Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Abant ve Alevilik
#1

Alevilik-Sünnilik ilişkisinin tartışıldığı bu yılki Abant Platformu'nda kimse kimseye baskı yapmadı, isteyen içkisini içti, isteyen Cuma'sını kıldı.

Dünkü yazımızı Alevilik ve Sünnilik ‘kutuplaşması’nı aşma yolunda, kutuplar-arasından öte ‘kutuplar-üstü’ bir yaklaşıma ihtiyacımız var diye bitirmiştik. Bu, geçen haftaki Abant Platformu’ndaki izlenimlerime dayalı bir görüş…

Gülen Hareketi ile irtibatlı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı tarafından her yıl düzenlenen Platform, bu yıl Alevilik-Sünnilik ilişkisini ‘Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak’ hedefli bir motivasyonla tartışmaya açtı. Yine her sene olduğu gibi dinî, etnik, ideolojik ve politik pek çok kesimden 150 civarında katılımcı ile…

Diyanet’ten temsilciler oradaydı. Farklı, hatta birbirine aykırı yaklaşımlara sahip Alevi kuruluşlarından temsilciler veya kendisinden başka kimseyi temsil etmeyen Aleviler oradaydı. CHP dâhil farklı siyasi partilerle irtibatlı ya da onlara yakın isimler de oradaydı. Hükümette görev yapmış bakanlar da, eski/yeni milletvekilleri de… Sağlı-sollu, muhafazakâr, sosyalist, liberal çizgileriyle ayırt edilebilecek entelektüeller, yazarlar, gazeteciler, akademisyenler de…

Orada kurduğumuz ‘dost sofrası’ndan bir fotoğrafı tvitırda paylaştık, pahalıya patladı! Fotoğraftaki bazı isimler üzerinden eğlenceli (‘mavra’tik) bir linç kampanyası başlatıldı. “Liberaller toplandık, iktidardan hoşlandık” diye türkümüzü çığıranlar da oldu, masada alkol yok mu, mahalle baskısı mı var orada diye soranlar da! Düne kadar rakıyı sünger gibi çekenler şimdi meyve suyu mu içiyor diye hayıflananlar da!..

Bunlara gülüp geçmek mümkün de sorulmuş madem, yanıtlayalım: Abant’ta isteyen bol bol rakısını da içti, şarabını da. Öyle gizli-saklı değil, Platform’un en üst düzey yetkililerinin gayet nazik “Afiyet olsun” dilekleri eşliğinde hem de… Fotoğrafı da zaten böyle bir muhabbetin ardından çakırkeyif bir coşkuyla paylaştım!..

Kimse kimseye baskı yapmadı Abant’ta. İsteyen içkisini içti, isteyen Cuma’sını kıldı.

Ve de toplantı, sonuç bildirgesinin açıklanmasının ardından Alevi dedemiz Hüseyin Dedekargınoğlu’nun okuduğu ‘gülbang’la kapandı!..
Ancak atılan tvitlerden biri var ki bunu göz ardı etmek hiç mümkün değil. Haksız, üzücü ve ürpertici olan bu tvitte fotoğraftakilere “Utanın” denerek ‘Sünni bir tarikat’ toplantısında Aleviliği konuşmanın, Nazi parti kongresinde Yahudiliği konuşmak gibi olduğu ifade edilmiş! Dün üzerinde durduğumuz Alevilik ve Alevileri konuşma-tartışma yolunda ‘Alevi-olmayan’lara biçilen değeri en uç noktada aksettirircesine!..

Gülen ‘Cemaat’ini ‘tarikat’ sanma noktasındaki bilgi eksikliğini geçelim ve Nazi parti kongresiyle eşleştirilen şu toplantıya biraz daha yakından bakalım! Çünkü belli ki orada sadece fotoğrafta görülen ve toptancı yaklaşımla hepsi ‘liberal’ yaftası yiyen isimlerin olduğu zannediliyor. Tvit, fotoğraf karesine girmeyen onlarca Alevi sivil toplum temsilcisini, özellikle kimliğiyle ilişkili tavrını dinî, siyasî, ideolojik temellerde toplantılar boyunca en sert şekilde koyan Alevileri de adeta gönüllü gaz odasına giden ‘zavallılar’ haline getirdiğinin farkında değil!..

Bunlar arasında Diyanet’in Alevilere yönelik yaklaşımını kıyasıya, hiç ödünsüz eleştiren Ali Yaman var mesela. Cemevlerinin ibadethane sayılmasından zorunlu din dersi uygulamasının kaldırılmasına kadar, Diyanet’in kapatılması görüşü de dâhil pek çok konuda sesi en ‘gür’ çıkan değerli dostumuz Necdet Saraç da…

Devletin ‘Alevi Çalıştayı’ raporunu hallaç pamuğu gibi atanlar da oldu oturumlarda, Çaldıran’dan Dersim’e, Maraş’tan Madımak’a kadar Alevilere yönelik kıyım ve kırımları tel’in edenler de… ‘Yavuz’u değil, ‘Şah İsmail’i dedesi saydığını söyleyenler de…

Sivas’ta insanlar yanarken, “Allah’ım, işte cehennem ateşi bu” diye bağıranları salondaki ‘Sünni’ ya da Alevi-olmayanların yüzüne vuran, daha doğrusu onları bu korkunç gerçekle yüzleşmeye çağıranlar da…

Nihayet, İslâm’ın olduğu her yerde kan, gözyaşı, acı var; o yüzden toplumsal barış olmaz şeklindeki görüşlerini hiçbir kısıt ve engellemeye uğramadan ifade edenler de…

Yanlış anlaşılmasın! Abant’ı Alevilik nezdinde ‘Nazi kongresi’ne eşdeğer sayanlara karşı aşka gelip o, aksine bir ‘Alevilik manifestosu’ydu diyor değilim. Sonuç bildirgesi ortada ve Abant’ta yapılanın Alevilikten yana mı, Aleviliğe karşı mı, yoksa daha da öte bir tür ‘Alevi antisemitizmi’ mi olduğuna siz karar verirsiniz!..

Fakat bilin ki herkes orada kendi kimliği, değerleri, iradesi ve kişiliğiyle bulundu.

Her şeyden geçtim; ‘Cemaat’ten de, Sünnilerden de, biz ‘sefil liberaller’den de…

Ama orada olup çok önemli ve değerli katkılarda bulunan Alevileri düşünün biraz! Madem Alevi’ye Alevi’den başka dost yok, hiç olmazsa onlar okkanın altına gitmesin!..

radikal.com.tr / Tayfun ATAY

Alevi forum,alevi köyleri,alevi türküleri,alevi ünlüler,alevi sözleri,alevilik nedir,alevi nedir
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi