Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Atatürk'ün naaşı Anıtkabir'e taşınıyor ve Ata'yı son görenler anlatıyor...
#1

Kabrin açılmasına saat 09:05’de başlanmış, kabri üstten ve yandan çevreleyen mermer levhalar birer birer çıkarılmış, kabrin üzerideki 80 cm. kalınlığındaki toprak tabaka alınarak, daha sonra Anıtkabir’deki ebedi istirahatgahına konulmak üzeri kağıt torbalarda toplanmıştı.
Toprağın altındaki döşeme de kaldırılarak geçici kabri boydan boya kaplayan çelik kapaklar dışarı çıkarılmış, Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk Bayrağına sarılmış gül ağacından yapılmış tabutu ile karşılaşılmıştı . 500 kg. ağırlığındaki tabut; sal tertibatı yapılmış olan vinçle yukarı çekilerek, kaldırılmış ve sonra salonun zeminine yerleştirilmişt i.

O sırada Başbakan Adnan Menderes “Hanımefendi buyurunuz” diyerek Atatürk’ün kızkardeşi Makbule Atadan’ı tabutun yanına küfürlü içerikürmüştü.

Daha sonra tabutun vidaları sökülmüş, tabutun içerisindeki kurşundan yapılmış sanduka gaz birikmesi ihtimali hesaba katılarak, bir matkap ile delinmişti. Madeni sandukanın içerisi özel bir solüsyon ile ıslatılmış tahta talaşı ile doldurulmuştu ve delinme anında ne bir koku ne de bir gaz çıkmıştı. Sanduka açılarak talaş naaşın ayak ucuna toplanmış, bu sırada talaşın arasında ağzı sıkıca kapatılmış ...içi sıvı dolu bir şişe bulunmuştu.
Bu talaşa emdirilen solüsyondan bir numuneydi ve üzerine bir etiket ile terkibi yazılmıştı. Naaş, kahverengi bir muşamba ile kaplıydı ve içerisinde beyaz kefene sarılmış olarak Ata’nın naaşı vardı. Kefenin sargıları açılırken herkes nefesini tutmuş, Prof. Kamile Şevki Mutlu 15 yıl sonra ilk kez Atatürk’ün yüzüne bakmıştı. “Naaş çürüyüp bozulmuş, çıkan gazlar tabutu patlatmış, nöbetçi er kokudan bayılmış” gibi dolaşan rivayetlerin aksine Atatürk’ün naaşının derisi kahverengi bir renk almış olmasına rağmen yüz hatları bozulmamış, dağılmamıştı.

Prof. Mutlu o an gördüklerini daha sonra,

Yüzünü örten ıslak pamuk kitlesi kaldırılınca Ata'nın heykel gibi duran yüzü ile karşılaştım. Uzun sarı saçlarından ince bir tutam, sol göz kapağının üzerine düşmüştü. Atatürk Dolmabahçe Sarayı’ndaki yatağında uyuyor gibiydi. diyerek anlatmıştı.

Atatürk’ün naaşının Anıtkabir yapılana dek korunabilmesi için tahnit denilen özel bir işlem yapılmıştı. Gülhane Askeri Akademisi Patolojik Anatomi Profesörü Dr. Lütfi Aksu tarafından gerçekleştirile n bu işlem sırasında naaşa, şırınga ile özel bir formül enjekte edilmiş ve üzerine terkibinin yazıldığı iki adet küçük şişe Ata’nın naaşının koltuk altlarına yerleştirilmiş ve bu sayede naaş öldüğü günkü haliyle korunabilmişti. Ancak İslam dini kurallarına göre cenazenin toprağa defni şart koşulduğundan, geçici tahnitin bozulması ve cesedin çürümeye başlaması için nakilden bir gün önce Başbakan Adnan Menderes’in huzurunda tabut açılmış ve tahnitin bozulmaya ve cesedin çürümeye başlaması sağlanmıştı. Bu nedenle Atatürk’ün naaşını dağılmadan önce son görenler o törene katılanlar olmuştu. O tarihte Etnografya müzesi’nde asistan olarak çalışan Osman Ersoy ve Halide İntepe o gün ile ilgili izlenimlerini şu şekilde aktarmışlardı:

“Sağlığında görmemiştim Atatürk’ü... Korkunç heyecanlıydım. Biz çalışanlar, asistanlar, memurlar sıra ile katafalka çıktık, oldukça sararmış ve küçülmüş bir çehre... 1-2 günlük sakalı vardı. Kaşları fevkalade iyi şekilde farkediliyordu. ” -Osman Ersoy-

“ Tabut kapanmadan en son gittim baktım. Başı yana doğru eğikti. Yüzü hiç bozulmamıştı. Azıcık sakalları çıkmıştı. Hani insan hasret giderek ölürse gözleri aralık kalırmış ya, öyle aralıktı gözleri... Ama bir ölü yüzü yoktu. Uyuyor gibiydi.” - Halide İntepe-

Daha sonra Prof. Mutlu kenarda bekleyen komite üyelerini tabutun başına çağırmış ve tek tek tabutun içerisine bakmalarını istemişti. İlk Başbakan Adnan Menderes bakmış, çok heyecanlanmış, rengi sapsarı olmuş, Ata’nın yüzüne bakamamış, katafalktan inip müzenin kapısına doğru uzaklaşmıştı. En son kalan Abdülhalik Renda naaşa bakar bakmaz tabutun yanına yığılıvermişti. Herkes tek tek gördükten sonra naaş tekrar solüsyonla ıslatılmış, başı pamuklarla örtülmüş ve tekrar beyaz kefene sarılmıştı.

Naaş yeni bir tabuta yerleştirilip tekrar 15 yıl boyunca yattığı gül ağacı tabutun içerisine yerleştirilmiş, üzeri bayrakla örtüldükten sonra kapağı kapatılmıştı. Kabrin açılmasında hazır bulunan resmi heyet tarafından bir protokol hazırlanarak imzalanmış, Kız Teknik Öğretmen Okulu öğrencilerinin hazırladığı Türk Bayrağı, katafalkın üzerine serilmişti.

Ulu Önder Atatürk'ün aziz naaşının önünde, 9 Kasım’a kadar yüksek öğretim öğrencileri, subaylar, sivil erkan ve generaller saygı nöbeti tutmuşlardı.

Törene katılacak olan resmi heyet, 10 Kasım 1953 günü saat 09:00’da, Etnografya Müzesi önüne gelmiş, Saat 09:05’de müzenin önündeki boru ile “Ti” işareti verilmesiyle birlikte Ankara tepelerinde top atışı başlamış ve tüm törene katılanlar saygı duruşunda bulunmuştu. Cumhurbaşkanlığ ı Muhafız Alayı'ndan 12 er, Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk Bayrağına sarılı tabutunu omuzlar üzerine kaldırıp Etnografya Müzesi önünde bekleyen top arabasına yerleştirmiş, 136 genç asteğmenin çektiği top arabası saat 09:20’de müze önünden hareket etmişti.

alıntıdır...

[Resim: ax.jpg]
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Atatürk'ün naaşı Anıtkabir'e taşınıyor ve Ata'yı son görenler anlatıyor... - Yazar: çerağ - 10-30-2015, 08:06 PM

Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular / Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Son Yorum Yazar: çerağ
01-28-2020, 12:56 AM
Son Yorum Yazar: çerağ
11-07-2019, 02:15 AM
Son Yorum Yazar: çerağ
02-03-2019, 02:51 AM
Son Yorum Yazar: çerağ
01-05-2016, 03:25 AM

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi