05-30-2016, 11:01 PM
Insan merkezli olan Alevi inancının hedefi, insanı islah etmektir. Kötülüklerden, kötü alışkanlıklardan arındırmak; Iyi ahlağa ve güzel huylara-hallere bezenip Canab-ı Hakk’a yakın olmaktır. Insanoğlunun bedeninde iki zıt olgu vardır. Biri Ruh ve diğeri ise, nefstir. Bu iki olgunun insanın bedenine sahip olması için, birbirleriyle savaşımı söz konusudur.
Kötü nefsin gıdası; Suç işlemek, günaha girmek, vs. ve piri ise, şeytandır. Insan suç işleten, günahlara sokan, yani tüm ahlaksızlığın annesi nefstir, şeytandır.
Dolayısiyle de insanoğlu kendi yapısında zahir ve batın olmak üzere, iki vücut taşır.
Zahiri vucut; Görülen ve bilinendir. Gıdası; Canab-ı Hakk’ın nitmmetleriyle karşılanır; Yemek içmekten ibarettir.
Batıni vücut (Ruh, kalp, nefs, vs.) ise tasavvufidir. Görülmeyen, bilinmeyen yanıdır. Gıdası ise; İlim ve irfandır.
Alevi inancında bu iki vücuda aynı zamanda da Ruh ve beden olarak da adlandırılır. Insanı yaratan Allah, onu kendisinden sonra en değerli varlık olarak yaratmıştır. En değerli varlık olmasının nedeni ise düşünüp yaratıcı olması, akıl ve mantıkla donatılmış halidir.
Allah, insan bedeninin yaşaması için sayısız nimetler barındıran engin ve zengin bir kainat var etmiştir. Ve bu sayısız nimetler insanın midesini ve dilini memnun etmiştir. Lakin bu lezzet ve zevkler ne kadar kendisini tatmin etse de ani ve fanidirler. Dolayısıyla bu alemdeki sayısız lezzet ve zevkler ruhu tatmin etmiyor. Çünkü ruhun gayesi ne maddi bir lezzet, ne de maddi bir menfaattir. Ruh, ilim, bilim, iman ve marifetle tatmin olur. Ruh, öyle bir zevk ve lezzet ister ki, elinden çıkmasın ve kendisiyle beraber ebedi olsun. Ruh, öyle bir alemde yaşamak ister ki, uyum ve düzeni hiç bir hadiseyle bozulmasın.
Ruhun arınması ve erdemliliğe ulaşması ise, ilimle mümkündür. Bu ilim de, Mürşid-i Kamil ile mümkündür.
Alevi tasavvufunda manevi hizmet rehbersiz yapılmaz. Çünkü tasavvuf hem nefsi hem de ruh terbiyesidir. Yol taliplerinin eğitilmeye muhtaç olan kişinin ilk işi, kendine yol gösterecek bir mürşid bulması gerekir. Mürşid; Irşad eden, doğru yol gösterendir.
=Seyyid Hakkı=
http://www.zohreanaforum.com/sorularla-a...nedir.html
Kötü nefsin gıdası; Suç işlemek, günaha girmek, vs. ve piri ise, şeytandır. Insan suç işleten, günahlara sokan, yani tüm ahlaksızlığın annesi nefstir, şeytandır.
Dolayısiyle de insanoğlu kendi yapısında zahir ve batın olmak üzere, iki vücut taşır.
Zahiri vucut; Görülen ve bilinendir. Gıdası; Canab-ı Hakk’ın nitmmetleriyle karşılanır; Yemek içmekten ibarettir.
Batıni vücut (Ruh, kalp, nefs, vs.) ise tasavvufidir. Görülmeyen, bilinmeyen yanıdır. Gıdası ise; İlim ve irfandır.
Alevi inancında bu iki vücuda aynı zamanda da Ruh ve beden olarak da adlandırılır. Insanı yaratan Allah, onu kendisinden sonra en değerli varlık olarak yaratmıştır. En değerli varlık olmasının nedeni ise düşünüp yaratıcı olması, akıl ve mantıkla donatılmış halidir.
Allah, insan bedeninin yaşaması için sayısız nimetler barındıran engin ve zengin bir kainat var etmiştir. Ve bu sayısız nimetler insanın midesini ve dilini memnun etmiştir. Lakin bu lezzet ve zevkler ne kadar kendisini tatmin etse de ani ve fanidirler. Dolayısıyla bu alemdeki sayısız lezzet ve zevkler ruhu tatmin etmiyor. Çünkü ruhun gayesi ne maddi bir lezzet, ne de maddi bir menfaattir. Ruh, ilim, bilim, iman ve marifetle tatmin olur. Ruh, öyle bir zevk ve lezzet ister ki, elinden çıkmasın ve kendisiyle beraber ebedi olsun. Ruh, öyle bir alemde yaşamak ister ki, uyum ve düzeni hiç bir hadiseyle bozulmasın.
Ruhun arınması ve erdemliliğe ulaşması ise, ilimle mümkündür. Bu ilim de, Mürşid-i Kamil ile mümkündür.
Alevi tasavvufunda manevi hizmet rehbersiz yapılmaz. Çünkü tasavvuf hem nefsi hem de ruh terbiyesidir. Yol taliplerinin eğitilmeye muhtaç olan kişinin ilk işi, kendine yol gösterecek bir mürşid bulması gerekir. Mürşid; Irşad eden, doğru yol gösterendir.
=Seyyid Hakkı=
http://www.zohreanaforum.com/sorularla-a...nedir.html