Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Oyunu bozmak için Alevi meselesinde yeni bir politika gerekliliği
#1

Geçen hafta cuma yayınlanan yazımızda Alevi meselesinin PKK meselesine eklemlenmesi yolu ile yeni bir istikrarsızlaştırma projesi ve şiddet dalgası üretilmesi riskinden söz etmiştik. Bugün bu riski minimize etmek için artık bir zorunluluk olan paradigma değişimine değineceğiz. Çünkü sadece muhalefetin, diasporanın ve siyasal Kürtçülüğün hatalarını tespit etmek, kalıcı ve kâmil bir çözüm için yeterli değildir. Bunlarla birlikte devletin yıllardan beri süregelmekte olan hatalarını da teşhis edip, karar vericileri köklü bir değişime davet etmek de gereklidir.

Bu davetimizi yaparken, hemen başlangıçta şunu vurgulamalıyız ki; siyasal Kürtçülük ile Alevilik arasındaki yeni ilişkileri değerlendirme sürecinde, analizlerimize Aleviliği kategorik olarak olumsuzlayan ötekileştirici bir dil kullanarak başlamak ve sanki mümkün ve kaçınılmaz bir yöntemmiş gibi asimilasyonu çağrıştıran tavsiyelerle sonlandırmak yüzlerce yıldır tekrarlanan bir hatayı bir kez daha tekrarlamak olacaktır. Nitekim Osmanlı'nın son dönemlerinde tashih-i itikat kavramı ile yumuşatılan asimilasyon/Sünnileştirme politikaları, Alevi meselesini daha da derinleştirmiştir. Aynı politikalar kapsamında uygulanan cezalandırma yöntemleri Aleviliği sadece Sünnilikten değil, kendisinden de uzaklaşan/yabancılaşan kapalı ve izole bir sosyolojiye mahkûm etmiştir.

Geçmişte yaşanan acılardan ve düşmanlıklardan hareketle ve dünden bugüne bir köprü kurarak yarına ilişkin vizyonumuzu “onlar zaten hep böyleydi” yargısı üzerinden kurgulamak, aslında “biz de hep böyleydik” itirafından başka bir şey olmayacaktır. Bu yüzden bugün yapılması gereken ilk şey, Alevileri Sünnileştirmeyi nihai hedef olarak benimseyen devlet/Sünni aklını terk ederek bu tarihsel hatadan dönmek ve "Alevilerin yeniden Alevileşebilmeleri" için kendilerine imkân sağlamaktır.

Yüzlerce yıllık çatışma, dışlama ve karşılıklı şüphe durumu Anadolu Aleviliğini Sünnilik ile Şiilik arasında marjinal ve izole bir toplum olarak kalmaya mahkum etmiştir. Bu uzun süreç Anadolu Alevilerinin İran/Safevi Aleviliği ile ilişkilerinin kesilmesiyle sonuçlanmış ve Alevilerimizin Azerilerin yaşadığına benzer bir Şiileşme süreci yaşamasına engel olmuştur. Aynı süreç egemen gücün tüm çabalarına rağmen, kitlesel bir Sünnileşme ile de sonuçlanmadığı gibi, Alevi kimliğinin Aleviliğin kendi kaynaklarından ve dinamiklerinden yararlanarak değil, (neredeyse) sadece Sünni karşıtlığı üzerinden üretilmesine yol açmıştır. Bu sürecin en trajik sonucu ise mektepsiz, ulemasız ve kitapsız kalan Aleviliğin kendi özüne de yabancılaşması olmuştur. Aleviliğin içine düştüğü bu durumun farkına varan ve bundan optimum düzeyde faydalanmak isteyen Türk Solu ve Kemalist seçkinler, bugün adına "Ali'siz Alevilik" denilen toplum mühendisliğini özellikle geleneksel Aleviliğin en korumasız olduğu kentlerde kolayca uygulayabilmişlerdir.

Bütün bunlar yaşanırken, muhafazakâr/sağcı akıl hâlâ asimilasyon/tashih-i itikat hülyaları görmeye devam etmiştir. Alevi sorununu gündemlerine alan devlet seçkinleri, başka fay hatlarını da tetikleyen bu derin fay hattını sadece "cem evleri" gibi sembolik konular üzerinden ve Alevilik üzerinde tekel kurmaya çalışan bazı seküler kurumlarla tartışmaya devam etmektedirler. Bu gürültülü tartışma ortamında Alevilerin asıl sorunları ıskalanmakta veya özellikle görmezden gelinmektedir.

Hâlbuki Alevi meselesi, özünde Aleviliğin kendi temel kaynaklarından ve ruhundan yabancılaşması meselesidir. Bu meselenin çözümüne ise bir inanç topluluğunun en temel haklarını tartışmaya ve pazarlığa açarak değil, Aleviliği bir iç-hesaplaşmaya davet ederek başlanmalıdır. İnanç topluluklarını kendilerine yine kendilerinin unutulmuşluğa terk edilmiş değerlerini hatırlatmak suretiyle iç muhasebeye davet etmek Kur'ani bir yöntemdir. Bu yöntem oldukça sarsıcı ve doğru kullanıldığında olabildiğince etkindir. Alevileri, Türk Solu'ndan, Kemalizm'den, siyasal Kürtçülük ile kurulan tehlikeli ilişkilerden ve bir çeşit mezhepçi ana dinsiz toplum yaratma mühendisliği olan Ali'siz Alevilik projesinden kurtarmanın yolu, onlara yeniden Alevileşme imkânı vermektir.

Bunun için atılacak ilk adım Aleviliğin “bir inanç olarak değerini ve sahihliğini” tartışmaktan vazgeçmektir. Bu paradigma değişimi, devletin, Alevi meselesi üzerinde çalışan dar bir entelektüel, akademisyen, bürokrat ve teknokrat sınıfının ve Sünni çoğunluğun Aleviliği tanımlama ve mevcut Alevilik durumlarını takdir etme alışkanlığının terk edilmesini de kapsamalıdır. Bu sürecin ana hedefi Aleviliğin, bir iç-hesaplaşma/muhasebe sonucu ve yine Aleviler tarafından (gerekiyorsa yeniden) tanımlanmasının yolunu açmak olmalıdır.

Bu paradigma dönüşümünden hemen sonra, Alevi toplumunun temel hakları, ama özellikle de cem evlerinin statüsüne ilişkin talepleri hiçbir siyasal pazarlığa konu edilmeden yasal güvenceye alınmalıdır. Bu temel uygulamaların hemen ardından Devlet, Aleviliği kendi içinde bir hesaplaşmaya zorlayacak kavram ve kurumların ortaya çıkması için asgari koşulları sağlamalı ve Aleviler ile Alevilik arasında sağlıklı bir ilişki kurulmasına engel olan tüm bariyerleri ortadan kaldırmalıdır. Çünkü Alevilik ancak kendi içinde yaşayacağı sancılı bir teolojik hesaplaşmadan sonra hem devlet ile hem de Sünnilik ile sağlıklı bir ilişki ve hesaplaşma yaşayabilir.

Bu hesaplaşma, geleneksel Aleviliği temsil eden ancak özellikle kentsel ortamlarda seküler düşüncelere ve kurumlara karşı güçsüz duruma düşen geleneksel kurumları ve liderlikleri de dönüşüme zorlayacaktır. Alevilik yeniden bir inanç topluluğuna dönüştüğünde hem Aleviliği temsil eden liderlikler geleneksel hikmeti ve irfanı da temsil edebilecek daha nitelikli liderliklere dönüşecekler, hem de yeni Alevi toplumu onları buna zorlayacaktır.

zaman.com

alevi haber
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular / Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Son Yorum Yazar: çerağ
08-23-2016, 08:58 PM
Son Yorum Yazar: çerağ
03-07-2016, 12:20 AM
Son Yorum Yazar: bektasi
12-19-2013, 04:59 AM
Son Yorum Yazar: bektasi
07-01-2013, 01:25 PM

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi