çerağ
10-11-2016, 04:58 PM
Gülbank nedir: gül nefes, gül çağrı, arınmış söz.
Kızılbaşlıkta “dua” yoktur. Tabi olmayan duaya “amin” de yoktur. Gülbank vardır. Hakk bildiğine tertemiz nefesle çağırmak anlamındadır bu. Tertemiz nefes ise özü doğrulukla mümkündür, münafıklıkla değil. Özü doğru olmanın şartı Hakk meydanında halk huzurunda özüne ayna tutmaktan geçer.
Gül nefes (gülbank:bülbül sesi) ya da Gülçağrı’nın “gül” olmasına sebep ya da aynı bağlamda Arınmış Söz olmasına sebep, ağzın yıkanması değildir, özün yıkanmasıdır.
Bu nedenle Gülbanka başlayan her Yol evladı özüne dönük “Gerçeğe Hü” diye söze başlar. Bu “sadece gerçeğe inanırım ve ona bağlı kalacağım” demektir. Bu bağlamda da “Halla Halla! Yuf Münkire yuf münafıka” diye bitirir sözünü. Bu da “gerçekler karşısında, bilinsin ve onaylansın ki, her kimde var ise inkârcılık ve iki yüzlülük, kahrolsun!” demektir. (Haşim Kutlu, Yol Erkân Meydan, Yurt Yayınları, ss. 85-86)
Örnekler:
Ateşten, havadan, sudan ve topraktan var oldum. Doğdum 7 âlem, 3 atadan. Hü dedim gerçekler aşkına! Anam yer, babam yağmurdur kal-u beli. Ateşten Ateşe, Havadan Havaya, sudan suya Topraktan toprağa! Can cana doğru, nur ile geldim sır ile giderim! Hakk kapısından geldim dünya evine, geldiğim kapıya dönerim. Durdum divana, uydum meydana. Can cana. Can didara. Bismişah Halla Halla!
Bizim meydan hizmetlerimizde okunan hiç bir hizmet gülbankı ezbere ve kalıba dayanmaz aslında. Hizmetli o andaki hizmete dair duygularını doğaçlama dillendirir. Kutsallık da buradan gelir.
Kutsal Hızır Günlerinden Perşembe akşamları yandırılan deliller için Gülbank örneği:
“Tende ve Canda kendini vareden Hakkın adıyla Bismişah Halla halla!… Ya Hızır! Sen her yerde hazır olansın!..Her cana nazar olansın!..Niyet ettik darına durmaya. Çerağımızı yandırmaya. Dört kapı, dört çıra hakkı için ola. Hakk katında şefaat bula. Hanemiz şenlik ola, rızkımız bereketli ola. Cümle canlara nasip gide. Ocağımız, çerağımız sönmeye. Hanemizden taş gözlerimizden yaş dökülmeye. Yarlığımız, dirliğimiz daim ola. Muhabbetimiz eksik olmaya. Üçlerin, beşlerin, Kırkların hakkı için ola. On dört masumu pak, on yedi kemerbest katarından ayrılmayalar. Akşamlar hayır ola. Hayırlar fethola. Münkür münafık berbat ola, zalimlar tarumar ola. Delillerimiz yolumuzu ışıda. Dil bizden kerem Bozatlı Hızır’dan ola. Gerçeğe Hü!”
Bir başka hizmet Gülbangı, SEMAH için verilecek Gülbank örneği:
“Tende ve canda Kendini vareden Hakkın adıyla bismişah halla halla!..Açıldı Meydan!.. Görüldü rahman!.. Meydanıma Hüü!.. Rahmanıma hüü!..Pervaz vuran canlara hüü!.. Dem ola… Devran ola… Çark-ı pervaz Hakka ulaşa. Seyir için olmaya Hakk için ola. Hakka ve hakikate Yürüye… Yürüye Semah yürüye.Yürüye Şah yürüye!.. Gerçekler demine hü!.. Yuf münkire yuf münafıka!..”
Kaynak: Haşim Kutlu
Kızılbaşlıkta “dua” yoktur. Tabi olmayan duaya “amin” de yoktur. Gülbank vardır. Hakk bildiğine tertemiz nefesle çağırmak anlamındadır bu. Tertemiz nefes ise özü doğrulukla mümkündür, münafıklıkla değil. Özü doğru olmanın şartı Hakk meydanında halk huzurunda özüne ayna tutmaktan geçer.
Gül nefes (gülbank:bülbül sesi) ya da Gülçağrı’nın “gül” olmasına sebep ya da aynı bağlamda Arınmış Söz olmasına sebep, ağzın yıkanması değildir, özün yıkanmasıdır.
Bu nedenle Gülbanka başlayan her Yol evladı özüne dönük “Gerçeğe Hü” diye söze başlar. Bu “sadece gerçeğe inanırım ve ona bağlı kalacağım” demektir. Bu bağlamda da “Halla Halla! Yuf Münkire yuf münafıka” diye bitirir sözünü. Bu da “gerçekler karşısında, bilinsin ve onaylansın ki, her kimde var ise inkârcılık ve iki yüzlülük, kahrolsun!” demektir. (Haşim Kutlu, Yol Erkân Meydan, Yurt Yayınları, ss. 85-86)
Örnekler:
Ateşten, havadan, sudan ve topraktan var oldum. Doğdum 7 âlem, 3 atadan. Hü dedim gerçekler aşkına! Anam yer, babam yağmurdur kal-u beli. Ateşten Ateşe, Havadan Havaya, sudan suya Topraktan toprağa! Can cana doğru, nur ile geldim sır ile giderim! Hakk kapısından geldim dünya evine, geldiğim kapıya dönerim. Durdum divana, uydum meydana. Can cana. Can didara. Bismişah Halla Halla!
Bizim meydan hizmetlerimizde okunan hiç bir hizmet gülbankı ezbere ve kalıba dayanmaz aslında. Hizmetli o andaki hizmete dair duygularını doğaçlama dillendirir. Kutsallık da buradan gelir.
Kutsal Hızır Günlerinden Perşembe akşamları yandırılan deliller için Gülbank örneği:
“Tende ve Canda kendini vareden Hakkın adıyla Bismişah Halla halla!… Ya Hızır! Sen her yerde hazır olansın!..Her cana nazar olansın!..Niyet ettik darına durmaya. Çerağımızı yandırmaya. Dört kapı, dört çıra hakkı için ola. Hakk katında şefaat bula. Hanemiz şenlik ola, rızkımız bereketli ola. Cümle canlara nasip gide. Ocağımız, çerağımız sönmeye. Hanemizden taş gözlerimizden yaş dökülmeye. Yarlığımız, dirliğimiz daim ola. Muhabbetimiz eksik olmaya. Üçlerin, beşlerin, Kırkların hakkı için ola. On dört masumu pak, on yedi kemerbest katarından ayrılmayalar. Akşamlar hayır ola. Hayırlar fethola. Münkür münafık berbat ola, zalimlar tarumar ola. Delillerimiz yolumuzu ışıda. Dil bizden kerem Bozatlı Hızır’dan ola. Gerçeğe Hü!”
Bir başka hizmet Gülbangı, SEMAH için verilecek Gülbank örneği:
“Tende ve canda Kendini vareden Hakkın adıyla bismişah halla halla!..Açıldı Meydan!.. Görüldü rahman!.. Meydanıma Hüü!.. Rahmanıma hüü!..Pervaz vuran canlara hüü!.. Dem ola… Devran ola… Çark-ı pervaz Hakka ulaşa. Seyir için olmaya Hakk için ola. Hakka ve hakikate Yürüye… Yürüye Semah yürüye.Yürüye Şah yürüye!.. Gerçekler demine hü!.. Yuf münkire yuf münafıka!..”
Kaynak: Haşim Kutlu