Alevi Forum
Rize’ye çayı kim getirdi - Baskı Önizleme

+- Alevi Forum (https://www.aleviforum.net)
+-- Forum: Genel Konular (https://www.aleviforum.net/Forum-genel-konular.html)
+--- Forum: Mustafa Kemal Atatürk (https://www.aleviforum.net/Forum-mustafa-kemal-ataturk.html)
+---- Forum: Atatürk Haberleri (https://www.aleviforum.net/Forum-ataturk-haberleri.html)
+---- Konu Başlığı: Rize’ye çayı kim getirdi (/Konu-rize%E2%80%99ye-cayi-kim-getirdi.html)



Rize’ye çayı kim getirdi - çerağ - 09-25-2015

Rize’de, Cumhuriyet Meydanı’nın yeniden düzenlenmesi projesinde Atatürk heykeli yerine çay bardağı figürünün konulması ile ilgili tartışma sürüyor.
AKP’li Rize Belediyesi’nin Atatürk heykelini kaldırma isteğiyle başlayan tartışma, AKP’li Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap’ın referandum çağrısıyla büyüdü.
AKP’li Kasap, Rize’nin simgesi olduğu için çay bardağı heykeli koymak istediklerini ifade ederken Aydınlık’tan Ercan Dolapçı, Rize’ye çayın nasıl geldiğine ilişkin bit yazı kaleme aldı.
Yazıda, “Rize’ye çay ekimini Cumhuriyet devrimi ve onun lideri Atatürk ve ardından da İsmet İnönü getirdi” ifadeleri yer alırken, “Bu konuda büyük emekleri geçmiş Ziraat Mühendisi Zihni Derinle birlikte ellerinde de çay bardağı olan bir anıt dikilmeli” önerisi getirildi.

İşte Ercan Dolapçı’nın o yazısı:
Rize’de Atatürk anıtı ve çay bardağı tartışması başladı. Bu kuşkusuz basit bir tartışma değil. AKP dönemiyle başlayan Cumhuriyet devrimi karşıtlığının bir tezahürü. Rize Belediyesi, çevre düzenlemesi bahanesi ve oldubittiyle Atatürk anıtını kaldırmak istiyor. Yerine de Rize’nin simgesi “çay”ı temsil eden “çay bardağı anıtı” dikecekmiş! Oysa bilmezler ki Rize’ye çay ekimini Cumhuriyet devrimi ve onun lideri Atatürk ve ardından da İsmet İnönü getirdi ve kurumlaştırdı. Cumhuriyet’in kurucu kadroları Karadeniz’in şirin kasabası görünümündeki Rize ve çevresini çay merkezi yaptı. Binlerce aileye geçim kaynağı yarattı. Göçerlikten, başkasının kapısında amelelikten kurtardı. Eğer anıt yapılacaksa yine Atatürk anıtı olmalı ve yanına da bu konuda büyük emekleri geçmiş Ziraat Mühendisi Zihni Derinle birlikte ellerinde de çay bardağı olan bir anıt dikilmeli.

İTTİHATÇILAR İLK ADIMI ATTI
Günlük yaşamda vazgeçemediğimi z çay, Türkiye’de öyle asırlardan beri yetiştirilen bir ürün değil. Çay üretmek için ilk girişim 1888 yılında, zamanın Ticaret Nazırı Esbaki İsmail Paşa tarafından yapıldı. Çin’den getirilen çay tohumları Bursa’da ekilmiş, ancak sonuç alınamamıştı. Yine de bu sevdadan vazgeçilmedi. 1917 yılında bölgenin kalkınması için İttihatçı yönetim, Batum ve çevresinde incelemeler yapmak üzere, bölgeye aralarında Halkalı Ziraat Mektebi Alisi Müdür Vekili Ali Rıza Erten’in de yer aldığı bir heyeti gönderir. Yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporda, Batum ile benzer ekolojiye sahip Doğu Karadeniz bölgesinde çay ve narenciye bitkilerinin yetiştirilebile ceği belirtilir. Denemeler yapılır. Ancak ilerleme kaydedilmez.

CUMHURİYETÇİLER BAŞARDI
Cumhuriyet yönetimi ise bu konuda kararlıydı. Bölgenin kalkınması ve göçün önlenmesi için bölgeye uygun tarım ürünleri için harekete geçti. 1923 yılında ilk çalışmalar başladı. Bu işin Sovyetler Birliği’nin Gürcistan Cumhuriyeti’nin güzel kıyı şehri Batum’da çok iyi yapıldığı öğrenildi. İklim de benziyordu... Muğlalı Ziraat Mühendisi Zihni Derin ve heyeti inceleme gezisine gönderilir. Zihni Bey, gelirken bolca çay ve narenciye tohumuyla gelir. Rize’de deneme ekimi yapar. Sonuç alır. Ardından Batum’dan büyük miktarda tolumluk çay getirilir. 500 bin tohum, fidan haline getirilir. Halka dağıtılır. Ancak yeterince üzerinde durulmayınca iş tutmaz. Zihni Bey işin peşini bırakmaz ve işi resmileştirmek için kolları sıvar. Bir kanun teklifi hazırlar, bakanlık kanalıyla Meclis’e sunar. Bu tasarı, o dönemin Rize milletvekilleri nin de desteğiyle 6 Şubat 1924 tarih ve 407 sayıyla kanunlaşır ve “Rize Vilayeti ile Borçka Kazasında; Fındık, Portakal, Limon, Mandalina, Çay Yetiştirilmesi Hakkındaki Kanun” adıyla yürürlüğe girer. Bu sırada Zihni Bey başka illere atanır. Bir süre öğretmenlik de yapar. Ama aklı fikri Rize’de başlattığı işi bitirmektedir. 1938 yılında Rize ve çevresinde kurulacak Zirai Teşkilat’ın koordinatörlüğü ne getirilir.

ZİHNİ DERİN’İN ÇABALARI
Bu süre içinde Ankara da işin peşini bırakmaz. 1937 yılında ikinci hamleyi yapar ve Rusya’dan binlerce ton tohum getirtilerek, Araklı’dan Sovyet sınırına kadar olan bölgede 30 bin dekarlık bir alan çay tarımı için ayrılır, üreticiye Ziraat Bankası’ndan 5 yıl süreyle faizsiz kredi verilir. Fidanlar tutar. İlk yaş çay yaprağı hasadı ve kuru çay üretimi 1938 yılında gerçekleştirili r. Ceplere para girmeye başlar. Halk da benimser ve hızla bölgeye yayılır. Bu sefer olmuştur artık. Halkın da yüzü gülmeye başlar. Atatürk’ün ardından çalışmaları İsmet Paşa devralır... 1940 yılında çıkarılan “3788 Sayılı Çay Kanunu” ile iş güvence altına alınır ve çay bahçesi kuracaklara ruhsatname alma zorunluluğu getirilir. Bu yasal gelişmenin ardından çay tarım alanları giderek genişler ve üretim miktarı hızla yükselir. İlk çay fabrikası, 1947 yılında, 60 ton/gün kapasiteli, Rize Fener Mahallesi’nde, Merkez Çay Fabrikası adı altında işletmeye açılır. 1973 yılında, kurulan yaş çay işleme fabrika sayısı 32’ye, 1985 yılında ise 45’e ulaşır. 1963 yılından sonra yurt içi üretim talebinin tamamı karşılanır. İhracat bile yapılır.
1971 yılında Çaykur kurulur. 1984 yılında özel üretimin yolu açılır. Daha sonraki yıllarda yapılan özelleştirmeyle de çayda tekrar ithalatın kapısı açılır. Ne acıdır, çayla birlikte Atatürk’e de darbe vurulmak isteniyor. Oysa Cumhuriyet devrimi Türkiye’yi, kişi başına çay tüketiminde dünya ülkeleri arasında 4. sıraya; dünya çay üretiminde ise 6. sıraya getirmiştir...

ÖMRÜNÜ ÇAYA ADADI
Rize’nin simge ismi olan Zihni Bey, 1950 yılında emekli olana kadar kendini bu işe verir. 1964 yılında Rize’de çayın 40. yılı kutlamaları yapılır. Çalışma Bakanı Bülent Ecevit ile birlikte Zihni Derin de davet edilir. Bu sırada bir araba ona çarpar ve kalça kemiğini kırarak tekerlekli sandalyaye mahkûm eder. 25 Ağustos 1965 günü Ankara’da 85 yaşında hayatını kaybeder. O bir devrimcidir! Türkiye onlara çok şey borçlu...
Anıt yıkanlara ve çay ile fındığı söküp kivi ekenlere değil...

Odatv.com