Hâtta, günümüzde hoş karşılanmayan, devrin devlet adamlarına yapılan 'sağır' gibi ithamlar, o yıllarda dilden dile dolaşan en komik esprilere konu olurdu. Şöyle ki; Ankara'ya yeni atanan yabancı bir ülkenin elçisi; İstanbul'a varışında bir bakıyormuş Vali Muhittin Üstündağ duymuyor. Ankara'da Dışişleri'ne gidiyormuş, Müsteşar Numan Menemencioğlu duymuyor. Başbakan İsmet Paşa'yı görüyormuş, keza o da aynı. Atatürk'le görüşebilmek için Umumi Kâtibi'ne ulaşıyormuş, o da öyle

Kâzım Özalp, bu konuyu anılarında yazmıştır. Tebessümle okuyoruz:

"Türkiye’yi trenle ziyarete gelen bir yabancı devlet adamını, Edirne’de hudutta karşılamak için Dışişleri Bakanlığı daire müdürlerinden Cevat Açıkalın görevlendirilmiş. Gelen kimseye Açıkalın’ın ağır işittiği, bu nedenle biraz yüksek sesle konuşması gerektiği saygılı bir şekilde anlatılmış. Misafir, bu söylenenleri pek doğal karşılayarak kendisi ile İstanbul’a kadar yol boyunca yüksek sesle konuşmuş. İstanbul’a varıldığında Vali Muhittin Üstündağ’ın ağır işittiği misafire duyurularak, yüksek sesle konuşması için benzer ricalarda bulunulmuş. Misafir, bu durumu da olabilir kabul etmiş. İstanbul’da diş ağrısı tutan yabancı misafir, çok ağır işiten, ancak mesleğinin ehli olan diş doktoru Sami Günsberg tarafından tedavi görmüş, Ankara’ya varıldığında istasyonda Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Numan Menemencioğlu tarafından karşılanmış. Tesadüf bu ya, Numan Bey de ağır işiten bir kimse olduğundan yabancı misafir tekrar ikaz edilmiş. Sayın misafirin birkaç günden beri alıştığı konuşma şekline göre, artık yavaş konuşması için dikkat etmesi gerekmektedir. Sonunda en yüksek makam olarak Başbakan İsmet Paşa’nın ziyaretine gidilecektir. Sayın misafire, Başbakan’ın ağır işittiği için, yüksek sesle konuşması ikaz edilir. Adamcağız, “Bu ikaza lüzum yok zaten sesli konuşmaya o kadar çok alıştım ki, eğer alçak sesle konuş deseydiniz, bu benim için zor olurdu” diyerek cevaplandırmış.

Bu olay Atatürk’e anlatıldığında gülüşmeler oldu. Atatürk, “Hakikaten tuhaf değil mi, mesleklerinde her biri bir otorite olan büyük devlet adamlarımızın çoğu, nedense ağır işitiyor. Acaba Türkiye’de büyük mevkilere gelebilmek için bu da bir şart mı?” diye espri yaptı. Orada bulunan ve çok zeki bir kimse olan, o zamanki Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, Atatürk’e dönerek ve elini kulağına küfürlü içerikürerek “Ne buyurdunuz paşam, işitemedim” dedi. Atatürk kahkahayı bastı “Haydi ordan, numara yapma, ben senin ne olduğunu çok iyi bilirim” diyerek tatlı sohbeti sürdürdü."


alıntıdır...
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi