11-06-2015, 12:01 AM
Cem eski şaman Türklerinin ve Zerdüşt kürtlerinin yaptıkları toplumsal, kültürel bir toplantıdır. Özellikle şamanların hayatı incelendiğinde hasat dönemlerinde geniş meydanlarda kadınlı erkekli toplanarak şölen yaptıkları, kurban kestikleri şaman dede ve babalarını dinleyip ozanlarının çaldığı kopuz yada sazlarla değişik figürlerde semah denilen halk oyunlarını sergilediklerini görüyoruz. Sonradan bu MEYDAN dedikleri yer, yerleşik düzene geçildikten sonra MEYDAN EVİ’ne dönüşmüş ve islam sonrası da bu meydan evine Cemevi denilmiştir.
Bu kitleler İslamiyet ile tanıştıktan sonra da bu eski kültürlerinden vazgeçmemişler ve bu kültürlerinin içine İslami unsurlarda katarak yaşatmaya çalışmışlardır. Eskilerde Meydanlarda toplanarak hasadı yada belli günleri kutlayan, dede ve babalarının anlattıkları öyküleri dinleyip, kımız, şarap içip ve halk ozanlarının kopuzları eşliğinde semah denilen değişik figürleri sergileyen bu insanlar zamanla islamiyetin de etkisiyle içerisinde İslama ait öykülerinde yer aldığı söylenceleri dinlemişler ve yine saz eşliğinde semah dönmüşlerdir. İslam fıkhını yeterince öğrenemeyen bu kitleler şaman töresine göre ibadet ölçüsünde yaptıkları bu kültürel olguları İslami ibadet diyede kabul etmişler ve günümüze kadar da taşımışlardır. Yaptıkları olayın İslami dayanağı olmadığını bilen uyanıklarda bu olayı islamileştirmek! için de Kırklar Cemi adı altında uydurulan masalımsı ve mantık dışı olayı uydurarak bilgi diye, cem ve semah’ın kökeni diye kitlelere sunmuşlar ve Alevi kitleyi yüzyıllarca uyutmuşlar, kandırmışlardır. Yani Cem, Semah ve içki olayını kitlelere mal etmek isteyen sözüm ona uyanıklar! Bu konularda Kur’an dan yada Oniki İmamlardan kanıt bulamayınca Kırklar Cem’i masalını uydurdular ve yüzyıllarca yıldır da anlatıyorlar. Ne yazık ki günümüzde dahi Cem’i ve semahı alevi ibadeti sanan cahiller bulunmaktadır. Şimdi biz bu kırklar cemi diye anlatılan olayı kısaca anlatım bunun neden gerçek dışı olduğunu kanıtlayacağız. Değişik varyantlarda anlatılan kırklar masalı şöyle gelişiyor:
‘Hz.Peygamber, Miraç öncesi veya dönüşünde ilahi katmanlardan bir yere gelir ve bir kapıyı çalar. İçeriden kim o ? diye sorulur. Peygamberde Ben Resulüm, içeri girmek istiyorum der. İçerdeki ses: Aramızda Resule yer yok sen git ümmetine peygamber ol der ve O’nu içeri almaz. Bu olay üç kez tekrarlandıktan sonra Peygamberimiz Kim o diye sorulunca Ben Yoksulum der ve kapı açılıverir! Peygamber içeri girdiğinde 39 kişi görür. Peygambere bir üzüm tanesini sıkıp şerbet yapıp sunarlar ve hepside bu şerbetten içerek kendilerinden geçip mest olurlar. Peygamber siz kimlersiniz? diye sorunca Biz kırklarız derler. Peygamber 39 kişi saydım deyince Selman da var birazdan gelecek derler ve o da gelir. Bu şerbeti içenler az sonra Başta Hz. Ali olmak üzere semaha başlarlar ve Peygamber miraç yolunda bir aslanda gördüğü yüzüğü Ali’de de görünce Ali’nin yüceliğini görür ve o da semaha katılır.’
İşte yüzyıllarca bu masalla Alevi halkını Alevilik yolu budur diye cem yaptırıp, semah döndürdüler ve içirdiler. Oysa bu olay tamamen uydurmadır. Çünkü :
1- Eğer bu kırklar bu kadar yüce insanlarsa neden kimse onların hepsinin ismini sayamıyor? Ya da hiçbir kaynak onların ismini yazamıyor? Sayamıyor ve yazamıyor çünkü uydurmadır…
2- İslam ile ya da On iki imam ile ilgili bir çok yazılı kaynak varken, neden anadolu dışında yaşayan müslümanlar yada Aleviler bu öyküyü bilmiyor? Neden bu uydurma öykü sahte buyruk ve Bektaşi eserlerinde yer alıyorda İslamın temel kaynaklarında yer almıyor? Çünkü öykü anadoluda uydurulmuştur.
3- Hz. Ali hayatının tümünü kainatın efendisi en şerefli canlısı Hz. Muhammed’in yolunda harcamışken ve O’nun damadı, akrabası ve vasisi iken nasıl olurda O’nu içeri almaz? Bu Alevilik düşmanı hainler bu masalla Hz. Ali’yi Peygamber tanımaz! biri olarak tanıttıklarının farkında değiller mi? Yoksa Hz. Peygamberi dışlayan bir anlayışı özellikle mi sergilemek istiyorlar.
4- Bazıları Kırkların içerisinde İmma Hasan ve Hüseyinin de olduğunu söylüyorlar, oysa Miraç olayı Mekke döneminde olmuştu ve Hz. Ali ile Hz. Fatıma ise Medine döneminde evlenmişler ve İmam Hasan ve İmam Hüseyin medine de dünyaya gelmişlerdi. Onlar daha dünyada yokken olan bir olayın! içinde nasıl olabiliyorlardı?
5- Yine Hz. Ali’nin sadık dostlarından olan Selman Fariside medine döneminde müsliman olmuştu ve mekke döneminde müslüman değildi. Nasıl oluyor da Selman’da anlatılan bu olayda yer alabiliyor?
6- Bu olay doğruysa! ve bu kadar da önemliyse ! neden Peygamber ve Oniki İmamlar hayatlarında bir kez bile olsa Cem yapmıyor ve semah dönmüyorlar?
7- Siz hiç Peygamber ya da Oniki İmamları saz çalarken anlatan veya saz dinleyip semah dönerken anlatan ayet yada hadis biliyor yada duydunuz mu?
8- Peygambere “Sen git ümmetine peygamber ol” diyen ses müslüman olabilir mi? Peygamberin Alemlere rahmet olsun diye gönderildiğini bilmeyecek kadar cahil bir kutsal kişi düşünülebilir mi?
9- Dahası bu olayı anlatan herkes diğer müslümanların nezdinde gülünç duruma düşürüldüklerini alay konusu yapıldıklarını görmüyor mu? Yoksa bunu anlatanların bir amacı da bumu?
Hani bir deli bir kuyuya bir taş atarmışta, kırk akıllı çıkaramazmış ya, işte Kırklar Cemi olayı da böylesine bir deli saçmasıdır. Ama üzücü olan şu ki bu masalla Alevi halkımız yüzyıllarca uyutuldu, uyuşturuldu ve 12 imamların gerçek yolundan saptırıldı. Alevi olan şunu iyi bilsin ki kim onlara Cem eviyle, saz ile, içki ile, dede ile ve semah ile yanaşıyor ve Alevilik budur diyorsa bu kişi ya cahildir yada zalimdir.
Osmanlı da böyle yapmıştı, böyle uyutmuştu kitleleri. Siz bazılarının Osmanlı cemi, semahı yasaklamıştı sözlerine kanmayın 1826 yılına kadar Bektaşilerin hiçbir tekkesi yasaklı değildi ve tam tersi osmanlı tarafından korunuyor ve destekleniyordu. 1826’daki Yeniçeri ordusu katliamlarından sonra bir müddet yasak getirildi ama sonra Abdülaziz döneminde yasak kalktı. Dikkatle bakarsanız İstanbulun işgal döneminde Bektaşi tekkelerinin de anadoluya silah kaçırılma işlerine karıştıklarını görürsünüz yani o tekkeler o dönemlerde dahi açıktı. Sonradan tekke ve zaviyeler kanunu çerçevesinde Cumhuriyet döneminde tekrar yasaklanmıştı ve bunun da Osmanlıyla ilgisi yoktu.
Bu konuda önemli olan cem, semah, saz, içki, dede vs gibi olgular Hz. Ali yolunda yoktur ve alevilerin uyanışını engellemek isteyen güçler bunları Anadolu aleviliği adı altında ve Kırklar cemi masalı etrafında palazlandırarak Alevi uyanışının önüne geçmek istemektedirler. Şimdi anladınız mı Diyanetçilerin, İlahiyatçıların, siyasilerin Alevilere cemevi yapmak için neden bu kadar hevesli olduklarını? Hangi ilde cemevi varsa araştırın, bakın o cemevinin arka planında bu tip insanlar vardır. O zalimlerin bu oyununu bozmanın tek yolu insanlara hakkı her zaman her yerde cesurca anlatmaktır. Fesadın böylesine her yeri kapladığı bir ortamda hak konusunda susmak günahtır.
EĞER SUSARSANIZ ;
UNUTMAYIN VE İYİ BİLİN Kİ; SİZİN BU SUSMANIZ YÜZÜNDEN SİZLERDEN GELECEK OLAN NESİLLERDE HELAK OLACAKTIR.
alevisesi.com
Bu kitleler İslamiyet ile tanıştıktan sonra da bu eski kültürlerinden vazgeçmemişler ve bu kültürlerinin içine İslami unsurlarda katarak yaşatmaya çalışmışlardır. Eskilerde Meydanlarda toplanarak hasadı yada belli günleri kutlayan, dede ve babalarının anlattıkları öyküleri dinleyip, kımız, şarap içip ve halk ozanlarının kopuzları eşliğinde semah denilen değişik figürleri sergileyen bu insanlar zamanla islamiyetin de etkisiyle içerisinde İslama ait öykülerinde yer aldığı söylenceleri dinlemişler ve yine saz eşliğinde semah dönmüşlerdir. İslam fıkhını yeterince öğrenemeyen bu kitleler şaman töresine göre ibadet ölçüsünde yaptıkları bu kültürel olguları İslami ibadet diyede kabul etmişler ve günümüze kadar da taşımışlardır. Yaptıkları olayın İslami dayanağı olmadığını bilen uyanıklarda bu olayı islamileştirmek! için de Kırklar Cemi adı altında uydurulan masalımsı ve mantık dışı olayı uydurarak bilgi diye, cem ve semah’ın kökeni diye kitlelere sunmuşlar ve Alevi kitleyi yüzyıllarca uyutmuşlar, kandırmışlardır. Yani Cem, Semah ve içki olayını kitlelere mal etmek isteyen sözüm ona uyanıklar! Bu konularda Kur’an dan yada Oniki İmamlardan kanıt bulamayınca Kırklar Cem’i masalını uydurdular ve yüzyıllarca yıldır da anlatıyorlar. Ne yazık ki günümüzde dahi Cem’i ve semahı alevi ibadeti sanan cahiller bulunmaktadır. Şimdi biz bu kırklar cemi diye anlatılan olayı kısaca anlatım bunun neden gerçek dışı olduğunu kanıtlayacağız. Değişik varyantlarda anlatılan kırklar masalı şöyle gelişiyor:
‘Hz.Peygamber, Miraç öncesi veya dönüşünde ilahi katmanlardan bir yere gelir ve bir kapıyı çalar. İçeriden kim o ? diye sorulur. Peygamberde Ben Resulüm, içeri girmek istiyorum der. İçerdeki ses: Aramızda Resule yer yok sen git ümmetine peygamber ol der ve O’nu içeri almaz. Bu olay üç kez tekrarlandıktan sonra Peygamberimiz Kim o diye sorulunca Ben Yoksulum der ve kapı açılıverir! Peygamber içeri girdiğinde 39 kişi görür. Peygambere bir üzüm tanesini sıkıp şerbet yapıp sunarlar ve hepside bu şerbetten içerek kendilerinden geçip mest olurlar. Peygamber siz kimlersiniz? diye sorunca Biz kırklarız derler. Peygamber 39 kişi saydım deyince Selman da var birazdan gelecek derler ve o da gelir. Bu şerbeti içenler az sonra Başta Hz. Ali olmak üzere semaha başlarlar ve Peygamber miraç yolunda bir aslanda gördüğü yüzüğü Ali’de de görünce Ali’nin yüceliğini görür ve o da semaha katılır.’
İşte yüzyıllarca bu masalla Alevi halkını Alevilik yolu budur diye cem yaptırıp, semah döndürdüler ve içirdiler. Oysa bu olay tamamen uydurmadır. Çünkü :
1- Eğer bu kırklar bu kadar yüce insanlarsa neden kimse onların hepsinin ismini sayamıyor? Ya da hiçbir kaynak onların ismini yazamıyor? Sayamıyor ve yazamıyor çünkü uydurmadır…
2- İslam ile ya da On iki imam ile ilgili bir çok yazılı kaynak varken, neden anadolu dışında yaşayan müslümanlar yada Aleviler bu öyküyü bilmiyor? Neden bu uydurma öykü sahte buyruk ve Bektaşi eserlerinde yer alıyorda İslamın temel kaynaklarında yer almıyor? Çünkü öykü anadoluda uydurulmuştur.
3- Hz. Ali hayatının tümünü kainatın efendisi en şerefli canlısı Hz. Muhammed’in yolunda harcamışken ve O’nun damadı, akrabası ve vasisi iken nasıl olurda O’nu içeri almaz? Bu Alevilik düşmanı hainler bu masalla Hz. Ali’yi Peygamber tanımaz! biri olarak tanıttıklarının farkında değiller mi? Yoksa Hz. Peygamberi dışlayan bir anlayışı özellikle mi sergilemek istiyorlar.
4- Bazıları Kırkların içerisinde İmma Hasan ve Hüseyinin de olduğunu söylüyorlar, oysa Miraç olayı Mekke döneminde olmuştu ve Hz. Ali ile Hz. Fatıma ise Medine döneminde evlenmişler ve İmam Hasan ve İmam Hüseyin medine de dünyaya gelmişlerdi. Onlar daha dünyada yokken olan bir olayın! içinde nasıl olabiliyorlardı?
5- Yine Hz. Ali’nin sadık dostlarından olan Selman Fariside medine döneminde müsliman olmuştu ve mekke döneminde müslüman değildi. Nasıl oluyor da Selman’da anlatılan bu olayda yer alabiliyor?
6- Bu olay doğruysa! ve bu kadar da önemliyse ! neden Peygamber ve Oniki İmamlar hayatlarında bir kez bile olsa Cem yapmıyor ve semah dönmüyorlar?
7- Siz hiç Peygamber ya da Oniki İmamları saz çalarken anlatan veya saz dinleyip semah dönerken anlatan ayet yada hadis biliyor yada duydunuz mu?
8- Peygambere “Sen git ümmetine peygamber ol” diyen ses müslüman olabilir mi? Peygamberin Alemlere rahmet olsun diye gönderildiğini bilmeyecek kadar cahil bir kutsal kişi düşünülebilir mi?
9- Dahası bu olayı anlatan herkes diğer müslümanların nezdinde gülünç duruma düşürüldüklerini alay konusu yapıldıklarını görmüyor mu? Yoksa bunu anlatanların bir amacı da bumu?
Hani bir deli bir kuyuya bir taş atarmışta, kırk akıllı çıkaramazmış ya, işte Kırklar Cemi olayı da böylesine bir deli saçmasıdır. Ama üzücü olan şu ki bu masalla Alevi halkımız yüzyıllarca uyutuldu, uyuşturuldu ve 12 imamların gerçek yolundan saptırıldı. Alevi olan şunu iyi bilsin ki kim onlara Cem eviyle, saz ile, içki ile, dede ile ve semah ile yanaşıyor ve Alevilik budur diyorsa bu kişi ya cahildir yada zalimdir.
Osmanlı da böyle yapmıştı, böyle uyutmuştu kitleleri. Siz bazılarının Osmanlı cemi, semahı yasaklamıştı sözlerine kanmayın 1826 yılına kadar Bektaşilerin hiçbir tekkesi yasaklı değildi ve tam tersi osmanlı tarafından korunuyor ve destekleniyordu. 1826’daki Yeniçeri ordusu katliamlarından sonra bir müddet yasak getirildi ama sonra Abdülaziz döneminde yasak kalktı. Dikkatle bakarsanız İstanbulun işgal döneminde Bektaşi tekkelerinin de anadoluya silah kaçırılma işlerine karıştıklarını görürsünüz yani o tekkeler o dönemlerde dahi açıktı. Sonradan tekke ve zaviyeler kanunu çerçevesinde Cumhuriyet döneminde tekrar yasaklanmıştı ve bunun da Osmanlıyla ilgisi yoktu.
Bu konuda önemli olan cem, semah, saz, içki, dede vs gibi olgular Hz. Ali yolunda yoktur ve alevilerin uyanışını engellemek isteyen güçler bunları Anadolu aleviliği adı altında ve Kırklar cemi masalı etrafında palazlandırarak Alevi uyanışının önüne geçmek istemektedirler. Şimdi anladınız mı Diyanetçilerin, İlahiyatçıların, siyasilerin Alevilere cemevi yapmak için neden bu kadar hevesli olduklarını? Hangi ilde cemevi varsa araştırın, bakın o cemevinin arka planında bu tip insanlar vardır. O zalimlerin bu oyununu bozmanın tek yolu insanlara hakkı her zaman her yerde cesurca anlatmaktır. Fesadın böylesine her yeri kapladığı bir ortamda hak konusunda susmak günahtır.
EĞER SUSARSANIZ ;
UNUTMAYIN VE İYİ BİLİN Kİ; SİZİN BU SUSMANIZ YÜZÜNDEN SİZLERDEN GELECEK OLAN NESİLLERDE HELAK OLACAKTIR.
alevisesi.com