Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Pratikte "Dört Dörtlük Alevi" Olmak
#1

Aslında bir bekleyiş içerisindeydik günlerdir Başbakan ne zaman Alevilerle ilgili bir söylemde bulunacak diye. Köprüye Yavuz Sultan Selim adı verildiği açıklandıktan sonra Gezi olaylarının hararetinden olacak, Başbakan Alevileri çok rahatsız eden bu mevzuyu pek kaşımadı, kaşıyamadı, kaşıyacak zamanı bulamadı. Tam da durum, vaziyet bu iken Başbakan, dün gece bir iftarda şu açıklamayı yaptı:

“Alevi-Sünni diye ayırmaya çalışıyorlar. Ne demek bu ayrımcılık. Alevilik Hz. Ali'yi sevmekse ben dört dörtlük bir Alevi'yim. Peygamberimizin damadıydı, cengaverdi. Kışkırtmalara, tahriklere oyunlara gelmeyeceğiz. Türkiye sevdamızı, millet sevdamızı onlarla paylaşacağız. Alevilik HZ. Ali'yi sevmekse ben Aleviyim. Ama ben Aleviyim deyip HZ. Ali'nin yaşam şeklinden uzak duranların oyununa gelmeyeceğiz. “


Bu haberi okurken, Başbakan’ın Gezi olaylarına karşılık vermek amacıyla düzenlediği mitinglerden birinde: “ Reyhanlı'da 53 sünni vatandaşımız şehit edildi.” demesi aklıma geldi. Ölüler üzerinden mezhepçilik yapabiliyordu bir Başbakan. Bunu söylerken nasıl bir iç siyaset yaptığını kestirmek doğrusunu söylemek gerekirse çok güç. Reyhanlı’da hayatını kaybedenler arasında Alevi vatandaşlar da yer alırken, başbakanın bu söylemi Alevilerin başbakana olan antipatisini, güvensizliğini, saygısını “Köprü Vakası” ile beraber daha da arttırdı.

Daha sonrasında Alevilerle ilgili konuşmaktan uzak duran Başbakan, birden bire “ Dört dörtlük Aleviyim” diyerek şapkadan tavşan çıkarmayı gene başardı. Alevilerin kendisine olan son dönemde kabaran antipatiyi, güvensizliği azaltmak istemiş olacak ki böyle bir çıkış yapma ihtiyacı duydu. Ancak “Aleviliği sizden öğrenecek değiliz, biz Aleviliği sizden daha iyi biliriz.” der gibi “Aleviliğin” teolojik anlamını dar bir kalıba sığdırarak, düz bir mantıkla, sığ bir mantıkla sadece Hz. Ali sevgisiyle Aleviliği tanımlaması, çoğu Alevi vatandaşta son dönemde yaratılan mevcut antipatiyi ve güvensizliği daha da artırıcı yönde etkilemiştir. Gene aba altından sopa göstermeler vardı konuşmasında Başbakanın. Örneğin “Ama ben Aleviyim deyip Hz. Ali'nin yaşam şeklinden uzak duranların oyununa gelmeyeceğiz. “ demesinde o uzak duranlarla kastetmek istediği gene Cem Evlerinin ibadethane olmasını isteyen, din ve vicdan hürriyeti isteyen, zorunlu din dersinin kaldırılmasını isteyen, Yavuz ismine tepki koyan, yıllardır haklarını isteyen Alevilerdi.

Kürt sorunuyla beraber ülkenin demokratikleşmesi önündeki en büyük engellerden başka biri olan “Alevi Sorunu” çözüm sürecinde “Köprü Vakası” ile beraber toz duman içinde kaldı. Pir Sultan’ın adını Dersim’deki üniversiteye vererek ve gene bazı yapılacak olan büyük projelere de Pir Sultan, Hacı Bektaşi adlarını vererek, kalpleri ve onurları kırılan Alevileri kandırmaya çalışan hükümet, bir yandan da çözüm sürecinde zaman kazanma çabası içerisinde. Halbuki Kürt Sorunuyla paralel benzerlikler taşıyan bu sorunu çözüm süreci içinde genişleterek de çözme fırsatı vardı hükümetin. Ancak hükümet tam tersi bir strateji ile hem kendi ülkesindeki Alevilere, hem İran’a, hem Suriye’ye mezhepçilik yaparak siyasi argümanlar üreterek ve siyasi mesajlar vererek toplum içinde ve toplumlar arasında kırmızı hatları daha da belirginleştirdi.

Böyle bir çatışmaya giren hükümetin sadece Kürtlerle uzlaşarak bölgesel bir barış sağlaması güç olacaktır. Zira Abdullah Öcalan’ın 21 Mart’ta Diyarbakır’da okunan mektubunun içerisinde “Alevi” kelimesinin dahi hiç zikredilmemesi Kürt Hareketine bedel veren ve destekleyen Alevileri çok rahatsız etti. Beğenirsiniz beğenmezsiniz hükümetin illegal olarak gördüğü, yıllardır çatıştığı bir örgüt olan PKK, kendisine destek veren Alevilerden gelen bu rahatsızlığı kendi bünyesinde siyasi bir manevra yaparak gidermek için hem kadın hem de Alevi olan Bese adlı bir komutanını Cemil Bayık ile beraber eş başkan yaptı. Hükümetin illegal gördüğü bu örgüt bile Aleviler için bu yönlü politikalar izlerken, başbakanın kendi ülkesindeki Alevi sorununa hiç ama hiç müdahil olmaması ve de politik üretkenlik içinde olmaması dikkat çekici.

Oysa Aleviler yıllardır, Kürtlerle beraber bu ülkede en çok ezilen insanlar oldular. Kurtuluş savaşı sonrası Seyid Rıza ve arkadaşları İstiklal Mahkemelerinde yargılanıp asıldı. Dersim’de, Koçgiri’de, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta katliamlara uğradılar, evlerini işaretlediler, faili meçhul cinayetlere kurban gittiler. Siyasi oluşumlar üretmelerine 12 Eylül öncesi ve sonrası hep köstek olundu. Ve hep muhafazakar partilerin kışkırtmalarına maruz kalıp dini toleransı yüksek olan Sünnilere hedef gösterildiler. Son yıllara kadar Alevi sorununa nötr davranan AKP, son dönemde Suriye ve İran’la sürtüşmelerine bağlık olarak, bu sorun dahilinde Alevi vatandaşlara karşı kırıcı, endişe verici, uzaklaştırıcı politikalar izlemeye başladı. Hükümetin bu tür bir politika izlemesi, elde ettiğini düşündüğü demokratik kazançlara zarar verecektir elbet. Dersim katliamı için “Devlet” olarak özür dilemesi yapıcı bir adımdı. Keza her ne kadar “Köprü Vakası” sonucu ortaya çıkan baskılardan dolayı Dersim’deki üniversiteye “Pir Sultan Üniversitesi” adının verilmesi de önemli bir adımdı. Hükümetin Alevilerin bu tür demokratik baskılar sonucu gene demokratik önlemler alması sorun adına mutlaka iyileştirici etki yapacaktır. Eğer Başbakan kendisi gibi, Alevilerin de kendilerini “Dört dörtlük Alevi” hissetmesini gönülden istiyorsa yeni anayasa ile Alevilerin taleplerini karşılamaya dönük adımlar atmalı. Aksi takdirde Cem Evleri ibadethane sayılmayan, dini özgürlükleri kısıtlanan, zorunlu din derslerine tabi tutulan ve onca hakları ihlal edilen Aleviler pratikte asla kendilerini “Dört dörtlük Alevi” olarak hissedemeyecekler.

Serhat Baş

Alevi forum,alevi köyleri,alevi türküleri,alevi ünlüler,alevi sözleri,alevilik nedir,alevi nedir
Cevapla


Bu Konudaki Yorumlar
Pratikte "Dört Dörtlük Alevi" Olmak - Yazar: Admin - 07-19-2013, 02:33 AM

Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular / Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Son Yorum Yazar: Admin
11-07-2013, 02:23 AM
Son Yorum Yazar: Admin
09-02-2013, 03:09 AM
Son Yorum Yazar: bektasi
07-26-2013, 03:56 AM
Son Yorum Yazar: Admin
07-22-2013, 03:11 AM
Son Yorum Yazar: Admin
07-21-2013, 08:18 PM
Son Yorum Yazar: bektasi
07-20-2013, 02:10 AM

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi