Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Şeytan Ayetleri -diğer ismi- Garanik Olayı
#1
Brick 

14 farklı lafızda söylenir:

1)Tilke’l-garaniku’l-ula ve inne şefa’atihunne li-türteca

2)İnne şefa’atihunne türteca

3)Ve inne şefa’atihunne li-türteca ve inneha le-ma’a’l-garaniki’l-u’la

4)Tilke’l-garaniki’l-u’la minha’ş-şefa’atu türteca

5)Ve inne-hunne’l-garaniku’l-u’la ve inne şafa’ate hunne le-hiye’l-leti türteca

6)Tilke’l-garaniku’l-u’la ve şefa’atühunne türteda ve mislühunne la yünsa

7)Tilke izen fi’l-garanikı’l-u’la tilke izen şefa’atühunne türteca

8)Tilke’l-garanikatu’l-u’la ve inne şefa’atühunne türteca

9)İnnehunne le-fi’l-garaniki’ı-u’la ve inne şefa’atühunne le-türteca

10)İnne tilke’l-garaniku’l-u’la minha’ş-şefa’atu türteca

11)Tilke’l-garaniku’l-u’la min(hunn)e’ş-şefa’atu türteca

12)İnnehunne’l-garaniku’l-u’la

13)Ve hiye’l-garaniku’l-u’la şefa’atühunne türca

14)Ve inne şefa’atüha le türca ve inneha lema’a’l-garanikı’l-u’la

………

Euzubillahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim

Muhterem okuyucu, lütfen bu iletimi okumadan ‘Şeytan Ayetleri/Garanik’ konusunda tam bilgiye sahip olduğunuzu iddia etmeyiniz. Çağımızın en büyük din düşmanı T.D. şöyle yazmış:

"Peygamber Mekke'de iken Necm suresini okuyordu, Lat'ı, Uzza'yı ve bir öteki, üçüncü (put) olan Menat'ı gördünüz mü ?" diyen yere gelince şeytan, peygamberin diline şunu atıverdi

"İşte bunlar, yüce turnalardır. Şefaatleri de elbette ki umulur." Bunun üzerine putataparlar:

"Muhammed daha önce değil, bu gün tanrıçalarımızı iyi sözlerle andı" dediler.

Yine bunun üzerine Peygamber secde etti ve onlar da secde ettiler. İşte bu nedenle de Tanrı şu ayeti indirdi:

"(Ey Muhammed) Senden önce hiçbir peygamber yoktur ki, şeytan onun okudukları arasına, bir şeyler katıp bırakmasın. Tanrı, şeytanın bıraktığını bozar, kendi ayetlerini güçlendirir. Tanrı bilendir, hikmetlidir." (Hacc suresi, ayet:52) (Anlatan Peygamberin arkadaşları: Abdullah İbn Abbas'ın da içinde olduğu bir topluluk. Kaynak: Süyuti, İbn Hacer)

Bu konuda uzun söze gerek yok. İslam dünyasının en büyük uzmanlarından Suyuti ve İbn Hacer "hadis"i sağlam ve olayı gerçek kabul ediyorlar. Süyuti'de, İbn Hacer'de hangi hadisin sağlam, hangisinin çürük olduğunu en iyi bildikleri İslam dünyasında kabul edilegelmiş uzmanlardır. Ve bunlar için de "dinsiz, İslam düşmanı" suçlaması yapılamaz.”

(T.D.'un alıntısı bitti.)

Reddiye :

1- İslam dini ateistlerce eleştirilemez. Çünkü her din, kendi içinden bakıldığında anlaşılabilirdir. Her din kendi içinden bakıldığında tutarlıdır. Dolayısıyla Şeytan Ayetleri/Garanik konusunda, konuya dinin içinden, İslam’ın içinden bakma zorunluluğu vardır. Çünkü Şeytan Ayetleri konusundaki tüm dokümanlar İslamidir. Hadislere de İslam’ın içinden bakılarak hüküm verilmelidir. Bir Hadisin gerçek anlamda neyi anlatmak istediği, ancak İslam’ın içinden bakılarak anlaşılabilir. İşte bu noktada mihenk taşı Kuran-ı Kerim’dir. Kuran-ı Kerim ile çelişen durumlar dinde hüccet olamazlar.

2- Suyuti ve İbn Hacer isimli hadis tasnifçileri, bir arşiv uzmanı gibi arşivlemeye layık gördükleri her belgeyi, o belgeleri kendi uzmanlıkları açısından değerlendirecek araştırmacılara ulaştırmayı esas almışlardır. Bunun faydaları tartışılmamakla beraber bazı rivayetlerin temel kriterlerin bazısına başvurulmadan –mesela rivayetin Kuran’daki kesin bir delille çelişmemesi- alınması, sahih hadislerin ve ona bağlı olarak dinin bütünü üzerinde kuşkular uyandırmaya çalışan mürtedlerin eline koz vermiştir. Muhakkik alimler, Garanik gibi rivayetlerin sabit olmadığını, daha doğrusu batıl olduğunu dikkate almaksızın akli ve nakli müdafaada bulunmuşlardır.

3- Alıntıda sadece tek bir isim veriliyor: Abdullah İbn Abbas. Başka isim de olsaydı onlar da alıntıda anlatılır , T. D. onun ismine de yer verirdi. Hadisin içerdiği kapsam açısından oldukça büyük bir kesim insan tarafından aktarılagelmesi ve bunun oldukça yaygınlık kazanması gerekirken, büyük bir topluluk içinde meydana geldiği söylenen olayın şöhret bulmayıp sadece bir tek kimse tarafından rivayet edilmesi, o hadisin uydurma olduğunun işaretidir. Ayrıca, tek kişinin rivayeti, itikadi konularda da muteber olmaz.

4- Hac Suresinin 52. Ayeti ve onu takip eden ayetlerinin açıklaması şöyledir: Yukarıda alıntıda geçen “(Ey Muhammed) Senden önce hiçbir peygamber yoktur ki, şeytan onun okudukları arasına, bir şeyler katıp bırakmasın.” Cümlesindeki ‘ila iza temenna’ lafzı iki anlama gelir. I-Kalbin temennisi II-Okumak. T. D. ikinci anlamı esas almıştır. Biz iki anlamı da esas alarak Hacc suresindeki ayetleri değerlendirelim: I-(birinci anlamın tefsiri: )Yüce Nebi ve Resuller, kavimlerinin şirkin karanlığından çıkarak, tevhidin nuru ile hidayet dairesine girmeleri, Şeriat ile şifa bulmaları gibi ARZUDA bulundukça , şeytan , nebi ve resullerin yoluna birçok şeyler ilka etmiş, kendileriyle gayeleri arasına birtakım müşkilat ve manialar koymuş, insanların kalplerine vesvese verip şüphe sokarak İlahi ihsan ve lütuf olan akıl ve sezgi kuvvetinden faydalanmayı kendilerinden gidermiş, insanlar da bu şüphe ve vesveselere tabi olarak resul ve nebilere karşı çıkmışlar ,taşkınlık yapmışlar, lakin Cenab-ı Allah, dilediğini yapan olması nedeniyle er-geç şeytanın insanlara ilka ettiği birçok şüpheleri mahv ve izale etmiş, o maniaları ve müşkilatları kaldırmış, ayetlerini sağlamlaştırmış ve daima yerleştirip sabit kılmış, ayetlerine yardımcı olanlara da izzet bahşetmiştir. II- (İkinci anlamın tefsiri : ) HabibimSenden önce ne kadar nebi ve resul gönderdiysem, onların hepsi de ümmetlerine –Allah tarafından-bir şey söyledikleri yahut kendilerini hidayete sevkeden İlahi vahyi OKUDUKLARI vakit, onların karşısına birtakım fitneci ins şeytanları çıkarak; okudukları şeyi kastedilen manadan başka şekle sokarak onun söylemediklerini kendisine isnad ettiler, insanları ondan nefret ettirip uzaklaştırmak, onun davet ettiği yöne gitmekten çevirmek maksadıyla bu yalanları insanlar arasına yaydılar. Sonra Cenab-ı Allah hakkı sağlamlaştırıp açıklayarak batılı iptal ederdi. ….. Garanik olayı ile Hacc suresindeki ayetler arasında bir münasebet yoktur.

*

Yukarıdaki alıntıda yer alan şu cümle: "(Ey Muhammed) Senden önce hiçbir peygamber yoktur ki, şeytan onun okudukları arasına, bir şeyler katıp bırakmasın.” Cümlesindeki ‘ila iza temenna’ lafzı iki anlama gelir. I-Kalbin temennisi II-Okumak. T.D. ikinci anlamı esas almıştır. Yani “şeytan, peygamberin diline garanik cümlelerini atıverdi” () . Peki, Nahl Suresi ne buyuruyor: 99 . Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur. 100 .Onun zorlayıcı-gücü ancak onu veli edinenlerle, onunla O'na (Allah'a) ortak koşanlar üzerindedir. Hakka Suresi Resulullah için ne buyuruyor: 44 . Eğer o, Bize karşı bazı sözleri uydurup-söylemiş olsaydı. 45 . Muhakkak onun sağ-elini (bütün güç ve kudretini) çekip-alıverirdik. 46 . Sonra onun can damarını elbette keserdik. ...... Öyleyse Kuran-ı Kerim’e göre Resulullah (S.a.v.) böyle bir cümleyi söylememiştir. Kim söylemiştir?

Üç ihtimal vardır :

1-Garanik sözleri, şeytanın sözleridir. Şeytan Resulullah’ın sesine benzeyen bir sesle söyleyip, orada hazır bulunanlar, Garanik sözlerini Resulullah’ın sözü zannetmiş olabilir. CEVAP: Şeytanın sesi Hz. Peygamberin sesiyle aynı tonda olsaydı, şeytanda böyle bir kudretin var olduğuna inanılırsa; şeytan bu gücü kullanarak Hz. Peygamberin sesini taklit etmeye ve insanları saptırmaya daima teşebbüs edebilirdi. Oysaki Allah böyle bir fitneyi yaratmaz, böyle bir fitneye müsaade etmez. Çünkü Resulullah’ın söylediği her şeyde bu ihtimal sözkonusu olur, bu ise Şeriatın hepsinden güven ve itimadın kalkmasına sebep olur. Allah böyle bir fitneyi yaratmaz, böyle bir fitneye müsaade etmez. Fussilet Suresi buyuruyor ki : 42 . Batıl, ona önünden de, ardından da gelemez. (Çünkü Kur'an,) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen (Allah)tan indirilmedir.

İkinci İhtimal: Garanik sözleri, Kureyş kafirleri tarafından söylenmiştir. CEVAP: Böyle bir şey olsaydı Resulullah’ın derhal bu şüpheyi izale ederek hak ve hakikati açıklaması ve o sözü söyleyen kişiyi kuvvetli delil ve sözlerle susturarak,o sözlerin -Kendisine ait olmayıp- o kafire ait olduğunu bildirmesi, üzerine vacip olur ve bu durum daha fazla nakledilirdi.

Üçüncü ve son ihtimal: Garanik sözleri kimse tarafından söylenmiş değildir,Resulullah Necm Suresini okuyunca Kureyş kafirleri surenin bazı lafızlarını Garanik sözlerine benzettiler, öyle zannettiler. Çünkü bazı kelimeleri, söylenen şeklin dışında vehmetmek, süregelen adetin gereğindendir. CEVAP: O da mümkün olamazdı çünkü Kuran’ın lafzına benzer lafz yazamayan müşriklerin Kuran’ın lafzı karşısında bu Garanik sözlerinin sefaletini ayırdetmeleri ve ayetleri Garanik sözlerine benzetmemeleri gerekir.

Peki yukarıdaki alıntıda yer alan şu cümle: "(Ey Muhammed) Senden önce hiçbir peygamber yoktur ki, şeytan onun okudukları arasına, bir şeyler katıp bırakmasın.” Cümlesindeki ‘ila iza temenna’ lafzının birinci anlamına gelirsek: I-Kalbin temennisi . Burada Hz. Peygamberin, müşriklerin ilahlarını metheden ayet nazil olmasını temenni etmesi –haşa- küfür olur ki bu da imkansızdır. Sonuç olarak Garanik vakasının, Buhari’nin sahih naklinden (tarihsel anlamda) sonra üzerine ekleme yapılmış, UYDURULMUŞ olduğu anlaşılmaktadır.

İsra Suresi de Garanik vakasına dayanak olamaz.
73 . Onlar neredeyse, sana vahyettiğimizden başkasını Bize karşı düzüp uydurman için seni fitneye düşüreceklerdi; o zaman seni dost edineceklerdi. 74 . Eğer Biz seni sağlamlaştırmasaydık, andolsun, onlara az bir şey (de olsa) eğilim gösterecektin. 75 . Bu durumda, Biz sana, hayatın da kat kat, ölümün de kat kat (acısını) tattırırdık; sonra Bize karşı bir yardımcı bulamazdın. “eğilim gösterecektin” buyuruluyor, Cenab-ı Allah’ın Rasulunu sağlamlaştırıp sebat ettirmesi sebebiyle müşriklere doğru ufak bir temayül bile göstermediğini haber veriyor. İsra Suresi de garanik vakasına dayanak olamaz.

Necm Suresi : 1 . Battığı zaman yıldıza andolsun; 2 . Sahibiniz (arkadaşınız olan peygamber) sapmadı ve azmadı. 3 . O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. 4 . O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir. Şuara Suresi : 210 . Onu (Kur'an'ı) şeytanlar indirmemiştir. 211 . Bu, onlara yaraşmaz ve güç de yetiremezler. 212 . Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır. Bütün bu ayetler incelenirse, Garanik Vakasının rivayetinin ; (Hz. Peygamberin “Allah'ım Ona kitabı öğret ve onu dinde fakih kıl" şeklinde duasına mazhar olan ) İbn Abbas gibi bir müslümana ait olması mümkün değildir. Peki bu olay olsaydı ne olurdu, yahudiler bunu müslümanların aleyhine bir delil olarak kullanacaklardı, eğer Garanik vakası olmuş olsaydı, bu felaketten daha büyük bir fitne düşünülemezdi. Bu vakanın olması mümkün olsaydı, düşmanların fitne ve fesat çıkarmaları için bundan daha şiddetli bir şey tasavvur edilebilir miydi? Halbuki bu kıssa hakkında ne inatçıların ağzından bir kelime çıkmış , ne de bu vaka sebebiyle bir müslümanın ağzı açılmıştır. O halde Garanik olayı, bir uydurmadan başka bir şey olamaz. İmam-ı Rabbani’nin vs. bu rivayeti başka türlü nakletmesi de arşivci Suyuti ve Hacer’e itimattan ve Nakil’e bağlılıktandır.
Bul
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi