Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 5/5 - 1 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

SORULARLA KISACA ALEVİLİK...
#1

1-Kavram olarak Alevi kelimesi ne anlama geliyor?
Alevi kelimesi Hz. Ali taraftarı, Hz. Ali yanlısı anlamına geliyor. İslamiyet içerisinde Hz. Ali´yi sevenlere Alevi denilmektedir.
2-Alevilik İslamiyet içindeki bir mezhep midir?
Mezhep kelimesinin ne anlama geldiğine bakalım. Mezhep kelimesi Arapça olup “tutulan yol” anlamına gelmektedir. Bu anlamıyla Alevilik İslami bir mezheptir. Ancak aleviler yol demeyi tercih ederler. Alevilik İslami bir yol ve İslami bir inançtır. İslamiyet salt Sünnilik değildir.
3-Aleviler Allah´a inanırlar mı?
Her şeyden önce Alevilik “İSLAMİ” bir inançtır. Bundan hareketle belki de Allah´a en çok inanan, Allah´ın birliğini kabul eden topluluklardan biridir Aleviler. Cem törenine katılanlar bu durumu açıkça görebilirler.
4-Aleviler peygamber olarak kimi kabul ederler?
Aleviler Hz. Muhammed´i peygamber olarak kabul ederler. Aleviler bütün peygamberler bağlıdırlar.
5-Hz. Ali´nin Alevi inancındaki yeri nedir?
Alevi demek; Hz. Ali Soyundan gelen, yanlısı, taraftarı, seveni demektir. Bundan da anlaşılacağı üzere Hz. Ali´nin Alevi inancındaki önemini, yerini anlatmaya gerek yok. Alevilerin Pirleri Hz. Ali´ye olan sevgileri, bağlılıkları onun peygamber olduğu anlamında değildir. Aleviler için peygamber son peygamber Hz. Muhammed´dir.
6-Aleviler namaz kılarlar mı?
Aleviler ve namaz konusunu farklı ele almak lazım, Bilindiği gibi namaz Farsça bir kelimdir. Namaz kelimesin Kuran´da ki karşılığı salat´tir. Salat ise dua, tanrıyı içten anıp selamlama anlamına geliyor. Allah´ı içten anıp selamlamanın, duanın ise biçimi, şekli yoktur. Dua, insanin Yaratıcı ile beraberliğidir. Bunun için belli bir saat, mekan, kural yoktur. Elbette ibadette belirli kurallar olması gerekiyor. Özellikle toplumsal olarak yerine getirilen ibadetin kuralları vardır. Alevilere dayatılanda budur. Deniliyor ki; “Aleviler illa camiye gidin, namaz kilin”. Amaç burada ibadet ise Aleviler zaten toplumsal olarak Cem de ibadetlerini yerine getiriyorlar. Aleviler kimseye, “Cem evine gelip Cem ederek ibadet edin” gibi bir dayatmanın sahipleri değiller. Aleviler namazı ret etmiyor. Nitekim Cem ibadetinde halka namazı seklinde ibadetlerini yerine getiriyorlar. Ancak bu namaz hiç bir şekilde egemen Sünni anlayışın namazıyla benzer değildir.
7-Cem nedir?
Cem Alevilerin toplu halde ettikleri ibadetin adıdır. Kavram olarak Cem Arapça bir kelime olup toplanma, birikme, bir araya gelme manasına gelmektedir. Cem'in kaynağı Kırklar Cem'idir. Cem ibadetini diğer inançlardaki ibadetlerden farklı kılan en önemli unsur; Cem de bulunanların ayni zamanda toplumda hesap vermekle yükümlü olmalarıdır.
8-Dedelik nedir, Dedenin görevleri nelerdir?
Dede, Alevi toplumunun inançsal önderidir. Dedelik ise kendine has bir is yapısı/hiyerarşisi bulunan bir kurumdur. Her Alevinin bir dedesi vardır. Her dedenin de bir dedesi (mürşidi) vardır. Talibin davranışlarından (inanç anlamında) dede sorumludur. Dede talipleri eğiten, yol gösterendir. Dede taliplerin bütün düşünsel, manevi sorunlarına çözüm, sorularına cevap getiren kişidir.
9-Herkes Dede olabilir mi?
İsteyen herkes dede olamaz. Öz manasıyla dede olmak için Evladı Resul olmak gerekiyor. Yani soyunun Hz. Muhammed ve Hz. Ali´den olması gerekiyor. Ancak hemen belirtelim ki Alevi inancında Yol, yolu kuranında üstündedir. Eğer bir bölgede Evladı Resulden bir dede yoksa ve durum zamanla Yolun bozulmasına sebebiyet verecekse durum değişiyor. Bu manada gerekli bilgi birikimine, yolun edebine, ahlakına uygun olan bir kişi Dergah´tan icazet almak şartıyla dedelik yapabilir.
10-On İki Hizmet nedir?
On İki Hizmet, Cem ibadeti sırasında görevli on iki kişinin yerine getirdiği hizmetin adıdır. On İki Hizmet olmazsa Cem de olmaz. On İki Hizmetin dağılımı su şekildedir:
1. Dede (Mürşid) 2. Rehber 3. Gözcü 4. Çerağcı (Delilci) 5. Zakir (Aşık) 6. Ferraş (Süpürgeci) 7. Sakka (İbriktar) 8. Kurbancı (Sofracı) 9. Pervane 10. Peyik (Davetçi) 11. İznikçi (Meydancı) 12. Bekçi
11-İnsan-ı Kamil kime denilir?
Dört Kapı Kırk Makam da sonuncu kapı olan Hakikat kapısına ulaşmış ve böylece Hakikati kavramı olan insana İnsan-ı Kamil denilir.
12-Erenler kimlerdir ve Eren kime denir?
Eren, kendini Hak yoluna adayan ve bu yolda bir çok makamı aşarak bazı sırlara vakıf olan kimseye denir. Erenler Hak sırına vakıf olmuş, İnsan.ı Kamil mertebesine ulaşmış kişilerdir
13-Alevi-Sünni kardeşliği nasıl gelişir?
Alevi-Sünni kardeşliğinin gerçekleşmesi için en önemli nokta; Alevi inanç gerçekliğinin kabul edilmesidir. Hiç bir gerekçenin arkasına saklanmadan Alevi toplumun tarihten günümüze kadar getirdiği inancını, felsefesini, kültürünü, yasam biçimini kabul etmektir.
14-Enel Hak ne anlama geliyor?
Enel Hak kavramı Arapça olup kelime manasıyla “ben Hakkım, hakikatım, gerçeğim” anlamına geliyor. Enel Hak; Hakla Hak olmak, insanin kendisini aşması ve Hakka yakınlaşması, Hakkla bütünleşmesidir.
15-Aleviler tavşan eti yerler mi?
Aleviler tavsan eti yemezler, sebep; tavşanın adet görmesi ve etinin çok kanlı olup sağlıksız olmasıdır. Ayrıca Tavşanın kafası kedi kafasına, kulakları eşek kulaklarına, arka ayakları köpek ayaklarına, ön ayakları kedi ayaklarına ve kuyruğu domuz kuyruğuna benzemektedir. Yine tavşan kedi ile çiftleşmektedir.
16-Duaz nedir? Deyiş nedir?
Duaz, cem ayinlerinde söylenen ve On İki İmamların adlarının geçtiği deyişlerdir. Bu deyişlerde Ayrıca On İki İmamların yani sıra basta Hz. Peygamber ve Hacı Bektaş Veli olmak üzere Alevi ulularının adları geçmektedir.
Deyiş; Aleviliği çağrıştıran her melodinin adıdır. Türkü, nefes, duaz bunlar da alt adlardır.
17-Mersiye nedir?
Mersiye, Kerbela vakasını işleyen, Ehlibeyte ve On İki İmamlara bağlılığı, sevgiyi dile getiren bir şiir türüdür. Özelikle Muharrem Ay'ı boyunca söylenen ve Ehlibeyt taraftarlarının olduğu her coğrafyada ve her dilde söylenen ağıtlar bütünüdür
18-Düşkünlük nedir?
Düşkünlük bir ceza sistemidir. Alevi toplumunun bunca ağır baskı koşullarına rağmen, birliğini koruyarak bu günlere gelmesinde işlevi göz ardı edilemeyecek bir sistemdir.
19-Muhabbet Cem'i nedir?
Muhabbet Cem'inin önemi, işlevi günümüzde çok artmıştır. Öz itibariyle Muhabbet Cemlerinin asıl işlevi genç insanları Görgü Cem'ine hazırlamaktır. Günümüzde ise Muhabbet Cemlerinin işlevi çok daha büyüktür. Her tür yozluğun dayatıldığı, değerlerin anlamsızlaştırıldığı, ilişkilerin çıkar çelişkisi etrafında şekillendiği günümüzde Muhabbet Cemleri adeta bir insanlığa dönüş programıdır.
20-Zülfikar neyi sembolize ediyor?
Zülfikar, Hz. Muhammed tarafından Hz. Ali'ye armağan edilen ucu çatal kılıcın adıdır. Aleviliğe göre Zülfikar savaş öncesi gökten inmiştir. Hz. Muhammed'de bu gökten inen kutsal kılıcı Hz. Ali'ye hediye etmiştir. Zülfikar, asırlardır adaletin sembolü olarak işlevini sürdürmeye devam ediyor.
21-Alevi inancına göre ölüm bir yok oluş mudur?
Aleviler ölümü bir yok oluş olarak görmüyorlar. Ölüm, yeni bir dönemin/sürecin (buna ebedi süreçte diyebiliriz) başlangıcıdır. Büyük Alevi önderi Şah İsmail (Hatayi) bir şiirinde “dün doğdum bugün ölürüm/ölen gelsin işte meydan” diyor. Yine bir çok Alevi şiirinde/deyişinde/deyiminde “ölen tendir, can ölmez” sözü geçiyor.
22-Tevella Teberra ne anlama geliyor?
Tevella = dostluk kurma, dost olma anlamına geliyor.
Teberra = uzak durmak anlamına geliyor.
Aleviler arasında Tevella ve Teberra'nin manası ise Ehlibeytin dostlarına dost, düşmanlarına düşman olmak anlamına geliyor
23-Oruç nedir?
Oruç, insanin bedenini disiplin ve denetim altına almak, ruhsal yapısını güçlendirmek için yaptığı bir ibadettir. Oruç ibadeti belirli zamanlarda yeme, içme ve cinsellik gibi istekleri/duyguları terk ederek zihinsel/ruhsal ve inançsal yapıya ağırlık vermektir.
24-Aleviler oruç tutarlar mı?
Hemen-hemen bütün inançlarda oruç ibadeti vardır. Alevi inancında da oruç ibadeti vardır.
25-Muharrem Orucu nedir?
10 Ekim 680 de Hz. Ali'nin oğlu ve Hz. Muhammet'in torunu Hz. Hüseyin ve sevenleri (toplam 72 kişi) Kerbela'da acımasız bir şekilde katledildiler. Aleviler bu acı olayı kınamak için, her yıl Muharrem Ayının onuncu gününden başlamak üzere, 12 gün oruç tutarak yas tutarlar. Aleviler Muharrem orucu ile Hz. Hüseyin`in şahsında Ehlibeyte bağlılıklarını dile getirirler ve ayni zamanda zalimin zulmünü lanetlerler .
26-Aleviler Ramazan orucu tutarlar mı?
Aleviler, Sünni Müslümanlardan farklı olarak Ramazan ayında sadece üç gün oruç tutarlar. Alevilere göre Ramazan orucunun bir ay olduğu yönünde Kuran da hiç bir açık beyan yoktur.
27-Nevruz Bayramı Aleviler için ne anlama geliyor ve Aleviler Nevruzu nasıl kutlarlar?
Nevruz; Farsça bir kelimedir ve yeni gün (yeni/nev gün/ruz) anlamına geliyor. Miladi takvime göre 21 Mart günü Nevruz günüdür. Nevruz, Alevi toplumun önemli bayramlarından biridir. Yine Nevruz bayramı, salt Aleviler için değil hemen-hemen bütün doğu toplumları için önemli bir gündür. Alevi söylencelerinde Nevruz gününde gerçeklesen önemli olaylar söyle sıralanır: Dünya kuruluşunu bugün tamamlar. Hz. Muhammed’e nübüvvet bugün ihsan edilir. Hz. Ali’nin bugün doğmuştur Bugün Hz. Ali ile Hz. Muhammed’in kızı Hz. Fatma’nın evlendiği gündür. Hz. Muhammed, bugün Gadir-hum’da okuduğu hutbede, Hz. Ali’yi Vasi tayin eder ve kendisinden sonra Müslümanların önderi (imamı) ilan eder. Bugün Hz. Ali’nin hilafeti elde ettiği gündür. Bugün Hacı Bektaş veli’nin Anadolu’ya gelişinin ilk günüdür. Rum Erenlerinin Şah-ı Velayeti karşıladıkları gündür. Bugün Gaip Erenleri “Kırklar’ın” toplandığı gün olarak inanılır. Bu nedenle bugün “Kırklar Bayramı” olarak ta bilinir. Hz. Hüseyin’in intikamını almak için Muhtar Sakafi önderliğinde gizli bir teşkilat kurulur. İhtilal işareti olarak mahallelerde büyük bir ateş yakılır. Bu günde tesadüfen 21 Mart’a denk gelir. O günden bugüne değin Alevilerce zulme başkaldırı işareti olarak ateş yakılır. Bugün Hz. Adem Peygamberin yaratıldığı gündür.
28-Musahiplik nedir?
Musahipliğin temeli dayanışma ve paylaşmaya dayanır. Musahiplik Alevi inancının en önemli kurumlarından biridir. Musahiplik arkadaşlık ötesi bir birlikteliktir. Musahipler arasında ayrı gayrı bulunmaz. Babailerin deyimiyle "musahipler yarin al yanağından gayrı her şeyde ve yerde ortaklardır". Yine meşhur bir Alevi deyimiyle "musahip musahibini ateşten alandır". Musahiplik zordur, zor olduğu kadar da şereflidir. Musahiplik günümüzdeki anlamıyla "sigorta"dır. Musahipliğin tarihçesi Hz. Muhammed’in hicretinin birinci yılında Müslümanların sayısının çoğalmasıyla geliştirdiği bir birlikteliktir. Musahiplik Kuran-ı Kerim’in şu ayetleriyle açıklanmıştır: Enfal sur esi ayet 72-73, "Onlar ki inanıp hicret ettiler ve mallarıyla canlarıyla Allah yolunda savaştılar ve onlar ki (hicret edenleri) barındırıp yardımda bulundular, işte bunlar, bir birilerinin dostu ve yarıdırlar.
29-Kızılbaşlık nedir ve Kızılbaş kimdir?
Kızılbaşlık Alevilik içinde bir kol değil esasında Kızılbaşlık Aleviliğin ta kendisidir. Kızılbaş kavramı Alevilerin düşmanları tarafından Alevileri aşağılamak, karalamak ve küçük düşürmek için kullanılmıştır. Aleviler yinede usanmadan Kızılbaş kavramına sahip çıktılar . Kızılbaş kelimesi kızıl başlık takan anlamına geliyor. Tarihçesi Uhut savaşına kadar uzanır. Uhut savaşında Hz. Ali kendisini Hz. Peygambere siper ettiği sırada başından yaralanır. Bu savaştan sonra Hz. Ali’ye Kızılbaş denmiştir. Yine Sıffın savaşında Hz. Ali’nin taraftarları başlarına kırmızı başlık takmışlardır. Alevi devleti olan Safevi ordusunun askerleri de başlarına kızıl başlık takarlardı.
30-Bektaşilik nedir?
Hacı Bektaşı Veli adına kurulan, Hz. Ali ve On İki İmam sevgisine dayanan Anadolu ve Balkanlarda yayılan günümüzde de varlığını sürdüren önemli bir Alevi tarikatıdır/örgütlenmesidir. Bektaşiliğin doğuşu 1240 yılına dayanır. Babailer isyanının bastırılmasından sonra Baba İshak’ın halifesi olan Hacı Bektaşı Veli etrafında toplananlar Hz. Muhammed’i mürşit, Hz. Ali’yi rehber, Hacı Bektaşı Veli’yi de pir olarak kabul ettiler. Bektaşilik genel anlamda Alevi inancını oluşturan Hz. Ali, On İki İmamları esas almasının dışında eski Türk kültürünü ve Anadolu inançlarının bazı olumluluklarını da alarak gelişmesini tamamladı.
31-Şiilik nedir?
Şiilik, kavram olarak Hz. Ali taraftarlığı demektir. Şiilik sözcüğü Şia kelimesinden türetilmiştir. Her ikisi de aynı anlama gelmektedir: Hz. Ali taraftarlığı.
32-Tahtacılar kimlerdir?
Tahtacılar, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaşayan Alevilerdir. Anadolu Alevi mozaiğinin en renkli öğelerinden olan Tahtacılar, genellikle orman işiyle uğraştıkları için bu ismi almışlar. Osmanlı kayıtlarına 16. yüzyılda "Cemaat Tahtacıyan" olarak geçmişlerdir. Bazı bilgilere göre Tahtacılar 11. yüzyılda Anadolu’ya göçen "Ağaçeri"’lerin soyundan gelen bir topluluk. Tahtacılar çoğunlukla göçebelikten yerleşik düzene geçmiş durumdalar.
33-Yobazlık nedir ve yobaz kimdir?
Eskimiş, kokuşmuş, kirlenmiş, bozulmuş, miadını doldurmuş olan düşünce ve yaşam biçimini inatla savunan, bunun doğruluğuna katî bir şekilde inanan ve bu doğruluğu kendine yaşam biçimi seçerek dolaylı ya da direkt bunu diğer insanlara dayatan insan yobazdır. Bu yobaz kavramını daha çeşitli örneklerle ele alıp değerlendirmekte mümkün. Fakat öz itibariyle yobaz, geriliği temsil eden kişidir.
34-İsmaillilik nedir?
İsmaillilik diye de bilinen İsmailliye mezhebi, adını altıncı imam Caferi Sadık’ın oğlu İsmail’den almaktadır. İmam Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin, İmam Zeynel Abidin, İmam Muhammed Bakır ve İmam Caferi Sadık’tan sonra gelen yedinci İmam konusunda anlaşmazlık çıktı. Alevilerin büyük çoğunluğu yedinci imam olarak Musa Kazım’ı tanıdı. Bir kısım Alevi ise yedinci imam olarak İsmail’i tanıdı.
35-Kerbela ne anlama geliyor?
Kerbela’yı önemli kılan; Hz. Muhammed’in torunu, Hz. Ali’nin oğlu üçüncü İmam Hüseyin’in 680’de Emevi halifesi Muaviye oğlu Yezid’in askerleri tarafından Kerbela’da şehit edilmesidir. Bu insanlık dışı katliam tarihe "Kerbela Olayı" olarak geçmiştir.
36-Kerbela Olayının Aleviler için önemi nedir
Kerbela olayı İslamiyet için bir dönüm noktası ve acı bir olaydır. Kerbela, iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, lanetli ile kutsalın, karanlık ile aydınlığın hesaplaşmasıdır. İmam Hüseyin burada kutsallığı, mazlumu, aydınlığı temsil etmektedir.
37-Nusayrilik nedir?
Adını kurucusu Muhammed Bin Nusayri’den alan Nusayrilik daha çok Ortadoğu ve Anadolu’da gelişmiş, taraftar bulmuştur. Nusayriler tarih boyunca en çok ezilen Alevi fırkalar arasında ilk sıralarda yer alırlar Nusayriliğin kurucusu olarak tanımlanan Muhammed Bin Nusayr, on birinci (11.) imam Hasan Askeri zamanında yaşamıştır. 11. imam Hasan Askeri’nin en sadık, bilgin öğrencilerindendi.
38-Dört Kapı Kırk Makam nedir?
ŞERİAT KAPISI MAKAMLARI: 1. İman etmek 2. İlim öğrenmek 3. İbadet etmek 4. Haramdan uzaklaşmak 5. Ailesine faydalı olmak 6. Çevreye zarar vermemek 7. Peygamberin emirlerine uymak 8. Şefkatli olmak 9. Temiz olmak 10. Yaramaz işlerden sakınmak (Şeriat kapısını ve Makamlarını şöyle özetleyebiliriz: Kendi öz benliğini kötülükten arıtmayan, gelişmemiş, olgunlaşmamış insanın, din kuralları ve yasalar zoruyla eğitilmesi, kişilere ve topluma zarar verecek hareketlerde bulunmasına meydan verilmemesidir.)
TARİKAT KAPISI MAKAMLARI: 1. Tövbe etmek 2. Mürşidin öğütlerine uymak 3. Temiz giyinmek 4. İyilik yolunda savaşmak 5. Hizmet etmeyi sevmek 6. Haksızlıktan korkmak 7. Ümitsizliğe düşmemek 8. İbret almak 9. Nimet dağıtmak 10. Özünü fakir görmek (Tarikat kapısını ve makamlarını şöyle özetleyebiliriz: İnsanın kendi öz iradesiyle hiç bir dış zorlama olmadan her türlü kötülüğü benliğinden kovabilmesi, elinden gelebilecek tüm iyilikleri hiç kimseden esirgememesi aşamasıdır.)
MARİFET KAPISI MAKAMLARI: 1. Edepli olmak 2. Bencillik, kin ve garezden uzak olmak 3. Perhizkârlık 4. Sabır ve kanaat 5. Utanmak 6. Cömertlik 7. İlim 8. Hoşgörü 9. Özünü bilmek 10. Ariflik (kendini bilmek) (Marifet kapısını ve makamlarını şöyle özetleyebiliriz: Duygu ve ilimde en yüksek düzeye ulaşmak, tanrısal sırlara erişmektir.)
HAKİKAT KAPISI MAKAMLARI: 1. Alçak gönüllü olmak 2. Kimsenin ayıbını görmemek 3. Yapabileceği hiç bir iyiliği esirgememek 4. Allahın her yarattığını sevmek 5. Tüm insanları bir görmek 6. Birliğe yönelmek ve yöneltmek 7. Gerçeği gizlememek 8. Manayı bilmek 9.Tanrısal sırrı öğrenmek 10. Allahın varlığına ulaşmak (Hakikat kapısını ve makamlarını şöyle özetleyebiliriz: Hakkı görmek, zaman ve mekân içinde tanrısal demin gücü içinde erimektir.)
39-“Eline, Beline, Diline sahip ol” ne anlama geliyor?
Bazılarının onlarca kitaba, yüz binlerce sözcüğe sığdıramadığını Alevi önderi Hacı Bektaş Veli üç sözcükle anlatmış. ELİNE, BELİNE, DİLİNE SAHİP OL. Ulu Hünkâr bütün bu gerçeklikten yola çıkarak Alevi inancında sağlam bir ahlâk sistemi kurmuştur. EL: İnsanın eli her türlü iyiliğin ve yine kötülüğün uygulayıcısıdır. İnsan eline sahip olmadı mı katil, hırsız olur. İnsan eline sahip oldu mu üretir. BEL: İnsan kendi hayvani cinsel güdülerine hâkim olmadı mı her türlü sapıklığı yapar. Sapıklık, toplumsal çürümeye, ahlâksızlığa küfürlü içerikürür. Bunun zıddı olan, yani insan cinselliği olumlu anlamda bir üreme aracı olarak değerlendirdiğinde sonuç yine toplumsal ve bireysel huzur olur. DİL: Dil insanlar arasında iletişimi sağlayan organdır. Bir insan dilini iyilik için de kullanabilir kötülük için de. İnsan dilini yalandan, riyadan, sahtelikten korumalı ve yalana, sahteliğe alet etmemeli, yani diline sahip olmalı. Duyduğu olumsuzlukları düzeltmeli, yalandan kaçmalı, kilit vurmalı. Dilini iyi, güzel insanı ve dolayısıyla toplumu huzura kavuşturacak şekilde kullanmalı.
40-Alevi deyişlerinde sıkça gecen “Kırklar” kimleridir ve ne anlama geliyor?
İnanca göre diğer insanlardan farklı ama kim oldukları bilinmeyen Allah dostu erenler vardır. Bunlara "Gayb Erenler" de deniliyor. Kırkların içinde birtek Hz. Ali diğerlerinin kimler oldukları bilinmiyor. Ama Cem ibadetine kaynaklık ettikleri de bir gerçek.
41- Yunus Emre Alevimiydi?
Her ne kadar bazıları gizlemeye çalışılsa da Yunus Emre bir Alevidir. Sanatıyla, düşüncesiyle kendinden sonraki kuşakları etkileyecek kadar büyük bir kişilik Yunus Emre, bu kişiliğe giden yolda ilk dersi büyük Alevi önderi Hacı Bektaş-ı Veli’den almıştır.
42-Aleviler için müziğin anlamı ve önemi nedir?
Dinsel müzikler daha çok dinsel törenler, toplantılar sırasında seslendirilir. Yanlızca Alevi müziği salt Alevilerin ibadet törenlerinde değil, yaşamın bütününde yer alır. Alevilerde vazgeçilmez olan saz, söz, semah, Alevilerin belleklerini yitirmelerini engeller, onları moral olarak motive eder, duygularını fetheder, bilinç verir, toplumu birbirine kenetlenmesini sağlar.
43-Caferilik nedir?
Caferilik, On İki İmamlar’ ın altıncısı olan İmam Caferi Sadık tarafından kurulmuş bir Alevi mezhebidir. Caferiliğin temelinde Hak-Muhammed-Ali sevgisi, Ehlibeyt’e bağlılık ve On İki İmamlar’ a bağlılık vardır.
44-Yedi Ulu Ozan kimlerdir?
Alevi tarihine deyişleriyle, şiirleriyle yön vermiş, Alevi inancına bağlılıklarını yaşamlarıyla kanıtlamış olan yedi ulu ozan şunlardır: 1-Şah Hatayi 2-Pir Sultan Abdal 3-Kul Himmet 4-Yemeni 5-Virani 6-Fuzuli 7-Seyit Nesimi
45-Dua nedir ve işlevi nedir?
Dua bir ibadet biçimidir. Hz. Peygamberin ifadesiyle "ibadetin özüdür". İnsanlar sıkıntılı anlarında olduğu gibi bolluk ve bereketli dönemlerde de duaya sığınmışlardır. Duayı diğer ibadetlerden ayıran en büyük özellik onun biçimsel olmayıp daha çok bireysel bir ibadet şekli oluşudur. Yani Allah ile kurulan bire bir "iletişimdir". Bu iletişimin zamanı, mekanı ve biçimi yoktur.
46-Alevi Hukuku nedir?
Alevilikte hukuk mantığa dayalıdır, yargılamanın amacı ise; haklı olanın hakkını geri almak ve suçlu olanı kötülüklerinden arındırarak tekrar toplumsal yaşam içerisine dönmesini sağlamaktır. Bu anlamda yargılama aynı zamanda bir eleştiri-özeleştiri, arınma, temizlenmesine ve gerçeği bulmak için bir vesiledir. Alevilikte suç oranına göre cezalar vardır. Alevi hukukunda ceza, cezalıdan öç alma değil, onu düzeltme, yeniden ahlâklı kılma ve topluma kazandırmak için bir araçtır. Alevi hukuk sisteminde toplumsal sorunlarda en ağır ceza teşhir ve tecrit etmedir. Teşhir ve tecrit edilen birisi "düşkün"dür. Düşkün, ceza süresi bitene kadar toplum tarafından dışlanır. Cezası bittikten sonra ise tekrar toplum içine dönebilir.
46-Buyruk nedir?
Altıncı imam Cafer Sadık tarafından yazılan ve Aleviliğin ilkelerini, törenlerini anlatan Buyruk, Alevi inancının en önemli yazılı kaynaklarından birisidir.
47-Ehlibeyt ne anlama geliyor ve kimlerden oluşuyor?
Anlam olarak Ehlibeyt Hz. Muhammed’in ailesi demek. Bu aile Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den oluşmaktadır. Alevi inancının temelini Ehlibeyt sevgisi ve bağlılığı oluşturuyor. Ehlibeyt’in kutsallığı ve masumluğu Kuran’da şöyle geçiyor: Ahzap suresi 33. Ayet Ey (Peygamber’in) ev halkı, Allah sizden yalnızca çirkinlikleri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
48-Semah nedir?
Semah, Cemlerde deyişler eşliğinde yapılan dinsel törenin adıdır. Ulu Hünkâr Hacı Bektaş ı Veli bu konuda şöyle söyler: "Semah, ariflerin aleti, muhiplerin ibadeti, taliplerin maksududur. Bizim Semahımız oyuncak değil, ilahi bir sırdır. Bir kimse ki Semahı oyuncak sayar o cahildir". SEMAHIN TÜRLERİ: Miraçlama - Ali Nur Semahı - Kırklar Semahı - Turnalar Semahı - Erkân Semahı - Gönüller Semahı - Ya Hızır Semahı - Nevruz Semahı - Hacı Bektaş Semahı - Muhammed Ali Semahı
49-Mevlana Alevi miydi? Mevlevilik bir Alevi kurumumudur?
Mevlâna’nın Alevi olup olmadığı hep tartışılmıştır. Mevlâna, düşünce, inanç itibariyle kesinlikle Alevidir. Mevlevilik özünden saptırılmış, Mevlana nın düşüncelerinin dışına çıkarak iktidarlara hizmet eder hâle gelmiştir. Ama Mevlâna kesinlikle Ehlibeyt taraftarıdır.
50-On Dört Masumu Pak kimlerdir?
Henüz çocuk yaşta iken zalimce katledilen on dört çocuğun adıdır. On dört Masum Pak, arılığın, masumluğun, saflığın sembolüdürler. On dört Masum Pak, Alevi toplumu için masumiyetin temsilcileri olmaları ile günlük yaşam içinde dahi anılırlar. Ondört Masum Pak, Ehlibeyt ve On iki İmamlar’ ın evlatlarıdırlar.
On dört Masum-ı Pakların isimleri ve şehadetleri:
1-Muhammed Ekber: Hz. Ali’nin oğludur. Henüz 40 günlük iken Hz. Ali’yi Ebubekir’ e biat ettirmek için evine baskın düzenleyen Ömer’in adamı olan Tahir tarafından kapı Hz. Fatma’nın üzerine devrilir. Bu esnada Fatma Ana’nın kucağında bulunan Ekber kapı altında ezilerek şehit olur.
2-Abdullah: Hz. Hasan’ın oğludur. Yedi yaşında iken Muaviye’nin adamlarından Talha bin Amir tarafından şehit edilir. 3-Abdullah: Hz. Hüseyin’in oğludur. İki yaşında iken Kerbela’da Erzak Dımışki tarafından şehit edilir. 4-Kasım: Hz. Hüseyin’in oğludur. Üç yaşında iken Kerbela’da Hezime Kahl tarafından şehit edilir. 5-Ali Asgar: Kerbela kıyımında bir yaşındaydı. Babası Hz. Hüseyin tarafından su verilmesi için Yezid’in askerlerine gösterilir. Bu esnada İbni Sadi’nin emriyle Harmele adında bir okçu tarafından şehit edilir. 6-Kasım: Zeynel Abidin’in oğludur. Üç yaşında iken Bekir İbni Ur tarafından şehit edilmiştir. 7-Ali Eftan: Beşinci İmam Muhammed Bakır’ın oğludur. Altı yaşında şehit edilir. 8-Abdullah: Altıncı imam Cafer Sadık’ın oğludur. Üç yaşında İbni Mercan tarafından şehit edilir. 9-Yahya Hadi: Altıncı imam Cafer Sadık’ın oğludur. Üç yaşındayken Abbasi hükümdarının huzurunda şehit edilir. 10-Salih: Yedinci imam Musa Kazım’ın oğludur. Dört yaşında iken şehit edilir. 11-Tayyip: Yedinci imam Musa Kazım’ın oğludur. Yedi yaşında iken şehit edilir. 12-Cafer Tahir: Dokuzuncu imam Muhammed Taki’nin oğludur. Dört yaşında iken şehit edilir. 13-Cafer: Onuncu imam Ali Naki’nin oğludur. Bir yaşında iken şehit edilir. 14-Kasım: On birinci imam Hasan Askeri’nin oğludur. Bir yaşında iken şehit edilir.
Not:Ayrıca On dört Masum-i Pak deyimi Hz. Muhammed, Hz. Fatma ve On İki İmamlar içinde kullanılıyor.
51-On Yedi Kemerbest kimlerdir?
On yedi Kemerbest; Hz. Muhammed’e, Hz. Ali’ye, Ehlibeyt’e bağlı kırklar meclisinin üyeleri arasında bulunan, Hz. Ali tarafından kemerleri bağlanmış olan on yedi önderdir. On yedi Kemerbest’in çoğu Ehlibeyt yolu için şehit olmuştur.
Onyedi Kemerbest’in adları: 1. Selmani Farisi 2. Ammar bin Yaser 3. Malik Eşter bin Haris 4. Muhammed bin Ebubekir 5. Veysel Karani 6. Abuzer Gaffari 7. Harrim bin Haris 8. Abdullah bin Yedi-Hazai 9. Abdullah bin Adiel 10. Abu el Hişam 11. Haris Şeyhani 12. Haşim bin Utbe 13. Muhammed bin Abu Hazika 14. Kamber hazretleri 15. Murtefi bin Vezza 16. Said bin Kays 17. Abdullah bin Abbas
52-Ahi Evren Alevimiydi?
Ahi Evren, Ahi örgütünün kurucusudur. Ahi örgütlenmesi bir esnaf, zanaatçı, çiftçi örgütlenmesidir. Ahi örgütlenmesinin temelini Baba İlyas attı. Bir kurum olarak gelişmesini ise Ahi Evren sağladı. Ahi Evren 1169 yılında Azerbaycan’da doğmuştur. Hacı Bektaş Veli ve Mevlâna ile yaşıt ve aynı zaman diliminde yaşamışlardır. Hacı Bektaş Veli ile musahip oldukları bilinmektedir. Hacı Bektaş Veli’nin Vilayetnamesinde şu şekilde bahsi geçer: “Hacı Bektaş ile Ahi Evren birbirilerini çok severlerdi. Hatta bir sohbet anında Ahi Evren, ‘her kim bizi şeyh edinirse aslında şeyhi Hacı Bektaş Hünkâr’dır’ demiştir.”.
53-Hayyam kimdir, nasıl bir inanç ve düşünce yapısına sahipti?
Hayyam, 1048 yılında Nişabur’da doğdu. 1122 yılında Nişabur’da hakka yürüdü. Hayyam adı çadırcı anlamına geliyor ve babasının mesleği olan çadır yapıcılığından dolayı verilmiştir. Ön adı Ömer olan Hayyamın, tanınmasını sağlayan rubaîleridir. Rubaîler, dörtlüklerden oluşan şiirlerdir. Bu rubaîlerde Hayyam, yaşamın güzelliğini anlatır Dünya malına heves edenlerin ahmaklığını vurgular. Hayyam sadece şair değildi. Gençliğinde iyi bir eğitim almıştı. Bu eğitim doğal yetenekleri ile birleşince, Hayyam başta tıp, astronomi, matematik olmak üzere bir çok bilim dalında -günümüz deyimiyle- profesördü. İnanışınıda bir kalıba sığdırmak mümkün değildi.
54-Fatımiler devleti ne zaman kuruldu, kimler kurdu, kaç sene varlığını sürdürdü, Alevi inancının esas olduğu bir devlet miydi?
Adını Hz. Muhammed’in kızı, Hz. Ali’nin eşi, İmam Hasan ile İmam Hüseyin’in annesi olan Fatma’dan alan Fatımiler Devleti Fas, Cezayir, Tunus, Mısır ve Suriye’de egemenlik kurdu. Fatımilerde kesin bir Ehlibeyt bağlılığı vardır. Fatımiler daha çok Aleviliğin İsmailliye koluna bağlıdırlar. Fatımilerin çıkış noktası Abbasi egemenliğinin olduğu yıllara dayanmaktadır. Emevi iktidarını Aleviler yıkmıştı. Abbasiler iktidara geldiklerinde Ehlibeyt taraftarlarına yani Alevilere baskı uygulamayacaklarını, onların inançlarını özgürce yaşamalarını sağlayacaklarını vaat ediyorlardı. İktidara gelince Emevi iktidarındaki baskı ve zulüm aynen devam etti. Aleviler bu zulme karşı örgütlenmeye başladılar, Bunlar daha sonra Fatımiler adını alarak bütün Kuzey Afrika’da bir Fatımiler Devleti kurdular. 340 yıla yakın bir dönem iktidar olan Fatımiler, egemenlik alanına İtalya’nın Sicilya bölgesini de kattılar.
55-Alevi-Bektaşilerde mizahın yeri nedir?
Bektaşi Alevilerin fıkraları salt mizah içermiyor, aynı zamanda derin bir felsefe ve mantık içeriyor. Alevilerin mizah anlayışı zengindir. Bu büyük bir mirastır. Bu mirasın önemi günümüzde daha çoktur.
56-Kısaca Babailer isyanı nedir?
Alevi tarihi bir isyanlar, başkaldırmalar tarihidir de. Aleviler tarih boyunca hep zulüm edenlere karşı isyan etmiş, ayaklanmışlardır. BABAİLER isyanı da Selçuklu sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsreve, karşı yapılmış başkaldırı zincirinin onurlu halkalarından biridir. Adını Baba İLYAS’tan alan bu ayaklanmanın etkileri yıllarca sürdü. Babailer isyanı Selçuklu devleti için olduğu kadar Aleviler için de önemli bir tarihsel süreçti. Selçuklu devletinin etkinsizleşmesinin sebebi bu şanlı isyandı. Baba İlyas ve Halifesi (yardımcısı) Baba İshak Anadolu toprakları üzerinde hüküm süren Selçuklu devletinin politikalarından bıkan, vergilere tâbi tutulan, gittikçe yoksullaşan halk kitlelerinin doğal önderi olmuşlardı.57-Alevilerde şiirin anlam ve önem nedir?
Herhalde dünyada şiirle bu kadar iç içe olan, şiirle bütünleşen, duygularını ve düşüncelerini şiirle dile getiren başka topluluk yoktur. Aleviler hayallerini, sevgilerini, yergilerini, inançlarını şiirle dile getirmişlerdir.Alevi şiiri yapı ve ölçü olarak halkın anlayacağı tarzda olduğu için, halkı şiirin içeriğini kolay anlamış ve içselleştirmiştir. İçselleştirdiği için de onu her yerde söylemiş, böylelikle inancını ve moralini bütün olumsuzluklara rağmen korumuştur.
58-Alevi birisi Sünni birisiyle evlenebilir mi?
Alevi bir kişi ile Sünni bir kişinin evlenmesi O kişilerin bileceği bir iştir. Dini olarak herhangi bir sorun yok. Ama geçmiş tecrübelerden biliyoruz ki işin pratik tarafı oldukça zor oluyor. Yani evlendikten sonra sorunlar başlıyor. Evli çiftler birbirlerinden kendi inançlarına girmelerini istiyor, hatta bu noktada baskı yapıyor. O vakitte sorunlar başlıyor.
59- Sonradan Alevi oluna bilinir mi?
Evet. Alevilik bir inançtır. isteyen Alevi olabilir, isteyen Alevilikten çıkabilir. Alevi inancının kurallarını yerine getiren herkes Alevi olabilir.
60-Kirve çocukları evlenebilirler mi?
Kirvelik bilindiği gibi tarihte çok önemli işlevi olan bir kurumsal yapıydı. Kirvelik, kirve olanlar arasında kesin bir kardeşliği emrediyordu. Dolayısıyla, bir nevi sigorta işlevi görüyordu. Zorlu yasam koşulları karşısında insanların bir birlerini desteklemelerini; yardımlaşmayı, dayanışmayı esas alıyordu. Bu bağlamda kirvelik kardeşlikten de yakın olarak görüldüğünde evlilik çoğu bölgelerde mümkün olmuyordu. Ancak değişen koşullar bu geleneği pratikte işlevsiz hale getirdi. Doğrusuda budur. Yani kirvelerin çocukları bir birleriyle evlenebilirler. Çünkü inanç, insan yaşamını zorlaştırıcı kurallar bütünü değildir.
61-Aleviler neden kendilerini Kızılbaş veya Şii olarak adlandırmıyorlar?
Alevi kavramı bir üst kimliği temsil ediyor. Yani bütün Hz. Ali taraftarlarının genel adıdır. Bu sebepten Alevi kavramı tercih ediliyor.
62-Tasavvuf nedir?
Her grup, akım, hizip... tasavvufa farklı manalar vermişler.
Aleviler tasavvufu, insana ve tanrıya gönül gözüyle bakma, dünyayı sevgi temelinde anlamlandırma ve buna uygun yaşama tarzı olarak tanımlarlar. Tasavvuf, Kur’an’ın batini yorumu olarak dinin tebliği ile birlikte varolan, onun özünü anlama ve yaşama halidir. Mutasavvıflar Kur’an tefsirinin geliştirilmesinde büyük rol oynamışlardır. Onlar sadece sözcüklerin mealini yani zahiri manasını vermekle yetinmemiş, sözcüklerin ardındaki simgesel anlamı, batini manasını açığa çıkarmışlardır. Böylece dinin hoşgörüye açık, herkesi kucaklayan özünü yakalamışlardır.
İnsanın maddi alemden kurtulup Hak’ta yok olmasını, ikilikten kurtulup birliğe ulaşmasını, Hak ile Hak olmasını, O yüce aşk halini yaşamasını öğreten ilmi yol tasavvuftur. Alevilik Tasavvufsuz düşünülemez. Aleviliğin İslamiyet’i anlayış, yorumlayış ve yaşayış biçimini hayata geçirme şeklidir. (Hüseyin Bal’dan Alıntı)
63-Vahdet-i Vücud ne anlama geliyor?
“Varlığın birliği” anlamına geliyor. Alemde var olan her şey Allah’ın bir yansıması ve insan “varlığın” bir parçası.
Vahdet-i Vücud fikrini savunup geliştirenler arasında Hallac-ı Mansur, Bayazid Bestami, Yunus Emre, Mevlana gibi Alevi toplumunca saygı ile anılan değerli önderler vardır.
64-Batın-Zahir ne anlama geliyor?
Batın; içsel, giz, sır anlamına geliyor. Zahir ise görünen, apaçık ortada olan anlamına.
Her şeyin bir önyüzü olduğu gibi birde arka yüzü vardır, bir görünen tarafı olduğu gibi birde görünmeyen tarafı vardır. Görünen taraf Zahir, görünmeyen tarafta Batındır.
Bu açılımdan sonra kavramların inançsal boyutuna da değinelim: eğer kişi tanrısal hakikate ulaşmak istiyorsa kendisini görünen(zahir) ile sınırlamamalıdır. Görünenlerin yanında birde görünmeyen(batin) olanı da anlamaya çalışmalıdır. Sadece görünen, dışsal(zahir) ile kendisini sınırlayanlar hakikat sırrına eremezler. Zahir ve Batin bir bütün olarak ele alınmalıdır.
65-Şeyh Bedrettin Alevi miydi?
Şeyh Bedreddin öğrenimine Edirne’de başladı. Bursa ve Konya’da eğitimini tamamladıktan sonra Mısır’a giderek zamanın ünlü bilginlerinden dersler aldı. Şeyh Bedreddin’in düşüncesi ve yaşamı Mısır’da Şeyh Hüseyin Ahlati ile tanışmasından sonra değişti. Çünkü Bedreddin o güne kadar hep Sünni İslam anlayışını benimseyenlerin çevresinde bulunmuş ve kendi düşünceleri de öyle şekillenmişti. Şeyh Hüseyin Ahlati ise Ehlibeyt düşüncesini yani Aleviliği benimseyen birisiydi. Şeyh Bedreddin, Şeyh Hüseyin Ahlati ile yaptığı sayısız tartışma ve sohbet sonrası Aleviliği benimsemişti. Bu aşamadan sonra Şeyh Bedreddin Tebriz’e giderek sarayda düzenlenen tartışmalara katılır. Tekrar Mısır’a dönüşünden kısa bir süre sonra Şeyh Hüseyin Ahlati vefat eder. Şeyh Bedreddin, Hüseyin Ahlati’nin yerine geçer.
66-Hızır kimdir ve Hıdrellez ne anlama geliyor?
“Yetiş ya Hızır” deyimi asırladır darda kalanın, zorda olanın umut çığlığı olarak söylenmektedir. Hızır, zor durumda kalanların, son çareleri tükenenlerin çağırdıkları, medet diledikleri erendir.
Bilinenlerin aksine Hızır, sadece Anadolu’da değil bir çok coğrafyada aynı anlamda anılmaktadır. Aleviler Hızır’ı bir peygamber olarak kabûl ederler. Ondan Hızır Peygamber, Hızır Aleyhisselam ya da Hızır Nebi olarak söz edilir. İnanca göre Hızır Peygamber ölümsüzlük suyu (Abı hayat) içmişti. Zaman-zaman dünyaya gelerek, darda olanların yardımına koşar ve doğaya yeniden can verir. Hızır Nebi halk arasında şöyle tarif (tasavvur) edilir: üzerinde çiçeklerden yapılmış bir cübbesi bulunan, ak sakallı, nur yüzlü yaşlı biri olarak betimlenir. Bastığı yerde güller açar, ekinler yeşerir. Elini sürdüğü kişi dertlerden, uğursuzluklardan, hastalıklardan arınır, ömür boyu huzurlu yaşar. Hızır üzerine gerçek mi yoksa hayali biri mi olduğu yönündeki tartışmalar devam etmektedir. Bazı kaynaklar Kuran-ı Kerim’de Kehf sûresinde geçen ve Hz. Musa ile beraber olan ama ismi zikredilmeyen kişinin Hızır olduğu yönündedir. Bütün bu tartışmalar bir yana, Alevilerin algıladığı, andığı Hızır’ı biraz daha somutlaştıralım. 5 mayısı 6 mayısa bağlayan gece Hızır ile İlyas’ın yeryüzünü gezdiği ve buluştukları gecedir. Buna Hıdrellez denilir. Bu Hıdrellez bayramını bir çok topluluk kendine göre kutluyor. Ayrıca yöreden yöreye tarihi değişen ama genelde birinci ve ikinci ayda olan üç günlük Hızır Orucu tutulmaktadır. Sonuç olarak; Hacı Bektaşı Veli’nin Vilayetnamesinde anılan Hızır, Aleviler için zor günün, dar günün dostudur. Hızıra Şükran manasında 3 günlük oruç tutuluyor. İnanan kalpler için Hızır her yerde ve her zaman için hazır-nazırdır.
67-Yeniçeriler Alevi miydi?
Yeniçerilerin Aleviliği konusu en çok çarpıtılan konulardan biridir. Genel anlamda yeniçeriliğin ne anlama geldiğini özetlersek; Yeniçeri ocağı ,1362 yılında I.MURAT tarafından kurulmuş daimi ve ücretli askeri bir teşkilattır. Yeniçeri askerleri, Osmanlı ordusunun ilk düzenli savaş birliğiydi. Kazanılan savaşların sonunda esir olarak alınıp getirilen ve daha sonraki tarihlerde de Hıristiyan tebaadan da devşirilen 8-20 yas arası çocuklar, sıkı disiplin altında askeri eğitim görüyorlar ve "Yeniçeri " oluyorlardı.
Yeniçeriler Osmanlının savaş gücüydü. Bu güce hakim olan unsurlar devlete hakim oluyordu. Devlete hakim olmasa bile sözü geçenlerden oluyordu. Bu durumu gören Alevi önderleri yeniçerileri etkilemeye çalıştılar ve bunda başarılıda oldular. Ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta var: iddia edildiği gibi Aleviler yeniçeri ocağını kurmadı, ancak zamanla yeniçeri ocağı üzerinde büyük bir etkiye sahip oldular. Kısacası yeniçeriler ilk etapta Alevi değillerdi. Zamanla Alevi inancının hakim olduğu bir zümre oldular. Bu hakimiyetin belirgin bir şekilde kendini göstermesi sonucu yeniçeri ocağı kapatıldı (1826 yılında) ve yeniçeriler kıyımdan geçirildi. 1826 tarihi ayni zamanda Osmanlı topraklarında Aleviliğin yasaklanmasının da tarihidir.
68-Hacı Bektaş Veli kimdir?
Anadolu Alevilerinin piri olan Hacı Bektaş Veli, kesin olmamakla beraber 1210’da doğmuştur (1271’de hakka yürümüştür). Horasan’dan gelip Anadolu’ya yerleşmiş, burada çilekeş Anadolu insanının yolunu aydınlatmış, gönüllerini muhabbet ile doyurmuştur -bu misyon bugünde canlılığından hiç bir şey kaybetmeden, hatta daha da sağlamlaşarak devam ediyor-. Hacı Bektaş Veli’yi ölümsüz kılan, onun Anadolu insanı şahsında insana verdiği değerdir.
Hacı Bektaş Veli’nin hayatı hakkında bir çok tez var. Bu tezlerin sahipleri genellikle büyük Hünkar’ı kendi ideolojik şekillenmelerine göre değerlendiriyorlar. Yalnız şu bir gerçek ki; ne kadar muğlaklaştırmaya çalışırlarsa çalışsınlar, Hacı Bektaş Veli gerçekliğini yok edemezler. Bu açıdan baktığımızda Hacı Bektaş Veli’nin kronik hayat hikayesinden çok önemli olan onun insanlığa kazandırdığı değerlerdir. Bu değerlerin başında da, ‘her ne arar isen kendinde ara’ ve ‘eline beline diline sahip ol’ ilkeleridir. Bunlar yüzlerce cilde sığacak olanı üç satırla belirtiyor.
69-Balım Sultan kimdir Aleviliğe katkısı nedir?
Bektaşiliği kurumlaştıran önder olarak bilinen Balım Sultan, 1457’de Dinetoka’da doğmuştur. 1517 tarihinde hakka yürümüştür. Ve Bektaşilik günümüze kadar baskılara, katliamlara rağmen gelmiştir.
70-Pir Sultan Abdal kimdir ve neler yapmıştır?
Pir Sultan Abdal, yedi ulu Alevi ozanından birisidir. Kişiliğiyle, sanatıyla, direnişiyle günümüzde de güncelliğini ve haklılığını korumaya devam ediyor.
Pir Sultan Abdal’ın asıl ismi Haydar’dır. Soyu Yemen’den olup oradan Hoy’a yerleştikleri Anadolu’ya göçle beraber Sivas Yıldızeli Banaz yaylasına yerleştiği belirtilmektedir. Kesin doğum ve şahadet tarihi bilinmemekle beraber 1500’lü yıllarda yaşadığı varsayılmaktadır. Pir Sultan Abdal’ın en büyük özelliği ne pahasına olursa olsun inandığı değerlerden zerre kadar taviz vermemesidir. Pir Sultan Abdal’ın günümüzde de oldukça popüler olan şiirlerinden anlaşıldığı üzere, Pir Sultan komple bir insandır. O salt bir şair değil, aynı zamanda halkın önderi, sözcüsü olarak siyasi bir kişiliktir de. Nitekim bunu bilen Osmanlı devleti, Pir Sultan’a mevki makam sunmuş bunda başarılı olamayınca Pir Sultan’ı idam ettirmiştir. Osmanlı devleti onu idam edip yok edeyim derken Pir Sultan Abdal daha da ölümsüzleşti.
Pir Sultan Abdal, şiirlerinde genellikle Alevi davasına ve ulularına olan bağlılığını işlemiştir. Bunların başında da Hz. Muhammed, Hz. Ali, On iki İmamlar, Hacı Bektaşi Veli gelmektedir.
71-Hasan Sabbah kimdir ve neler yapmıştır?
Hasan Sabbah, tarihte ve günümüzde eşi benzeri olmayan bir Alevi önderidir. Hasan Sabbah, kurduğu örgüt ile yıllarca zalimlerin, saltanat sahiplerinin korkulu rüyası olmuştur.
Hasan Sabbah, İran’ın Kum kentinde doğmuştur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Hasan Sabbah, 17 yaşına kadar Oniki İmam’cı Şii eğitimi almıştır. 17 yaşından sonra İsmailliliği benimsemiş ve İsmaillilerin merkezi olan Fatımi Devleti’nin başkentine gitmiş 3 yıl orada eğitim aldıktan sonra anadoluya dönerek 9 yıl çeşitli kentlerde İsmailliliği yaymaya başladı. 1090 yılında Alamut kalesinde eğitim ve örgütlenme mücadelesine yeni bir boyut kazandırarak, Alamut kalesini kendisine merkezi üs olarak seçti.
72-Safevi ne anlama geliyor?
Safevi, büyük Alevi önderi Şah İsmail’in 1501’de kurduğu devletin adıdır. Safevi adı Şah İsmail’in atası olan Şeyh Safiyeddin’den gelir. Şeyh Safiyeddin Safeviye tarikatını kurmuştur. Bu Alevi örgütlenmesi özellikle Batı İran’da ve Azerbaycan’da gelişmişti.
Safevi devletinin kurulmasına, gelişmesine önderlik eden Şah İsmail’dir. Dolayısıyla Şah İsmail’in yaşantısı, önderlik gücü, yetenekleri bilinmeden Safevi devletinin nasıl kurulduğu ve o günün koşulları bilinmez. Şah İsmail’in babası Şeyh Haydar’ın şehit edilmesinden sonra Safeviye tarikatının önde gelenleri tarafından yıllarca sürecek bir eğitime tâbi tutuldu. Bu gizlilik içinde süren bir eğitimdi. Şah İsmail 15 yaşında ortaya çıkarak babasının ve atalarının intikamını almak için çalışmalara başladı. Bu çalışmalar var olan Safeviye çalışmalarıyla birleşince Şah İsmail 1501’de Tebriz’i Akkoyunlular devletinden aldı. Böylelikle tarihte Alevilik adına olumlu bir sürecin başlangıcı ilan edildi. Bu ilan edilen; yıllardır ezilen Alevi inancının resmi anlamda ilk defa bir devlet inancı olmasıydı.
73-Ahmet Yesevi Alevimiydi?
Ahmet Yesevi, Aleviliği etkileyen en önemli önderlerden biridir. Ona “Türkistan Piri” de deniliyor. Ahmet Yesevi’yi ırkçılığa, yobazlığa mal etmek isteyen, onun yüce şahsiyetini kendi dar düşünceleri için kullanmak isteyenler var. Ahmet Yesevi’yi Alevilik dışı sayanlar mevcut. Bunların bazıları art niyetli, bazıları ise cahillikten böyle davranıyor. Ahmet Yesevi, bir rivayete göre Anadolu’ya ve diğer bölgelere binlerce halife göndermiştir. Bir çok Alevi menkıbesinde ve şiirinde adı geçmekte olan, hatta en büyük pirlerden kabûl edilen bir şahsiyete başka başka anlamlar biçmek, tek kelimeyle gerçeklerin çarpıtılmasıdır. Ahmet Yesevi, düşüncesi itibari ile günümüzde dahi Alevi toplumu içinde yaşatılan bir alimdir. Onun kadın erkek eşitliği için söylediği sözler, hep kendisine ve ona tabii olanlara karşı kullanılmıştır.
74-Hallac-ı Mansur kimdir ve Aleviler için ne gibi bir öneme sahiptir?
Alevi inancının felsefesini derinden etkileyen ve şekillendirenlerin başında Hallac-ı Mansur gelmektedir. Hallac-ı Mansur, düşüncesiyle, eylemiyle sadece İslami coğrafyalarda değil, bütün dünyada çeşitli inançlara mensup insanları tarafından da saygınlık görmüş, etki bırakmıştır. Tabii ki en büyük sahiplenme Aleviler tarafından gösterilmiştir.
Hallac-ı Mansur, 857 Tur’da doğmuştur. (Şahadeti: Mart 922 Bağdat).
Bütün Alevi önderlerinde olduğu gibi Hallac-ı Mansur hakkında da sağlam ve güvenilir bilgi yoktur. Hallac-ı Mansur hakkındaki bütün bilgiler sözlü gelenekle yaşatılmıştır. Yazılı kaynaklar tahrip edilmiş, Hallac-ı Mansur gerçeği yok edilmek istenmiştir.
75-Bozoklu Celal kimdir ve neler yapmıştır?
"Celallenmek" kavramı Türkçe’ ye Bozoklu Celal vasıtasıyla girmiştir Bozoklu Celal’in yaşamı hakkındaki bilgiler günümüze kadar açığa çıkmamıştır. Var olan bilgilere bakılırsa; Bozoklu Celal Tokat yöresinde yaşamış ve bu bölgede örgütlenmesine başlamıştır. Muhtemelen 1520’lerde Bozoklu İsyanı gerçekleşmiştir. Bu yıllarda (1500’ler) Anadolu halkı büyük bir zulüm altındaydı. Egemen Osmanlı iktidarı halkı ağır vergilere bağlarken, onları bir de Alevi oldukları için dışlıyor, en küçük bir hak talebine büyük baskılarla, katliamlarla karşılık veriyordu. Bozoklu Celal böylesi ağır koşulların hüküm sürdüğü topraklarda Alevi inancının biat etmez, baş eğmez ilkelerini hayata geçiriyordu. Alevi inancı Hz. Ali’den, İmam Hüseyin’den başlayarak hiç bir zaman zalime boyun eğmemiştir. Alevi inancını şekillendiren etmenlerden biri de zalimin zulmüne boyun eğmemek, neticesi ne olursa olsun onlara karşı direnmektir. Bozoklu Celal bu şerefli tarihi bilince çıkarmış ve kendisinden sonrakilere örnek olacak şekilde etrafına yaymıştır. Nitekim daha sonra gelişen bir çok ayaklanmaya "Celali Ayaklanması" adı verildi.
76-Karacaoğlan Alevimiydi?
Karacaoğlan’ın hangi bölgede doğduğu, hangi inançtan olduğu, hangi aşirete bağlı olduğu hep tartışılmıştır. Bizce bu tartışmaların hiç bir kıymet-i harbiyesi yok. Neden diye sorulacak olursa; çünkü Karacaoğlan doğaya, insana, sevgiye, aşka verdiği önem ile kibre, benliğe, sosyal statüye vermediği önemle her şeyden önce bir Hak aşığıdır. Bu anlamıyla da Alevi bir gelenekten gelmektedir. Ama Karacaoğlan, bilinen klasik tekke dervişlerinden değildir. Bazı kaynaklara göre, Karacaoğlan’ın aşireti dergâhtan uzaklaşmış ve Karacaoğlan da bu sebepten olsa gerek, fazla bir dergâh eğitimi almamıştır. Karacaoğlan’ın aşiretinin neden dergâhtan koptuğu bilinmemektedir. Bu tür bilgiler her vakit tartışılmıştır. Tıpkı Karacaoğlan’ın nereli olduğunun tartışıldığı gibi. Ama kesin olan, Karacaoğlan’ın güney (Maraş, Antep, Adana, Tarsus) bölgesinden olduğudur.
77- Türkiye'de ne kadar Alevi var ?
Tüm Türkiye'deki Aleviler'in sayısı 6 milyonu buluyor... Araştırmadan elde edilen verilere göre Alevi nüfusu, yetişkinler arasında 4 milyon 500 bin kişiye denk geliyor. 18 yaş altı nüfus da dahil edildiğinde, tüm Türkiye'deki Alevilerin sayısı yaklaşık 6 milyon çıkıyor
78- Mum Söndü gerçekte nedir?
Osmanlı Devleti yavuz sultan selim döneminde Yeniçerileri Alevilerin ibadetlerini yerine getirmelerini engellemek için görevlendirdiği, bu sebeple Alevilerin evlerine geceleri baskın yaparak Cem yapmalarını engellediği, ve evlerde ışıksız(o günün şartlarıyla”MUM”) Cem ibadeti yapanlarıda Karalayıp Ötekileştirerek Alevi Toplumunu Yok etmeyi denemiştir.
79- Alevilerin etnik kökenlerinin dağılımı nasıldır?
Her 10 Alevinin 6'sı Türk, 2'si Kürt-Zazadır.
Alevilerin yüzde 61.2'si Türk, yüzde 22'si Kürt-Zaza, yüzde 7.8'si Türk kökenlilerden oluşmaktadır.
ÜÇLER, BEŞLER, YEDİLER…kavramı kimler için kullanılır?
Alevi inancında “üçler”; Hak, Muhammed ve Ali’dir.
“Beşler” denilince üçlere, Hasan ve Hüseyin ilave edilir.
“Yediler” denilince ise, peygamberin eşi Hatice ve kızı Fatıma beşlere eklenir.
35 İnsan…
2 Temmuz 1993'te, gerici - şeriatcı güçlerce Sivas Madımak Oteli'nde
35 kişi yakılarak öldürüldü.
"Sivas katliamı"nda yaşamını yitirenler,
şairdiler, halk ozanıydılar, yazardılar, ressamdılar, semazendiler, müzisyendiler, karikatüristtiler, öğrenciydiler...
Asaf Koçak, karikatürist, 35 yaşındaydı.
Asım Bezirci, araştırmacı, yazar, 66 yaşındaydı.
Muhibe Akarsu, Muhlis Akarsu’nun eşi, 35 yaşındaydı.
Muhlis Akarsu, halk ozanı, 45 yaşındaydı.
Gülender Akça, sanatçı, 25 yaşındaydı.
Ahmet Alan, 22 yaşındaydı.
Mehmet Atay, gazeteci, fotoğrafçı, 25 yaşındaydı.
Sehergül Ateş, elişi sanatçısı, 30 yaşındaydı.
Behçet Aysan, şair, 44 yaşındaydı.
Erdal Ayrancı, 35 yaşındaydı.
Belkıs Çakır, semahcı, 18 yaşındaydı.
Serpil Canik, 19 yaşındaydı.
Muammer Çiçek, tiyatrocu, 26 yaşındaydı.
Carina Thuijs, gazeteci, 23 yaşındaydı.
Serkan Doğan, 19 yaşındaydı.
Hasret Gültekin, halk ozanı ve müzik araştırmacısı, 26 yaşındaydı.
Murat Güneş, 22 yaşındaydı.
Murat Gündüz, öğrenci, 22 yaşındaydı.
Gülsüm Karababa, sanatçı, 22 yaşındaydı.
Uğur Kaynar, şair, 37 yaşındaydı.
Koray Kaya, öğrenci, 12 yaşındaydı.
Menekşe Kaya, sanatçı, 17 yaşındaydı.
Metin Altıok, şair, yazar, 52 yaşındaydı.
Handan Metin, öğrenci, 20 yaşındaydı.
Sait Metin, sanatçı, 23 yaşındaydı.
Huriye Özkan, sanatçı, 22 yaşındaydı.
Yeşim Özkan, sanatçı, 20 yaşındaydı.
Ahmet Öztürk, otel görevlisi.
Ahmet Özyurt, sanatçı, 21 yaşındaydı.
Nesimi Çimen, aşık, halk ozanı, 62 yaşındaydı.
Nurcan Şahin, sanatçı, 18 yaşındaydı.
Özlem Şahin, sanatçı, 17 yaşındaydı.
Asuman Sivri, semahcı, 16 yaşındaydı.
Yasemin Sivri, semahcı, 19 yaşındaydı.
Edibe Sulari, Bektaşi kültürü araştırmacısı, 40 yaşındaydı.
İnci Türk, eczacı, tiyatrocu, 22 yaşındaydı.
Kenan Yılmaz, otel görevlisi, 22 yaşındaydı.
“Sivas Katliamı”nda yitirdiklerimizi, saygıyla anıyoruz…
Maraş’ta gericiler ve Faşistler 21 Aralık günü iki ilerici ve devrimci öğretmeni öldürdüler. Bu karanlık güçler öldürülen öğretmenlerin cenaze namazlarının kılınmasına izin vermediler. Gerekçeleri ise; öğretmenlerin solcu olmalarıydı. Çünkü faşist, gerici ve yobaz güruha göre kesinlikle solcuların camiye sokulması gerçekleşmeliydi. Bunların mantığına göre solcuların namazı kılınmaz, solcular ve Alevilerle yan yana gelinmez.
19-24 Aralık 1978 Kahramanmaraş olayları. Yine tezgâh, yine oyun içinde oyun; yine kışkırtma; yine “Din elden gidiyor, Komünistler Cami bastı; Müslümanlar nerdesiniz, Kanımız aksa da zafer İslam’ın” gibi sloganlarla; orada bulunan ilerici, devrimci ve Alevilere ait tüm işyerleri kundaklandı, yakıldı; çoluk, çocuk demeden insanlar vahşice öldürüldü. Bu olaylar sonucunda resmi kayıtlara göre 111 insan öldürüldü; birçok insan yaralandı, birçoğu da göçe zorlanarak evini, barkını terk etmek zorunda bırakıldı.
“Maraş Katliamı”nda yitirdiklerimizi, saygıyla anıyoruz…
Zini Gediği Katliamı 6 Ağustos 1938 tarihinde Erzincan'ın Kılıçkaya Köyü Zini (ya da Zeyni) Gediği'nde 95 köylünün kurşuna dizilerek öldürülmesi olayıdır.]Dersim Olayları sırasında yaşanan olayın ardından bölge halkının bir kısmı Balıkesir ve Keşan'a sürüldüler.
“Zini (zeyni) gediği Katliamı”nda yitirdiklerimizi, saygıyla anıyoruz…
Çorum Katliaminin Bilançosu : 57 ölü, 200'ün üstünde yarali; 300'e yakin ev ve isyerinin tahrip edilerek yakilmasi; binlerce ailenin göçüyle noktalanmıştır.
OSMANLI-KÜRT İTTİFAKI VE İdris-i Bitlisînin TÜRKMEN Alevilerinin KATLİAMI
Yavuz Sultan Selim (1512-1520)in Osmanlı tahtına geçmesiyle Türkmen alevilerinin sürgün ve katliamları hat safhaya varır. 24 Ağustos 1514deki Şah İsmail ile Yavuz Selim arasıda geçen Çaldıran Savaşı öncesi 40 Bin ile 70 bin arasında kızılbaşTürkmen katledilir.
saygıyla anıyoruz…

DERLEYEN: ALİCAN SOYLU
[/size][/font]
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular / Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Son Yorum Yazar: Admin
10-18-2019, 07:59 PM

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi