Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Sünnilik-Alevilik: Bir duygu tahlili
#1

Sünnilik-Alevilik meselesinde işi zorlaştıran kadim bir duygu sorunu olduğunu düşünüyorum.

Aleviler'in Sünniler'e yönelik öfkesi.

Belki kabul edilmeyecektir ama bence ciddiye alınması gerekli bir konu bu.

"Kadim bir duygu sorunu" diyorum, iş taa Peygamberimizin vefatından sonraki Halife seçimine, "Orada Hazreti Ali'nin hakkının yendiği" kanaatine kadar uzanıyor.
Benim hissim şu:

Aleviler bu işte kendileri Hazreti Ali yanında yer aldıkları için, Hazreti Ebu Bekir'in hilafetini onaylayanları "Sünni" kabul ediyorlar.

Oysa Sünniler'in nezdinde -en azından ben Sünni isem benim nezdimde- gerçekten Hazreti Ebubekir'le Hazreti Ali'nin hilafeti arasında bir fark olmazdı, ben Hazreti Ali'nin hilafetini de aynı duyguyla selamlardım.

Ama Aleviler için orada bir kırılma oldu.
Sonra Emeviler dönemindeki vahşet. Kerbela.
Rasulullah'ın torunu, Hazreti Ali'nin oğlu ve ehli beytine karşı insanlıktan nasibi olmayan bir kıyım.


Öfke ateşine son

Hissettiğim şu ki, Aleviler bunu da "Sünniler'e karşı muğberiyet"e eklediler ve öfke çok daha kan yüklenmiş oldu.

Damar akıp geliyor ve nesillerden nesillere intikal ediyor.
En son Madımak olayı, sanki yeni bir Kerbela oldu ve Aleviler'in Sünniler'e yönelik öfke ateşine odun taşıdı.

Başbakan Erdoğan'ın "Alevilik Hazreti Ali'yi sevmekse ben dört dörtlük Aleviyim" sözüne Aleviler'den tepki geldi. Oysa bunu, Sünni camianın, içinden çıkardığı Başbakan seviyesinde Aleviler'e yönelik bir sempati hamlesi, bir duygudaşlık girişimi, bir kabul edilebilme adımı olarak görmeleri mümkündü.
Şöyle düşünüyorum:

Sünni toplum kesimlerinde Aleviler'e yönelik böyle bir tepkisellik bulunmuyor.

Kerbela'da yaşanan acıya herhangi bir Sünni'nin sevindiğini düşünebilmek akla ziyan. Aksine, Kerbela acısı, Sünni toplum kesimlerinde de en yakıcı biçimde hissedilir, yaşanır.

Ben dikkat etmemişim. Geçenlerde kız kardeşim anlattı:

-Rahmetli ninem, annem, Kerbela günleri geldiğinde bizi "Sakın kana kana su içmeyin, süslenip oynamayın, Hüseyin Efendimiz ve çocukları su içemeden şehit oldu" diye uyarırlardı.

Evet, "Fatıma Annemizdir. Hasan-Hüseyin Efendilerimizdir. Rasulullah'ın gül goncalarıdır." Sünni kültürde de, bu iki peygamber torunu, namazda dedelerinin sırtına çıkan ve o kutlu dedenin onlar ininceye secdeden kalkmamaya itina gösterdiği güzelliklerin kahramanlarıdır.

Tarih yeniden yazılacak

Yezid ise "Yezid'dir" Sünni kültürde.

Eminim ki, Tayyip Erdoğan da, bütün samimiyetiyle Alevi vatandaşlarımızın sorunlarının ortadan kaldırılmasını, sadece bir toplum kesiminin mağduriyetinin giderilmesi açısından değil, aynı zamanda bu ülkede Sünni-Alevi ilişkilerinde duygu kopukluğunun ortadan kalkmasını arzu ettiği için de istiyordur. Ben bunun, asla oy hesabı ile ilgisi olduğunu da düşünmüyorum.

Belki Tayyip Erdoğan, sorunları çözse bile, Aleviler'den oy gelmeyebileceğini de dikkate alıyordur. Ama sanırım o da, duygusal kopukluğun farkında ve bunun, "Sünni"liğin belirgin bir insanın iradesi ile aşılmasıyla hem "kadim bir sorun"a neşter vurulmuş olacağını hem de ülkenin çok şey kazanacağını hesap ediyordur.
Tarih yeniden yazılacak adeta.

Bu değerlendirmelerim, Sünni bir kişi olarak Aleviler'in gönül dünyasına bir sesleniştir:

-Taa ilk halife seçiminden, Kerbela'dan başlayan öfkeleri, Sünniler'e yönelterek kendinizi tanımlamayın. İlk halife seçiminde yoktuk, Kerbela'da Hazreti Hüseyin'in yanındayız, Madımak'ı lanetliyoruz.
Benim bu algım yanlışsa, yanlış olduğunun Aleviler'ce söylenmesinden de sadece hoşnut olurum.

[Resim: 18.jpg]
AHMET TAŞGETİREN-BUGÜN
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular / Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Son Yorum Yazar: Admin
10-28-2013, 10:54 PM

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi