Yezid için "mel'un" tabiri kullanılırken, bu konuda bazı ikazlar da yapılmaktadır; "Haccac-ı Zalim, Yezid ve Velid gibi heriflere ilm-i kelamın büyük allamesi olan Sadeddin-i Taftazani, 'yezide lanet caizdir' demiş; fakat 'lanet vaciptir' dememiş. 'Hayırdır ve sevabı vardır' dememiş. Çünkü, hem Kur'ân'ı, hem Peygamberi, hem bütün Sahabelerin kudsi sohbetlerini inkar eden hadsizdir. Şimdi onlardan meydanda gezenler çoktur. Şer'an bir adam, hiç mel'unları hatıra getirmeyip lanet etmese, hiçbir zararı yok." (Emirdağ Lahikası, s. 178) Çünkü, lanet getirmek methetmek gibi değildir. Medih ve muhabbet salih amel içinde yer almasına karşılık, lanet getirmenin bir sevabı ve kazancı yoktur. Daha da önemlisi, hatalı ve yanlış bir şekilde insanları lanetleyip kötülemek çok büyük zararlara yol açabilir.

a24.com.tr

melun : lanetlenmiş kimse
medih : övgü

Yaşar Nuri Öztürk Muaviye ve Yezit düzenini anlatıyor... Lanetlenen Soy...

1500 yıldır amansız bir savaş veriliyor. Bu savaş İmam Üseyin ile vücut bulan , simgelenen Ehlibeyt ile İt nefsine tapıp, toplumun hayatını karartan, Halifelik ve Saltanat hırsı ile Ehlibeyt'i yok etmeyi temel amaç edinmiş İt Ömer'in savaşı !..

Yüce Zöhre Ana'mız bir sözünde der ki " Alevi'nin de Sünni'nin de Yezid'i vardır."

Bu demek oluyor ki Nefsine tapmayacaksın, hangi dönemde olursa olsun Ehlibeyt'e sırtını dönmeyeceksin, Ehlibeyt'in keramet ve mucizlerini yaşadıktan sonra "tamam artık Zöhre Ana ile işim kalmadı" demeyeceksin, Ehlibeyt'in sözlerini kulak ardı etmeyeceksin, Ehlibeyt'e dost olana dost, düşman olana düşman olacaksın...

Alevi doğmuş ama Muhammed Ali yolundan bi haber, Alevi bir aileden gelmiş ama Zöhre Ana'yı görmeden,bilmeden,tanımadan, O'nun toplum için yaptıklarından habersiz O'na taş atıyor ! Kimse kusura bakmasın böyle bir mahlukatın Kerbela katili Ömer'den hiç bir farkı yoktur.

Yolunu egemenlerin vaatleri için satan, korkudan gerçekleri haykırmayan, Yezid'e biat etmiş, O'ndan beslenen ister Alevi olsun ister Sünni bu topluma en ufak bir yararı olamaz. Onların tek derdi halkı kör taklitçiliği ile kandırmak ve düzenlerini ayakta tutacak bilgilerle bu toplumu uyutmak olacaktır.

Ehlibeyt Evliyası Zöhre Ana, Muhammed Ali dinini yeniden ilk yaşandığı gibi irşat etmiştir. Bugün binlerce insan O'nun avazında toplanmış ve Ehlibeyt'in gerçek varlığını öğrenmenin güzelliklerini yaşamıştır.

Zöhre Ana'nın bildirdiği hakikat yolu ; temeli inanç,ibadet ve insanlık olan Ehlibeyt yoludur. Bu değerlerden kaçan, Aleviliği salt felsefe, yaşam biçimi,kültür olarak gören hatta Aleviliğe basit bir dernekçilik gözüyle bakan delâlet ve hıyanet içinde olanlar doğaldır ki Zöhre Ana'yı menfaatlerine çomak soktuğu için anlamazlıktan gelecekler yetmeyecek karalamanın gayretini güdeceklerdir.

Yezid, nefsimizdir.

İki yol var biri son gelen evliya Zöhre Ana'nın en üst perdeden haykırdığı ve sürdüğü Ehlibeyt yolu, Hak yolu diğeri ise

Emevi saltanatının biçimlendirdiği, tarihi, inançları biçimsizleştiren, yozlaştıran ve gerçekten uzaklaştıran Yezid Yolu.

Hep Ehlibeyt'ten dem vurduk bir de William Shakespeare'i dinleyelim.

" Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!

Düşüncemizin katlanması mı güzel

Zalim kaderin yumruklarına, oklarına

Yoksa diretip bela denizlerine karşı

Dur, yeter demesi mi? "

Beyin konforlarınızı bozmadan, Aleviliğe Emevi, Yezid paradigması ile değil Ehlibeyt'in yüceliğinden hareketle yeni bir paradigma ile bakmadan hakikatleri öğrenemezsiniz. Yezid'in saltanatına,sapkın yoluna ancak gaflet uykusundan uyanarak,sorgulayarak,hakikatlerin sözüne kulak vererek dur diyebiliriz.

İnanmak veya inanmamak işte bütün mesele bu !..

donanma44 adlı üyeden alıntı

http://www.zohreanaforum.com/tartismalar...post166334

Kerbela savaşı;
Mazlum ile zalimin savaşıdır ,
İmam Üseyin’le, Yezid’in savaşıdır,
Tevella ve Teberra savaşıdır,
Hak ve batıl savaşıdır,
Zalime boyun eğmem savaşıdır,
Onurlu yaşamın savaşıdır,
İzzet ile zilletin savaşıdır,
İnsanlık onuruna sahip çıkma savaşıdır.
Alevilerin tarafı mazlumun tarafı olup, zalime karşı durmak ve onurlu yaşam demektir.

Eğer Yezide lanet okunuyorsa; o yüreklerde Ehlibeyt sevdası yaşıyor ve onurlu bir yaşam sürülüyor demektir..
İmam Üseyin’e, Ehlibeytin soyuna ve sevenlerine selam olsun. Yezidlere yüz bin kere lanet olsun.

Ehlibeyte ve Ehlibeyti sevene yapılan düşmanlık... ve bitmek tükenmek bilmeyen kindarlık.. kısaca '' yezit '' denir..

Yezid, İslam tarihinde önemli bir figürdür. Emevi Hanedanı'ndan Yezid bin Muaviye, İslam peygamberi Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin'e ve onun ailesine zulüm ettiği için İslam dünyasında büyük bir tepkiyle karşılanmıştır.

Yezid'in hikayesi, Kerbela Muharebesi adı verilen olayla tanınır. Bu muharebede Hz. Hüseyin ve onun yakınları, Yezid'in ordusu tarafından şiddetli bir şekilde saldırıya uğramıştı. Hz. Hüseyin ve taraftarlarının tamamı öldürülmüştü ve bu olay, Şii Müslümanların dini inançlarına göre büyük bir trajedi olarak kabul edilir.

Geleneksel Şii anlatımlarında Yezid, zalim bir lider olarak tasvir edilirken, Sünni Müslümanlar arasında ise tartışmalı bir figür olarak görülür. Bazıları Yezid'i siyasi açıdan değerlendirerek onun dönemindeki siyasi koşulları göz önünde bulundururken, diğerleri ise onun Hz. Hüseyin ve ailesine yaptığı eylemler nedeniyle eleştirilerini dile getirirler.

Sonuç olarak, Yezid ismi genellikle zalimlikle ilişkilendirilir ve özellikle Şii Müslümanlar arasında Hz. Hüseyin ve ailesine yapılan zulüm nedeniyle olumsuz bir şekilde hatırlanır.