01-19-2015, 12:09 PM
Paralelmiş, IŞİDmiş, Ek Kaideymiş, İkiz Kulelermiş, Charlie Hebdoymuş, Boko Harammış.. Ve sair hepsini buradan okursanız büyük resim kendini gösterecektir. Nogah Han yazdı.
Fransa’da “Charlie Hebdo Katliamı” olarak tarihe kaydolan olayla tetiği çekilenin Dinler Savaşı olduğunu anlamak için 1. Haçlı Seferi’ne bakmak yeter.
Haçlı ordularının başında -sadece iki istisna hariç- daima Fransızlar olmuştur. Fransız ırkından olan Papa II. Ürben tarafından ilk sefere Fransa’da karar verilmiş, gidenlerin çoğunu da Fransızlar oluşturmuştur. Bundan dolayıdır ki, çağdaş tarihçilerin, dönemin en iyi tarih yazarı kabul ettiği Benedikten Keşişi Guibert de Nogent (1053 -1124), bu seferlere “Gesta Dei per Francorum”, yani “Fransızlar Marifeti ile Allah’ın İşi” adını koymuştur.
“Allah’ın İşi” deyişi de şundan: Fransa'nın Clermont d'Auvergne (Klermon d’Overny), şehrinde, 26 Kasım 1095’de Papa II. Ürben bütün Hristiyan ülkelerden Dini Temsilcilerin katıldığı Ruhani Meclis’i toplar. Papa yüksek bir kürsüye çıkıp, “Arz-ı Mukaddes” için ‘Putperest” Müslümanların (Türkler) üzerine Haçlı Seferi yapılması gerektiğini haykırınca, binlerce insan hep bir ağızdan, belli ki papazların kendilerine bellettiği: “Allah böyle istiyor! Allah böyle istiyor!” sloganını haykırmaya başlar. Bunun üzerine Papa büyük bir aşka gelerek, bu sözlerin o anda Allah’ın Hıristiyanlara vahy-î ilhamı olduğunu ilan ederek: “Evet! Allah böyle olmasını arzu ediyor. Bundan böyle sloganımız, bu olsun. Bunu Rûhulkuds emretti. İsâ’nın Koruyucularının gayretini destekleyecekti r. Haç sizin kurtuluşunuz ve kalkıştığımız bu iş sizin sonsuza kadar sürecek gayretinizdir!” diyerek, gerekirse ‘sonsuza kadar sürecek’ bu iş için startı verir.
“Allah böyle istiyor” şiarıyla ve “İsa’nın Askerleri” sıfatıyla başlayan bu Allahsızlığın aynen devam ediyor olduğunu ABD Başkanı Bush’un Irak’a çıkan askerlerine “İsa’nın Askerleri” demesinden kolaylıkla anlayabiliyoruz .
ESKİ FRANSA CUMHURBAŞKANI'N IN SÖZLERİNE DİKKAT
Burada "Hedef 2071" projesini hatırlamakta fayda var. İlk Haçlı Seferi, Türklerin 1071’de “Küçük Asya”yı Bizanslıların elinden alarak fethetmesi üzerine başlar ve eninde sonunda burayı Türklerden temizleyerek intikam almayı hedeflemiştir. Bu uğurda son Haçlı Seferi ise 1923’te bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile boşa çıkarılmıştır.
Mevcut AKP iktidarının şaşalı laf kalabalıkları ile topluma satmaya çalıştığı Hedef 2023 ve Hedef 2071 projelerinin amacının aslında ne olduğunu anlamak için AKP iktidarının hemen başında, AKP’yi parlatmak adına,Türkiye'n in AB üyeliği için tarih verilmesi toplantısı olan 17 Aralık 2004 öncesindeki günlerden birinde, 25 Kasım 2004 tarihinde, Fransa Cumhurbaşkanı J. Chirac’ın “Hepimiz Bizansın çocuklarıyız” demesine bakmak yeter.
Onların bu hedefleri gerçekleştirmek için niye Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarını kendilerine dost edinmiş olduğunu anlamak hiç zor değil.
Ama kendine Müslüman diyenlerin, Allah’ın Kuran’da açık uyarısı ve emri olmasına rağmen onları kendilerine niye dost edindiğini anlamak için biraz alimlik lazım. Avamın, mevzuyu çakamayıp Allah ile aldanmış bir halde Din-Allah-Kitap diyerek bu işlere arka çıkması, şeytana kuyruk olması bu sebeptendir. İnandıklarını iddia ettikleri Allah’ın daha ilk emri “OKU”mayı yerine getirmeyen,ibli se kuyruk olmaz da ne olur?
BÜYÜK RESİM KENDİNİ GÖSTERİYOR
HAARP ile çevre ve sağlık haberlerinin neden Amerika’da sansürlü haberlerin başını çektiğini en iyi “Gezi İsyanı” açıklar. Çünkü insanların çevre için ayağa kalktığı an büyünün bozulduğu, İstanbul’dan başlayıp Dünya’yı kuşatan #Gezi fenomeni ile ispat olmuştur. Memleketteki direniş hareketlerine gelip, Güvenlik Güçleri marifetiyle yaşamı savunan kentlisiyle köylüsüyle kadın-erkek-çoluk-çocuk halkın canına okunuşunu çeken, ama bu insanlar neden canı pahasına sokaklar dökülmüş diye objektifini döndürüp tüm canlılarıyla tabiatın ve yaşamın katledilişini resmetmeyen, Amerikan susturucusu takılmış aşağılık Medyamıza da buradan bir selam göndermiş olalım..
Gezi zamanı evde tutmakta zorlandıkları Palalılar ile zapt edemedikleri Geziciler bir olursa neler olabileceğini düşününce, bu hedeflerin peşinde olanların hiçbirini o günden beri uyku tutmuyordur mutlaka. Kesin Bilgi! Tutmasın da! Sırada o var çünkü (atın FAV’a dursun)
Peki siz. Harp kapıya dayanmış, herkes ve her şey HAARP için yok edilirken uyanık mısınız?
Yoksa meşgul olmanız istenen şeylerle meşgul halde mışıl mışıl uyamaya devam mı?
Bilgi Çağı, beraberinde yeni bir durum doğurmuş halde. Artık bilgi çok hızlı yayılabildiği için iktidar odakları toplumları kontrol etmek adına büyü ve diğer tekniklerden daha fazlasına ihtiyaç duyar hale geldiler. Bu da kaçınılmaz olarak ****zori yöntemleri mecbur kılıyor. Devlet Şiddetinin meşrulaştırıldı ğı Otoriter Rejimlerin, Demokratik Diktatoryaların dünyada hüküm sürer olmasının nedeni budur. Topluma “Terör” korkusu ve nefreti ekilerek, bu bahanenin sürekli canlı tutulması için Dünya halklarında infial uyandıracak eylemler tezgâhlanıyor ve bu sayede aklı yerinden oynayan insanlar arzulanan şeyle meşgul edilerek Şirketler İmparatorluğu’n un Neolibarel Saltanatı’nın hüküm sürmesinin önüne engel çıkmaması sağlanıyor.İşte sırf bunun için emperyal şirketler, insanların Din duygularını sömüren iktidarları destekliyor, başa getiriyor.
Paralelmiş, IŞİDmiş, Ek Kaideymiş, İkiz Kulelermiş, Charlie Hebdoymuş, Boko Harammış.. Ve sair hepsini buradan okursanız büyük resim kendini gösterecektir.
Büyük kalabalıkların canlılığın temeli olan çevre, gıda ve sağlık politikalarını göz ardı edip bu karanlık tezgâhların çıkmaz dehlizlerinde laf ebeliği peşinde kaybolmasının önüne geçecek tek formül havuca bakmaktan yüz çevirip, doğaya bakmalarını sağlamak olacaktır.
İnşallah daha geç olmadan bunun bir yöntemi bulunur.
Muhammed Peygamberin “Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısıdır. İlim isteyen kimse bu kapıdan gelsin” hadis-i şeriflerinde İlmin Kapısı olarak tescil ettiği Hz. Ali’nin öğüdü ışık olsun bu yolda atılacak adımlara (hazır önümüz de seçimken hatırlamakta fayda var):
“Rezil kişilerin başa geçmesi, insanlara afettir”
İçimizdeki, çevremizdeki Şaşırmış Şaşkınlara da Allah’ın Aslanı’nın şu sözünü hatırlatmak lazım:
“Saltanat ve tahakküm hırsına kapılanlar, debdebe ve saltanat içinde yaşamış olsalar dahi daima lanetle anılacaklardır! ”
Kalabilirseniz kalınız sağlıcakla, selâmetle ve aşkla…
Nogah Han
Odatv.com
Fransa’da “Charlie Hebdo Katliamı” olarak tarihe kaydolan olayla tetiği çekilenin Dinler Savaşı olduğunu anlamak için 1. Haçlı Seferi’ne bakmak yeter.
Haçlı ordularının başında -sadece iki istisna hariç- daima Fransızlar olmuştur. Fransız ırkından olan Papa II. Ürben tarafından ilk sefere Fransa’da karar verilmiş, gidenlerin çoğunu da Fransızlar oluşturmuştur. Bundan dolayıdır ki, çağdaş tarihçilerin, dönemin en iyi tarih yazarı kabul ettiği Benedikten Keşişi Guibert de Nogent (1053 -1124), bu seferlere “Gesta Dei per Francorum”, yani “Fransızlar Marifeti ile Allah’ın İşi” adını koymuştur.
“Allah’ın İşi” deyişi de şundan: Fransa'nın Clermont d'Auvergne (Klermon d’Overny), şehrinde, 26 Kasım 1095’de Papa II. Ürben bütün Hristiyan ülkelerden Dini Temsilcilerin katıldığı Ruhani Meclis’i toplar. Papa yüksek bir kürsüye çıkıp, “Arz-ı Mukaddes” için ‘Putperest” Müslümanların (Türkler) üzerine Haçlı Seferi yapılması gerektiğini haykırınca, binlerce insan hep bir ağızdan, belli ki papazların kendilerine bellettiği: “Allah böyle istiyor! Allah böyle istiyor!” sloganını haykırmaya başlar. Bunun üzerine Papa büyük bir aşka gelerek, bu sözlerin o anda Allah’ın Hıristiyanlara vahy-î ilhamı olduğunu ilan ederek: “Evet! Allah böyle olmasını arzu ediyor. Bundan böyle sloganımız, bu olsun. Bunu Rûhulkuds emretti. İsâ’nın Koruyucularının gayretini destekleyecekti r. Haç sizin kurtuluşunuz ve kalkıştığımız bu iş sizin sonsuza kadar sürecek gayretinizdir!” diyerek, gerekirse ‘sonsuza kadar sürecek’ bu iş için startı verir.
“Allah böyle istiyor” şiarıyla ve “İsa’nın Askerleri” sıfatıyla başlayan bu Allahsızlığın aynen devam ediyor olduğunu ABD Başkanı Bush’un Irak’a çıkan askerlerine “İsa’nın Askerleri” demesinden kolaylıkla anlayabiliyoruz .
ESKİ FRANSA CUMHURBAŞKANI'N IN SÖZLERİNE DİKKAT
Burada "Hedef 2071" projesini hatırlamakta fayda var. İlk Haçlı Seferi, Türklerin 1071’de “Küçük Asya”yı Bizanslıların elinden alarak fethetmesi üzerine başlar ve eninde sonunda burayı Türklerden temizleyerek intikam almayı hedeflemiştir. Bu uğurda son Haçlı Seferi ise 1923’te bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile boşa çıkarılmıştır.
Mevcut AKP iktidarının şaşalı laf kalabalıkları ile topluma satmaya çalıştığı Hedef 2023 ve Hedef 2071 projelerinin amacının aslında ne olduğunu anlamak için AKP iktidarının hemen başında, AKP’yi parlatmak adına,Türkiye'n in AB üyeliği için tarih verilmesi toplantısı olan 17 Aralık 2004 öncesindeki günlerden birinde, 25 Kasım 2004 tarihinde, Fransa Cumhurbaşkanı J. Chirac’ın “Hepimiz Bizansın çocuklarıyız” demesine bakmak yeter.
Onların bu hedefleri gerçekleştirmek için niye Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarını kendilerine dost edinmiş olduğunu anlamak hiç zor değil.
Ama kendine Müslüman diyenlerin, Allah’ın Kuran’da açık uyarısı ve emri olmasına rağmen onları kendilerine niye dost edindiğini anlamak için biraz alimlik lazım. Avamın, mevzuyu çakamayıp Allah ile aldanmış bir halde Din-Allah-Kitap diyerek bu işlere arka çıkması, şeytana kuyruk olması bu sebeptendir. İnandıklarını iddia ettikleri Allah’ın daha ilk emri “OKU”mayı yerine getirmeyen,ibli se kuyruk olmaz da ne olur?
BÜYÜK RESİM KENDİNİ GÖSTERİYOR
HAARP ile çevre ve sağlık haberlerinin neden Amerika’da sansürlü haberlerin başını çektiğini en iyi “Gezi İsyanı” açıklar. Çünkü insanların çevre için ayağa kalktığı an büyünün bozulduğu, İstanbul’dan başlayıp Dünya’yı kuşatan #Gezi fenomeni ile ispat olmuştur. Memleketteki direniş hareketlerine gelip, Güvenlik Güçleri marifetiyle yaşamı savunan kentlisiyle köylüsüyle kadın-erkek-çoluk-çocuk halkın canına okunuşunu çeken, ama bu insanlar neden canı pahasına sokaklar dökülmüş diye objektifini döndürüp tüm canlılarıyla tabiatın ve yaşamın katledilişini resmetmeyen, Amerikan susturucusu takılmış aşağılık Medyamıza da buradan bir selam göndermiş olalım..
Gezi zamanı evde tutmakta zorlandıkları Palalılar ile zapt edemedikleri Geziciler bir olursa neler olabileceğini düşününce, bu hedeflerin peşinde olanların hiçbirini o günden beri uyku tutmuyordur mutlaka. Kesin Bilgi! Tutmasın da! Sırada o var çünkü (atın FAV’a dursun)
Peki siz. Harp kapıya dayanmış, herkes ve her şey HAARP için yok edilirken uyanık mısınız?
Yoksa meşgul olmanız istenen şeylerle meşgul halde mışıl mışıl uyamaya devam mı?
Bilgi Çağı, beraberinde yeni bir durum doğurmuş halde. Artık bilgi çok hızlı yayılabildiği için iktidar odakları toplumları kontrol etmek adına büyü ve diğer tekniklerden daha fazlasına ihtiyaç duyar hale geldiler. Bu da kaçınılmaz olarak ****zori yöntemleri mecbur kılıyor. Devlet Şiddetinin meşrulaştırıldı ğı Otoriter Rejimlerin, Demokratik Diktatoryaların dünyada hüküm sürer olmasının nedeni budur. Topluma “Terör” korkusu ve nefreti ekilerek, bu bahanenin sürekli canlı tutulması için Dünya halklarında infial uyandıracak eylemler tezgâhlanıyor ve bu sayede aklı yerinden oynayan insanlar arzulanan şeyle meşgul edilerek Şirketler İmparatorluğu’n un Neolibarel Saltanatı’nın hüküm sürmesinin önüne engel çıkmaması sağlanıyor.İşte sırf bunun için emperyal şirketler, insanların Din duygularını sömüren iktidarları destekliyor, başa getiriyor.
Paralelmiş, IŞİDmiş, Ek Kaideymiş, İkiz Kulelermiş, Charlie Hebdoymuş, Boko Harammış.. Ve sair hepsini buradan okursanız büyük resim kendini gösterecektir.
Büyük kalabalıkların canlılığın temeli olan çevre, gıda ve sağlık politikalarını göz ardı edip bu karanlık tezgâhların çıkmaz dehlizlerinde laf ebeliği peşinde kaybolmasının önüne geçecek tek formül havuca bakmaktan yüz çevirip, doğaya bakmalarını sağlamak olacaktır.
İnşallah daha geç olmadan bunun bir yöntemi bulunur.
Muhammed Peygamberin “Ben ilmin şehriyim, Ali de kapısıdır. İlim isteyen kimse bu kapıdan gelsin” hadis-i şeriflerinde İlmin Kapısı olarak tescil ettiği Hz. Ali’nin öğüdü ışık olsun bu yolda atılacak adımlara (hazır önümüz de seçimken hatırlamakta fayda var):
“Rezil kişilerin başa geçmesi, insanlara afettir”
İçimizdeki, çevremizdeki Şaşırmış Şaşkınlara da Allah’ın Aslanı’nın şu sözünü hatırlatmak lazım:
“Saltanat ve tahakküm hırsına kapılanlar, debdebe ve saltanat içinde yaşamış olsalar dahi daima lanetle anılacaklardır! ”
Kalabilirseniz kalınız sağlıcakla, selâmetle ve aşkla…
Nogah Han
Odatv.com