Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Alevi katliamı devlet politikasıdır
#1

Tags: Alevi katliamı, Alevi Katliamları, Çorum katliamı, Sivas katliamı, Malatya Katliamı, Alevi katliamı el nusra, Alevi katliamı suriye

Önce biz Aleviler kendi korkularımızla yüzleşmeli, kendi gerçekliğimizi sorgulamalıyız...

Koçgiri'den Gazi'ye Alevi katliamları

Mustafa Karabudak

Anadolu’nun kadim halklarından biri olan Aleviler, kendi yaşam tarzları, doğa ve insan sevgisiyle dolu hümanist bakışları ve kurulu düzenden uzak durmalarıyla kendi dünyalarında yaşayan bir halktır.

Yaşam tarzımızdaki ‘müsaiplik’, ‘ikrar’, ‘yol arkadaşlığı’ ve inançları doğrultusunda ki cemlerde hem kendi inançlarını yayıp zenginleştirmişler, kurdukları mahkemelerle kendi adaletlerini sağlamışlardır. Bu bağımsız duruşları, Selçuklu’dan günümüze sistemi hep rahatsız etmiştir. Kendilerine benzetemediği Alevileri katletme yoluna gitmişlerdir.

Osmanlı’da da katliamlara, kıyımlara uğrayan Aleviler, Osmanlı’nın çöküşüyle onarılma sürecinden sonra yeni kurulacak devletin cumhuriyet olması ve Anadolu’da yaşayan halkların kendi inanç, dil ve dinleriyle yaşayacağını vaat edecek bu sisteme destek olmuş, bedel ödemiş, kurulması için çaba göstermişlerdir.

Kurtuluş Savaşı öncesi Kürtler ve Alevilerle bağımsızlık sonrası için “siyasal” ve “kültürel” özerklik protokolleri imza altına alınıp güvence verilen halklara sonradan İttihat ve Terakki’nin “tek dil, tek din, tek millet” politikaları gereği verilen sözler tutulmamıştır.

Kurtuluş Savaşı sonrasında yerine getirilmeyen vaatler ve yok sayma politikası Koçgiri bölgesinde Ankara’ya karşı bir isyan başlatmıştır. Verilen sözleri, yazışmaları ve protokolleri görmezden gelen hükümet, bu isyanı kanla bastırma yoluna gitmiştir. Cumhuriyet ilk icraatına Alevi katliamıyla başlamıştır.

Koçgiri Bölgesindeki Kürt Alevilerin “bertaraf” edilmesi için 9 Aralık 1920’de Nurettin Paşa komutasındaki Merkez Ordusu’na, Koçgiri’yi tenkil etme (bastırma, katliam) emri verilmiştir. 1915 yılında Ermenileri hunharca katlettikten sonra “’Zo’ diyenleri temizledik. Şimdi ‘Lo4 diyenlerin köklerini de ben temizleyeceğim” diyen Nurettin Paşa’ya ve Topal Osman’a görev verilmiştir. Topal Osman 1914–1915 yıllarında Karadeniz’de Pontus Rumlarını ve Erzurum Kars yöresinde Ermenileri öldürme, tecavüz etme, yağma yağmacılıktan başarılarından ötürü ödüllendirilip Muhafız Alayı Komutanı yapılan bir katildir.

6 Mart 1921 başlayan isyan, bir devlet katliamına dönüşmüştür; yaklaşık olarak 500 Koçgirili öldürülmüş, yüzlerce kişi yaralanmış, taciz, talan, tecavüzün çetelesi ise hiç kayıtlara geçmemiş, yaklaşık 2 bin kişi başka şehirlere sürgüne gönderilmiştir.

17 Haziran 1921’de kanla bastırılan Koçgiri İsyanı, devlet için de daha sonra girişecekleri Dersim katliamının provasıydı aslında. Asıl hedef Dersim’dir ve 16 yıl sonra ön hazırlığını yıllarca kurgulayıp şartlarını olgunlaştıran devlet, özenle seçtiği komutanlarını Dersim’de görevlendirmiştir. Mesela, Dersim Katliamı’nda görev alan General Abdullah Alpdoğan Nurettin Paşa’nın torunudur.

4 Mayıs 1937’de Bakanlar Kurulu’nun bir kararı ile Dersim’i bitirmek, geride hiçbir varlık bırakmadan ele geçirmeyi amaçlayarak harekete geçer. Seyit Rıza ve diğer altı kişi Elazığ Buğday Meydanı’nda şafakla birlikte idam edilirler.

1937-1938’te Dersim’e yapılan askeri harekâtın resmi belgelerdeki bilânçosu 13 bin civarında insanın öldüğü, 14 bin civarında insanın da iskân kararlarıyla Batı illerine sürgüne gönderildi şeklindedir. Gerçek rakam ise açıklanan resmi rakamın üç- dört katıdır.

18 Nisan 1978’de Malatya katliamında devlet tarafından organize edilip sokağa salınan faşist güruh ortalığı savaş alanına çevirir. Bu saldırıda sekiz Alevi öldürülmüş, 100’den fazla kişi yaralanmış, 680 işyeri talan edilmiştir. Olaylardan sonra 300 kadar Alevi esnaf ve 40 bin kadar Alevi, Malatya’yı terk ederek metropollere göçer.



1-4 Eylül 1978 Sivas katliamında da aynı senaryo konur ortaya, devlet eliyle örgütlenen faşist güruh, halkı da galeyana getirip günlerce şehirde korku salıp katliam yapmışlardır. On yedi kişi öldürülmüştür. Saldırı, yüzlerce yaralı ve bine yakın işyerinin tahribi, talanı ve çok sayıda evin de yakılıp yıkılmasıyla sonuçlanır.

19–26 Aralık 1978 tarihe ’Maraş Katliamı’ diye geçen korkunç olaylarda ülkücülerin yönlendirdiği kitleler daha önceden tespit edilen evlere saldırıya geçmiş, saldırganlar -resmi rakamlara göre- çoğu Alevi 111, gayri resmi kaynaklara göre 150 kişiyi korkunç şekilde öldürmüş, yüzlerce kişiyi ağır şekilde yaralamış, çok sayıda kadına tecavüz etmiş, yüzlerce ev ve işyerini tahrip etmişlerdir. Maraş’ta da katliam sonrası göç başlamıştır.

27 Mayıs -5 Temmuz 1980 Çorum katliamında ise 57 kişi hayatını kaybetmiş, 200′ün üstünde kişi yaralanmış, 300′e yakın ev ve işyerinin tahrip edilmiştir.

2 Temmuz 1993 Madımak Katliamı’nda Pir Sultan Abdal şenlikleri için Sivas’a giden otuz üç canımız katledilmiş, elli bir kişi yaralanmıştır. Bu çağda bir insanlık ayıbı yaşanmıştır. Devlet kendi organize ettiği dinci gerici güruhun şehrin ortasında katliam yapmasına göz yummuştur.

12 Mart 1995 günü, İstanbul’un Gazi Mahallesi’ndeki İsmet Paşa Caddesi üzerinde bulunan, çoğunlukla Alevilerin gittiği Doğu, Dostlar ve Yavuz Kardeşler isimli kahveler ile bir pastane devletin gayrı resmi güçlerince taranmıştır. Doğu Kahvesi’nde bulunan Halil Kaya adlı Alevi dedesi yaylım ateşinde hayatını kaybetmiştir. Bunun üzerine Gazi Mahallesi’nin emekçi halkı sokağa dökülüp, bütün bu olanlara eylemlerle karşılık vermişlerdir. Bir süre sonra, eylemlerin Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’ne de sıçramasıyla polis silahla karşılık vererek doğrudan eylemcilerin üstüne ateş açarak, Gazi’de on yedi, Ümraniye’de beş olmak üzere toplamda yirmi iki kişi katlederken yüzlerce insan yine polis kurşunlarıyla yaralanmıştır. Bu katliamın hemen akabinde Hasan Ocak, 21 Mart günü polis tarafından kaçırılıp, işkencede öldürülür. Cenazesi ise ancak yaratılan duyarlılık sonucu aylar sonra bulunabilmiştir.

Yaşanan bunca katliama rağmen, Alevilerin kafasındaki yüce devlet olgusu hala kırılmamıştır. Hiçbir zaman, devleti sorgulamamış, dönem dönem ya hükümetleri suçlamışlar ya da faşist-dinci gerici grupları hedef almışlardır.

Mesela, Koçgiri’de, “Atatürk olmasaydı, Nurettin Paşa ve Topal Osman kökümüzü getirirdi” düşüncesi katliamın gerçek sorumlularını görmeyip, bu iki askere yüklemişlerdir. Dersim katliamından sonra, kendilerince “başarılı” buldukları, katliam sonrasında, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak 3. Ordu’ya Orgeneral Kazım Orbay aracılığıyla takdirlerini sunmuştur. Ayrıca Orbay, Cumhurbaşkanı Atatürk’e harekâtın başarıyla bittiğini bildiren bir telgraf gönderdikten sonra Mustafa Kemal de Genelkurmay Başkanlığı’na takdir yazısı yazmıştır:
Ordumuzun yüksek ve her vakit olduğu gibi milletin emniyetine cidden layık kıymet ve kudretle dolu manevrasının çok istifadeli safhalar göstererek bittiğini bildiren telgraflarınızı aldım. Türk ordusunun yarattığı bu yıl dönümü günlerinde kalbim orduya karşı takdir ve şükran hisleriyle doludur…

Buna rağmen Dersim katliamının tek suçlusu Celal Bayar’dır. Maraş katliamında, üç gün sonra giden devlet ise, sağ kalanları da göçe zorlamıştır. Günler öncesinden katliam bilgisi olan Ecevit’e bunun hesabı sorulmamıştır. Madımak yanarken herkes duymuş, bir tek Erdal İnönü’nün haberi olmamıştır. Koçgiri’den Gazi’ye yaşanan katliamın gerçek suçluları sorgulanmamış, hesap sorulmamış, görülen davalar zaman aşımına uğratılmış, tespit edilip mahkeme karşısına çıkarılan katliam sanıkları da çok komik cezalarla adeta onurlandırılmışlardır.

Alevi katliamı devlet politikasıdır; önce katledip sindirmek, yaşadığı topraklarda can güvenliği olmayan Alevileri metropollere göçe zorlamak, burada hem ekonomik yönden zayıflatmak, köklerinden kopartıp gelen Alevileri de kolayca asimile etmektir.

Önce biz Aleviler kendi korkularımızla yüzleşmeli, kendi gerçekliğimizi sorgulamalıyız. Eğer doğruları tam tespit edip dostumuzu, düşmanımızı belirlersek süreci de daha iyi okur, yapılan yanlışları da doğru tespit etmiş oluruz.

http://alinteri.org/alevi-katliami-devle...sidir.html

Alevi forum,alevi köyleri,alevi türküleri,alevi ünlüler,alevi sözleri,alevilik nedir,alevi nedir
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular / Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Son Yorum Yazar: bektasi
12-21-2013, 05:20 PM

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi