11-14-2013, 03:13 PM
Hacı bektaş-ı veli'nin Anadoluya gelişi ise Birçok Alevi-bektaşi klasik eserinde anlatılır..
Şimdi bu ortak anlatıyı size sunmak istiyorum:
".....Bundan sonra Hünkar Rum ülkesine yürüdü. Elbistan da Ashabı Kehf mağarasına uğradı. Orada bir Erbain çıkardı, Kayseriye doğru yola çıktı.
Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli, Rum ülkesine yaklaşınca mâna aleminden Rum erenlerine, esselamun Alyküm Rumda ki erenler ve kardeşler diye selam verdi. Bu sırada Rum ülkesinde, Eliyedi bin Rum ereni sohbette meclisde idi. Rum’un gözcüsüde Karaca Ahmet’di.
Hünkar’ın selam verdiği, Fatima Bacı’ya malum oldu. Bu kadın Sivrihisarda Seyit Nurettin’in kızıydı. Henüz evlenmemişti meclisteki erenlere yemek pişirmedeydi. Karaca Ahmet’de Seyit Nurettinin mürüdi idi. Fatima Bacı ayağa kalkıp Hünkarın bulunduğu tarafa döndü, elini göğsüne koydu üç kere Aleyküme selam dedi yerine oturdu.
Meclisdekiler bu hali görünce kimin selamını aldın dediler. Fatima Bacı Rum ülkesine bir er geliyor, siz erenlere selam verdi onun selamını alıyoruz dedi. Erenler dediğin er, nereden geliyor dediler. Fatima Bacı kendisi dedi, Horasan erenlerinden fakat şimdi Beyt-Allah tarafından geliyor.
Erenler ne yapmalı ki dediler, Rum ülkesine girmesin. Rum ülkesine gelirse ülkeyi o er alır, halkı kendisine muhip eder. Artık Rumda bize oyun kalmaz. Bir şey yapalımda Rum ülkesine sokmayalım. Bazısı kanat kanata gerelim, arş altında sidre yedek yolu keselim, Ruma girmesin dedi. Hepisi bu tedbiri uygun buldu, Vilayet kanatlarını birbirine çattılar yol bağladılar.
Hacı Bektaş-ı Veli Rum sınırına varınca yolun bağlanmış olduğunu gördü. Bismillah ve Billah dedi, Vilayetle bir sıçradı ulu arşın tavanına yetişti. Melekler elifi tacılle karşıladılar, merhaba dediler, sefa geldin ey peygamberin evladı Hacı Bektaş-ı Veli.
Hünkar oradan bir Güvercin şekline girdi, Uçarak doğruca Sulucakarahöyüke indi, bir taşın üstüne kondu. Mübarek ayakları hamura gömülür gibi taşa gömüldü. Rum erlerine bir heybettir düştü, O erin ülkeye girdiğini anladılar, yolunu bağlayamadık dediler. Karaca Ahmet’de sen dediler Rum ülkesinin gözcüsüsün bir bak bakalım ülkeye girmiş mi? Karaca Ahmet bir müddet murakabeye vardı sonra başını kaldırdı, Rum ülkesini baştan başa gözden geçirdi her mahluk eşi ile oturmada yalınız Sulucakarahöyük’de gövercin şekline girmiş bir er var, yalnız oturuyor onu görünce içime bir dehşet düştü, olsa olsa odur dedi.
Rum erenleri birisi doğan şekline girse de gidip onu avlasaydı. İçlerinde Bayazıt Sultan’ın halifelerinden Hacı Doğrul adında birisi vardı, Irak’dan Rum ülkesine gelmişti. Ayağa kalkıp izninizle ben gideyim dedi. Hemen doğan şekline girip uçtu. Gördükü Sulucakarahöyük de taş üstünde bir gövercin var. Olanca heybetiyle süzülüp üstüne inerken Hacı Bektaş insan şekline girdi, elini uzattı, doğanı tutup öylesine sıktı ki Hacı Doğrulun aklı başından gitti. Hünkar elinden bırakınca bir zaman yattı, aklı başına gelince kalktı, gördükü Hünkarın yanında. Hemen ayağa kalkıp peymançeye durdu, özür diledi. Sonra Hünkarın eline ayağına düştü, kem bizden kerem sizden dedi.
Hünkar ey doğrul dedi Er erin üstüne böyle gelmez siz bize zalim kılığında geldiniz, biz size mazlum kılığında eğer gövercinden daha mazlum bir mahluk bulsaydık onun şeklinde gelirdik. Hacı Doğrulun kisvesini tekbir edip başına giydirdi. Hacı Doğrul Hünkarım dedi bizden ve soyumuzdan ne kadar dişi ve erkek olursa hepside size ve size uyanlara nezrimiz olsun.
Şimdi bu ortak anlatıyı size sunmak istiyorum:
".....Bundan sonra Hünkar Rum ülkesine yürüdü. Elbistan da Ashabı Kehf mağarasına uğradı. Orada bir Erbain çıkardı, Kayseriye doğru yola çıktı.
Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli, Rum ülkesine yaklaşınca mâna aleminden Rum erenlerine, esselamun Alyküm Rumda ki erenler ve kardeşler diye selam verdi. Bu sırada Rum ülkesinde, Eliyedi bin Rum ereni sohbette meclisde idi. Rum’un gözcüsüde Karaca Ahmet’di.
Hünkar’ın selam verdiği, Fatima Bacı’ya malum oldu. Bu kadın Sivrihisarda Seyit Nurettin’in kızıydı. Henüz evlenmemişti meclisteki erenlere yemek pişirmedeydi. Karaca Ahmet’de Seyit Nurettinin mürüdi idi. Fatima Bacı ayağa kalkıp Hünkarın bulunduğu tarafa döndü, elini göğsüne koydu üç kere Aleyküme selam dedi yerine oturdu.
Meclisdekiler bu hali görünce kimin selamını aldın dediler. Fatima Bacı Rum ülkesine bir er geliyor, siz erenlere selam verdi onun selamını alıyoruz dedi. Erenler dediğin er, nereden geliyor dediler. Fatima Bacı kendisi dedi, Horasan erenlerinden fakat şimdi Beyt-Allah tarafından geliyor.
Erenler ne yapmalı ki dediler, Rum ülkesine girmesin. Rum ülkesine gelirse ülkeyi o er alır, halkı kendisine muhip eder. Artık Rumda bize oyun kalmaz. Bir şey yapalımda Rum ülkesine sokmayalım. Bazısı kanat kanata gerelim, arş altında sidre yedek yolu keselim, Ruma girmesin dedi. Hepisi bu tedbiri uygun buldu, Vilayet kanatlarını birbirine çattılar yol bağladılar.
Hacı Bektaş-ı Veli Rum sınırına varınca yolun bağlanmış olduğunu gördü. Bismillah ve Billah dedi, Vilayetle bir sıçradı ulu arşın tavanına yetişti. Melekler elifi tacılle karşıladılar, merhaba dediler, sefa geldin ey peygamberin evladı Hacı Bektaş-ı Veli.
Hünkar oradan bir Güvercin şekline girdi, Uçarak doğruca Sulucakarahöyüke indi, bir taşın üstüne kondu. Mübarek ayakları hamura gömülür gibi taşa gömüldü. Rum erlerine bir heybettir düştü, O erin ülkeye girdiğini anladılar, yolunu bağlayamadık dediler. Karaca Ahmet’de sen dediler Rum ülkesinin gözcüsüsün bir bak bakalım ülkeye girmiş mi? Karaca Ahmet bir müddet murakabeye vardı sonra başını kaldırdı, Rum ülkesini baştan başa gözden geçirdi her mahluk eşi ile oturmada yalınız Sulucakarahöyük’de gövercin şekline girmiş bir er var, yalnız oturuyor onu görünce içime bir dehşet düştü, olsa olsa odur dedi.
Rum erenleri birisi doğan şekline girse de gidip onu avlasaydı. İçlerinde Bayazıt Sultan’ın halifelerinden Hacı Doğrul adında birisi vardı, Irak’dan Rum ülkesine gelmişti. Ayağa kalkıp izninizle ben gideyim dedi. Hemen doğan şekline girip uçtu. Gördükü Sulucakarahöyük de taş üstünde bir gövercin var. Olanca heybetiyle süzülüp üstüne inerken Hacı Bektaş insan şekline girdi, elini uzattı, doğanı tutup öylesine sıktı ki Hacı Doğrulun aklı başından gitti. Hünkar elinden bırakınca bir zaman yattı, aklı başına gelince kalktı, gördükü Hünkarın yanında. Hemen ayağa kalkıp peymançeye durdu, özür diledi. Sonra Hünkarın eline ayağına düştü, kem bizden kerem sizden dedi.
Hünkar ey doğrul dedi Er erin üstüne böyle gelmez siz bize zalim kılığında geldiniz, biz size mazlum kılığında eğer gövercinden daha mazlum bir mahluk bulsaydık onun şeklinde gelirdik. Hacı Doğrulun kisvesini tekbir edip başına giydirdi. Hacı Doğrul Hünkarım dedi bizden ve soyumuzdan ne kadar dişi ve erkek olursa hepside size ve size uyanlara nezrimiz olsun.