Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Yıllarca yasaklı bir kitaptı
#1

Rus edebiyatının yaşayan en büyük yazarlarından Andrey Bitov’a bir söyleşide son zamanlarda ne üzerinde çalıştığı sorulduğunda şöyle yanıtlamış: “Bu soruya geçenlerde çok akıllıca bir yanıt buldum, kendim üzerine.”
1937 doğumlu Andrey Bitov’un başyapıtı Puşkin Evi, yazılmasından 43 yıl sonra nihayet dilimize çevrildi. Roman yasaklar yüzünden Sovyetler Birliği’nde yıllarca yayımlanmamış, okurlar arasında gizlice elden ele dolaşmış ve doğal olarak eserin etrafında bir efsane gelişmişti.
Puşkin Evi, Sovyetler Birliği’nde Stalin sonrası 1960-70 yıllarında, o zamanların Leningrad’ında geçiyor. Roman kahramanı Leva, entelektüel ve akademik çevrede büyümüş bir dilbilimci, roman onun ölümüyle başlıyor. “Ak saçları ve şakakları kan içinde,” elinde eski bir tabanca ile Ekim Devrimi yıldönümü kutlamalarının olduğu tarihi günde, ünlü edebiyat enstitüsü Puşkin Evi’nde ölüsü bulunuyor. Roman kahramanı ile aynı yaşlarda olan yazarın otobiyografik izlerini bulmak mümkün ama yazarı asıl araya girişlerinde hissediyoruz çünkü roman, kurgu ile açıklamayı paralel bir doku içinde veriyor. Leva’nın hikayesini anlatmaya başlar başlamaz araya girip üst metin yaratarak ve Rus edebiyatının altın çağı olarak bilinen 19. yüzyıl yapıtlarına göndermelerle kurguyu çok yönlü bir genişlik içinde akmaya bırakıyor.
Böylesine karmaşık dokuya sahip bir romanı özetlemek olanaksız, Rus edebiyatını tanıyan okurlar için bile göndermelerin hepsini anlamanın imkanı yok fakat ince zekayla işlenmiş kurgudan zevk almak için bilgi gerekmiyor, ayrıca yazar tarafından romana eklenmiş 80 sayfalık Şerhler bölümü sayesinde roman esprili bir şekilde berraklaşıyor. Bir de her bölümde yer alan “Versiyon ve Varyant” başlığı taşıyan bölümler var; böylece alternatif gelişmeler ve olasılıklarla öykü zenginleşiyor.

Boşluktaki bireyler
Puşkin Evi, Rus edebiyat tarihine bir saygı duruşu olarak görülebilir. Üç bölümün başlığı Turgenyev, Lermontov ve Puşkin’in eserlerinden oluşuyor fakat diğer Rus ustalar da aynı şekilde anılıyor roman içinde. Yazar bizi adeta tarih, kültür ve sanat birikiminin bir sonraki nesle aktarımının önemi üzerinde düşünmeye çağırıyor. Devrimler bir şekilde tarihsel bağların kopartıldığı dönemlerdir, yüzyıl başında Sovyetlerde de çarlık Rusya’sıyla bağların kopması zorunlu görülmüştü. Kopukluk sadece toplumsal değil, bireysel düzeyde de varlık gösteriyordu. Aile ağacı yok sayıldı ve atalarının kimliğini benimsemek bir tehlike olarak görüldü. Toplumsal bellek ve dil sürekliliğini kaybetmişti, bu yüzden birey toplumdaki yerini kaybetmiş görünüyordu. Yeni sosyal yapılanmanın sağlığı açısından bu gerekliydi fakat Andrey Bitov’un kahramanı Leva gibi bireyleri boşluğa itmişti. Bitov bu romanında kimlik sorununu kendince bulduğu alternatif yollarla anlatıyor. Siyasi tavırda değişimleri anlatmanın yasaklandığı bir dönem olduğu için bu sorunu başka alışkanlıklarda ki değişimler izinden veriyor, örneğin pantolon paçalarının bollaşması, dededen babaya, sonra babadan oğula değişimin kanıtı oluyor.
20. yüzyıl çoğu Avrupalı ve Asyalı halklar için göçler, soğuk savaş, casusluklar ve kültür-sanat üzerinde baskılarla geçen bir yüzyıldı. Bitov çağını muhteşem bir dille eleştiriyor, hemen her satırda sağlam öngörü sahibi olduğunu anlıyoruz. “Hiçbir eşitlik tapınakları ve sarayları yaratmaz, onları boyamaz, süslemez” sözleriyle başlayan açıklamalarda neredeyse tüm insanlık tarihi boyunca iktidarların kültürle savaşını anlatıyor.

Puşkin Evi’nin yazmak Bitov’un yıllarını almış. Böylesine karmaşık yapıya sahip bir romanı başka bir dile aktarmak da yine yıllar alacak bir uğraş gibi görünüyor, ayrıca büyük bir ustalık da gerektiriyor. Bitov’un “müze-roman” olarak adlandırdığı bunun gibi dev eserleri okuyabilmemiz büyük bir şans ve bu şans, emeğini veren çevirmenin (Sabri Gürses) ve de çevirmenin çalışmalarını destekleyen vakfın (bu çeviriye Culture of Russia 2012-2018 destek vermiş) sayesinde olabiliyor. Puşkin Evi’ni yazıyı yetiştirebilmek için hızla okudum, şimdi bu başyapıtı ikinci kez sırf keyfim için okuyacağım için sabırsızlanıyor um.

radikal.com
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi