Alevi Forum

Tam Versiyon: Noksani Baba Nefesleri
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.

çerağ

Noksani Baba, 19. yy. ozanıdır. Rahmetli Şinasi Koç’un 1943-45 yılları arasında derleyip toparladığı bilgiye göre ise 18.yy. ozanıdır.

Bu yüzyılın sonlarında Erzurum’da doğmuştur. Asıl adı İbrahim’dir. Döneminin koşullarına uyarak babası ona medrese öğrenimi yaptırır. Bu yıllarda İnce Molla olarak ünlenir.

Noksani’nin babası İsmail, Ağuçan Ocağından Sadık Dede’ye bağlıdır. Sadık dede ise Elâzığ’ın Sün köyünde Koca Seyyid oğullarındandır. Bu ocağın adı Ağuçan’dır. Günlerden bir gün Sadık Dede, taliplerinden İsmail’i görmek için Erzurum a gelir. Ev halkı büyük bir sevinçle kendisini karşılar. İçlerinde ibrahim yoktur. Sadık Dede, İbrahim’i sorar. Babası da “Buralardaydı. Nerede ise şimdi gelir.” Yanıtını verir.

Biraz sonra İbrahim içeri gelir. Onu yakından izleyen Sadık Dede, İbrahim’deki değişikliğin hemen fakına varmıştır. O duruma göre İbrahim, Alevi terminolojisiyle “zahir ilmine kapılmıştır. Kibirlidir. Kendinden üstün kimse olmadığı savındadır.

Bunu anlayan Sadık Dede, elini öpen İbrahim’in iki omuzu arasına iki eli ile vurur. Dua eder. İbrahim’in ağzından bir duman çıkar ve düşüp bayılır. Bir süre sonra ayılır ve Sadık Dede’ye bakarak söyler.

Gönlümün ziyası, gözümün nuru,
Gönlümde mihmanım sen oldun ezel.
Kolumun kuvveti, dizimin feri,
Ruh ile revanım sen oldun ezel.

Sadık Dede, İbrahim’e “Noksani” mahlassını verir. Bundan sonra kısa bir süre içerisinde deyişleri dillere yayılır. Halkın sevgilisi durumuna gelir.

Yüzün şemsü kamer gözlerin nurdur
Ayın hilaline benzer kaşların
On sekiz bin alem hüsnüne kuldur
Labin Kevser olmus dürdür dişlerin

Ak alnın sadeftir kirpiğin oklar
Münkir inkar olur mü’mini haklar
Gerçek aşık olan kapuyu bekler
Efendim kıyasa gelmez işlerin

Zülfün gül yüzüne eyler bin nikap
Münkirler gözüne görünür hicap
Yedi hat vech ile hem yüz dört kitap
Fitne salar dü cihana saçların

Celalinden münkirlere bakarsın
Yedi tamu içre nare yakarsın
Kalbini de vesveye sokarsın
Gözlerinden akar kanlı yaşların

Cemalinden bakarsan mü’min kullara
Geçer serden baştan düşer yollara
Marifet bağında gonca güllere
Gülistan bahçesinde öter kuşların

Seven sizi can içre cananısın
Aşıklar katredir sen umanısın
Gönül bir gemidir sen dümensin
Yelken açmak ister bu dervişlerin

Cemalin benzettim ümmü l- kitaba
Arifler zerredir sen afitaba
NOKSANİ kusurum gelmez hisaba
Şah’ım aft kıl cümlemizin suçların

***
Medet mürvet dedim kapina geldim
Muhammet Mustafa Ali gel yetiş
İsyan deryasına gargolup kaldim
Pirim Ulu Haci Bektaş Veli gel yetiş

Şu benim halimi pirime bildir
Kalbimizin evini nur ile doldur
Cesedim ölmeden nefsimi öldür
Fadime Hatice Ulu gel yetiş

Bir tarafta nefsi emmar em azar
Bir tarafta vesvese çok hille düzer
Günahımızı yazmaktamelekler bezer
şah İmam Hasan Hüseyin Veli gel yetiş

Demah aldatmada geziyor her bar
Hırsa nefse fırsat vermeye cabbar
Sana sığınmışam Vahüdür Gahhar
Car günümün İmam Zeyneli Ali Aba gel yetiş

Yezidiler elinde müşkül halimiz
Münkür münafık farş eyledi yolumuz
İmam Bakır sen al bizim elimiz
İmam Cafer kali kaldır gel yetiş

Dağlarca günahımızı gel vurma yüze
Cehennem narını gösterme bize
Musayi Kazim'la Pir Musrü Riza
Tağı Naki İmam Ali gel yetiş

Tövbekaram günahkaram bu yolda
Medet mürvet dedim kusurum elde
Göster cemalini gizleme darda
Askeri gönlümün gülü gel yetiş

NOKSANİ kulun ister didarı Cennet
Mahsumu paklarda yetişe himmet
Sana Sığınmışım Mehdi Muhammet
Sarı Saltık Kızıldeli gel yetiş

***
Hayalin gönlümde olalı mihman
Gah uslu gezeriz gah divaneyiz
Soyunup aşkından olmuşuz üryan
Gah Mecnun oluruz gah efsaneyiz

Cemalin göreli olduk serseri
Can verip bu yolda bulduk Haydar'ı
Lutf etti nuş ettik ab-ı kevseri
Gah ayık gezeriz gah mestaneyiz

Muhammed Ali'nin aşkına düştük
Kudret kandilinden nura yetiştik
İmam Hasan ile ağuyu içtik
Gah tavaf-ı Kabe gah puthaneyiz

İmam Hüseyin'in kemter kuluyuz
Zeynel bahçesinin can bülbülüyüz
Ma'rifet bağında aşkın gülüyüz
Ayna-i Hüda'yı gah seyraneyiz

Her dem Muhammed Bakırı zikreyleriz
Ca'feriyiz Hakk'a şükr eyleriz
Gah yedi tamuyu fikir eyleriz
Aşkın ateşinde gah pervaneyiz

Kazım ile yedi deryaya girdik
Rıza kapısından behişte yettik
Ummana kavuştuk katarı kattık
Naci deryasında gah dürdaneyiz

Taki ile cümle canı gezeriz
Naki ismin daim okur yazarız
Hakipay -ı Askeri'yiz tozarız
Secde -i Adem'de Sadıkaneyiz

Aşıkız bekleriz bab -ı velayet
Vechinde okuruz hem yedi ayet
İki kaş dört kirpik zülfün tamam et
Kıblegah eyledik aşıkaneyiz

NOKSANİ Mehdi-i Şah'a bendeyiz
Kanda varsak Kırklar ile cemdeyiz
Hakk'ı özümüzde bulduk demdeyiz
Pirin eşiğinde can kurbaneyiz

***
Dost cemâlin gördüm buldum safâyı
Şâz oluben güldüm elhamdülillah
Kalmadı gam gusse attık cefayı
Can kurban dilersen dönemem billâh

Surette melekdir güruhda Nâcî
Mâh yüzün seyr eden neyler mi’râcı
Bir tavaf sevabın bulmaz bin hacı
Alnında yazılmış nûr-ı arşullâh

Kaşların mihrabı kıbl-i imândır
Kirpiklerin kasdı sîne-i çandır
Gözlerin fitne-i âhır zamandır
Yıkar bu âlemi neûzübillâh

Kametin elifdir benzer çinâra
Vasf edemez dilim olsan sad pare
Zülf ü zenahdânın gören biçâre
Dembedem zikr eder tebarekallah

Leblerin esrarı beyt-i Rahmân’dır
Vücûdun şehri dârü’l-amandır
NOKSANİ kulunun cismine candır
Kalb-i viranımda nefh-i Rûhullâh

***
Çoktan beri intizarın çektiğim
Candan arzumanım dost sefa geldin
İkrarına hem giriftar olduğum
Ahdiyle peymanım sen sefa geldin

Bir saat miktarı geldin oturdun
Selâm verip cana hayat yetirdin
Yüzüm basa kadem kerem getirdin
Candan arzumanım sen sefa geldin

Eğip kuşlarını hilal eyliyen
Kem sözlerim ab-ı zülal eyliyen
Hamd olsun hatırım sual eyliyen
Hatırımı soran dost sefa geldin

Mevlam her Mansur'u Hallaç etmesin
Kendinden gayrıya muhtaç etmesin
Lokman Hekim bana ilaç etmesin
Tabib-i mihmanım sen sefa geldin

NOKSANİ cahile eylemez minnet
Kamilin medhini eyler ne hacet.
Seyyit Seyfi oğlu dedem Muhammet
Mürşidim mihmanım sen sefa geldin

***
Bu gönlüm çok sever güzel methini
Güzelde yangına sel bulunmalı
Bakması mest eder cansız yatanı
Gülerken yanakta hal bulunmalı

Gezerken ceylandır bakarken maral
İnce narin değil tam orta karal
Gezmesen o bağda solmadan saral
Sevda bahçesinde gül bulunmalı

Güzeli bulmalı eyyam deminde
Yoktur bir kusuru hub endamında
Bulmalı eşini tıfıl çağında
Sinesi üstünde el bulunmalı

Ölçülmez güzelin asla kıymeti
Herbir yerde olur onun rağbeti
Dinlenir mecliste olsa sohbeti
Güzelde hünerli dil bulunmalı

Herbir mahlukatı mevlam yarattı
Kimini çok kimin bir karar etti
Güzelin gamzesi canlara battı
Böyle güzellere kul bulunmalı

Güzel olan her dernekte seçilir
Verse bir kadehte zehir içilir
Gezdiği yerlerde güller açılır
Güzelde eda naz fel bulunmalı

Nedendir NOKSANİ fazla yazarsın
Az şeylerden sinirlenir azarsın
Bir gün olur tatlı candan bezersin
Alemde cennete yol bulunmalı

alevi-deyisleri-nefesler.tr.gg

çerağ

Dost cemâlin gördüm buldum safâyı
Şâz oluben güldüm elhamdülillah
Kalmadı gam gusse attık cefayı
Can kurban dilersen dönemem billâh

Surette melekdir güruhda Nâcî
Mâh yüzün seyr eden neyler mi’râcı
Bir tavaf sevabın bulmaz bin hacı
Alnında yazılmış nûr-ı arşullâh

Kaşların mihrabı kıbl-i imândır
Kirpiklerin kasdı sîne-i çandır
Gözlerin fitne-i âhır zamandır
Yıkar bu âlemi neûzübillâh

Kametin elifdir benzer çinâra
Vasf edemez dilim olsan sad pare
Zülf ü zenahdânın gören biçâre
Dembedem zikr eder tebarekallah

Leblerin esrarı beyt-i Rahmân’dır
Vücûdun şehri dârü’l-amandır
NOKSANİ kulunun cismine candır
Kalb-i viranımda nefh-i Rûhullâh

çerağ

Nefse uyup gönül yolundan çıkma
Bağlanır yolların şaşarsın bir gün
Vesvas - ı hannası kalbine sokma
Ecel çengeline düşersin bir gün

Arılara bakup ibret alsana
Her çiçeğin hamın hasın bilsene
İkilikten geçip biri bulsana
Birlikten geçersen şaşarsın bir gün

Can gözün göremez edersin inat
Suret - i güzeli seversin gayet
Nefse kul olana yoktur hidayet
İmandan gümana düşersin bir gün

İman ile güman bir kapda durmaz
Nefse uyan münkir didarı görmez
İkrar, iman, rıza kandedir sormaz
Dar kapda kaynama taşarsın bir gün

İrfanlarda okur ilmim çok dersin
Tenhalarda inkar edüp yok dersin
Kız gelin aldadup hak bende dersin
Nefsin ateşinde bişersin bir gün

İblis ile nefs atına binersin
zag misali her bir leşe konarsın
Çiğ bişmiş demezsin elin sunarsın
Kelp olup murdarlar eşersin bir gün

Mahluka doğru yol ta'rif idersin
Hak'dan döner iğri yola gidersin
Halal haram her ne bulsan yudarsın
Cismine zehrolur şişersin bir gün

Zahirinde ummanları yüzersin
Batınında dürlü hile düzersin
Ebu Cehil gibi kuyu kazarsın
Kendi duzağına düşersin bir gün

Balı zehir idüp sonra içersin
Batılını tutar Haktan kaçarsın
Dilber görsen pervaz idüp uçarsın
Çok havaya çıkma düşersin bir gün

Nefs içün gezenler Hakk'ı bulamaz
Bin bir yere gitse murad alamaz
Hikmet - i nefsinden halas bulamaz
Dergah - ı Ali'den düşersin bir gün

Bunca küstahlığı özümde buldum
Sanmayın illere ben dahil geldim
Kabul eyle Şah'ım bak tevbe kıldım
Tevfikınden refikına koşarsın bir gün

El - haris ke'l mahrum dedi çün Ahmed
Nefsine hakim ol dilersen rahmet
Noksani mürşide kıl candan hizmet
Korktuğun hallerden aşarsın bir gün

çerağ

Vücudun evini seyran eyledim
Bir köşenin yetmiş iki yolu var
Evvelinde altmışına uğradım
On ikinin türlü türlü hali var

Yedi kapı açılır arşın katında
Dördü zahirinde üçü batında
Bir kulu var kendi iradetinde
Üç yüz altmış altı yeksen kulu var

Bir bedestanı var kırk da dükkanı
Bin alıcı bir sarraftır satanı
Dört direk üstünde on iki nişanı
Cevher satar türlü türlü lalı var

Kimse bilmez o gevherin kıymetin
Bir kalesi vardır yapısı metin
Kalenin kapısın açması çetin
Bir kilidin otuz iki dili var

Destur olmayınca ben açamadım
Ağlayup güleni ben seçemedim
Kıldan köprü yaptın ben geçemedim
Daha bundan gayrı müşkül halı var

Baykuşun deveyi sağdığın gördüm
Karıncanın göğe ağdığın gördüm
Bir anadan beş kız doğduğun gördüm
Bir babanın doksan dokuz oğlu var

Doksan dokuz oğlan ne yedi içti
Beş kızın lebinden kuvveti geçti
Oğlanın birisi deryaya düştü
Hâlâ yüzer oynar şimdi gölü var

Birinin on eri var daha kızım der
Birinin beş babası var ben öksüzüm der
Bir koyunun on kuzusu var yozum der
O koyunun memesi yok südü var

o koyunun südü ne tatlı, acı
Anın da ana göre vardır muhtacı
Firdevs bahçesinde üç gül ağacı
Her birinin on altışar gülü var

OL gülün birine elim uzattım
Alma diye çağırır bir boz atlım
Bülbüllerin feryadını gözettim
Her birinin ayrı ayrı dili var

Noksani bu sırra ereyim dersen
Çârdeki masumu göreyim dersen
Îmanla cennete gireyim dersen
Cem evine diri varma ölü var

çerağ

Geldim şu alemi islah edeyim
Serimi meydanda gördüm sonradan
Zaman mahlukuna özümü verdim
Sermayeden zarar gördüm sonradan

Geldi bizim ile sevdi sevişti
Al kadehle kadeh doldurdu içti
Sadık yarim diye yeminler içti
Özü çürük imiş duyduk sonradan

Şu zalımın kara kara yüzleri
Yaramıza yaramadı tuzlan
İki dinli bed cahilin sözleri
Durdukça kar etti cana sonradan

Noksani kuluna bir kar edeyim
On iki imam dergahına gideyim
Özü çürük şu midceni nideyim
İblis talip olmaz duyduk sonradan

çerağ

Geldim şu alemi ıslah edeyim
Özümü meydanda gördüm sonradan
Zaman mahlukuna meylimi verdim – sırrımı verdim
Sermayemden zarar gördüm sonradan

Geldi bizim ile sevdi sevişti
Al kadeh ver kadeh doldurdu içti
Sadık yarmış gibi yeminler içti
Özü çürük imiş duyduk sonradan

Şu zalımın kara kara yüzleri
Yaramıza yaramadı tuzları
İki dinli ben ca-hilin sözleri hey can sözleri
Durdukça kar etti bize sonradan

Noksani kuluna bir kâr edelim
On iki imam derga-hına varalım
Özü çürük mili canı nidelim
İblis talip olmaz olmaz duyduk sonradan

çerağ

Hayalin gönlümde olalı mihman
Gah uslu gezeriz gah divaneyiz
Soyunup aşkından olmuşuz üryan
Gah Mecnun oluruz gah efsaneyiz

Cemalin göreli olduk serseri
Can verip bu yolda bulduk Haydar'ı
Lutf etti nuş ettik ab-ı kevseri
Gah ayık gezeriz gah mestaneyiz

Muhammed Ali'nin aşkına düştük
Kudret kandilinden nura yetiştik
İmam Hasan ile ağuyu içtik
Gah tavaf-ı Kabe gah puthaneyiz

İmam Hüseyin'in kemter kuluyuz
Zeynel bahçesinin can bülbülüyüz
Ma'rifet bağında aşkın gülüyüz
Ayna-i Hüda'yı gah seyraneyiz

Her dem Muhammed Bakırı zikr eyleriz
Ca'feriyiz Hakk'a şükr eyleriz
Gah yedi tamuyu fikir eyleriz
Aşkın ateşinde gah pervaneyiz

Kazım ile yedi deryaya girdik
Rıza kapısından behişte yettik
Ummana kavuştuk katarı kattık
Naci deryasında gah dürdaneyiz

Taki ile cümle canı gezeriz
Naki ismin daim okur yazarız
Hakipay -ı Askeri'yiz tozarız
Secde -i Adem'de Sadıkaneyiz

Aşıkız bekleriz bab -ı velayet
Vechinde okuruz hem yedi ayet
İki kaş dört kirpik zülfün tamam et
Kıblegah eyledik aşıkaneyiz

Noksani Mehdi-i Şah'a bendeyiz
Kanda varsak Kırklar ile cemdeyiz
Hakk'ı özümüzde bulduk demdeyiz
Pirin eşiğinde can kurbaneyiz