12-24-2013, 11:32 AM
Baba Mansur’la ilgili bu güne kadar elimize geçen her hangi bir yazılı tarihsel kayıt ve doküman bulunmamaktadır. Bu tür yazılı belgeler var ise de, tarih boyunca tahrip edildiği veya kaybedildiği tahmin edilmektedir. Günümüze ulaşanlar ise bazı kimselerce saklandığı veya açığa çıkarılmadığı sanılmaktadır. Baba Mansur ve evlatlarının geçmiş yaşamları ve tarihsel süreci, sözlü olarak dilden dile aktarılan menakıplardan ibarettir.
Baba Mansur ve evlatlarıyla ilgili yazılı şecere, berat, hüccet, hilafetname, ziyaretname, icazetname, vakıf senetleri gibi belgelerle, bir çok tarik’in (evliyanın) da olduğu anlatıla gelmektedir. Ancak bunların kimlerde olduğu, nerede ve nasıl muhafaza edildikleri konusunda, somut ve net bir bilgi elimizde mevcut değildir.Tespit edebildiklerimi aşağıda sizlere sunacağım. Baba Mansur ve evlatlarının yaşadıkları Anadolu’nun bir çok yerinde Tekke, türbe, hewş dediğimiz mezarlık, ziyaretgah, nişangah ve çeşmeler bulunmaktadır. Keramet ve mucizatlarının da yaşandığı bir çok tarihi yer ve mekanlar da bulunmaktadır.
-Baba Mansur evlatlarının elindeki soy şecereleri berat ve tarikler;
Yüzyıllar boyunca Baba Mansur soy şeceresi ve beratlarından bahsedilmektedir. Bu şecere ve beratların Şöbek köyünde Seyid Cafer evlatlarından merhum Seyid Düzgün Cevahir dedenin evinde olduğu söylenmekteydi. Vefatından sonra kardeşi Seyid Ali Kamer Cevahir dedeye geçtiği ve şimdi de oğlu Seyid Özgür Cevahir tarafından muhafaza edildiği söylenmektedir.
Bu şecere ile ilgili Seyid Özgür Cevahir’le bir çok telefon görüşmeleri yapıldı ve dernekçe Denizli’ye gidilerek yüz yüze görüşüldü. Soy şeceresinin kendileri tarafından güvenli bir şekilde muhafaza edildiğini teyit ettiler. Şecerenin aslının kendilerinde kalmak üzere birer kopyasının usulünce verilmesi talep edildi. Ancak somut bir sonuç alınamadı. Fakat bu konuya bizim gibi olumlu yaklaştıklarını, Türkçeye çevrilmesi hususunda bir çaba içinde olacaklarını, yapılacak böyle bir çalışmadan öncelikle bizi haberdar edeceklerini belirttiler. Baba Mansur evlatları olarak kendilerinden bu belgelerin bir an evvel Türkçeye çevrilmesini önemle beklemekteyiz. Bunu yapmamaları halinde aslı kendilerinde kalmak üzere birer suretinin komisyonumuza verilmesini talep etmekteyiz.Cevahir ailesinin bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğini, bu çalışmanın bir an önce başlaması hem kendi ailesi hem de Baba Mansur Ocağı için çok önemli bir adım olacağı bilincindedir.
-Diğer Tarihi Belgeler
Tarihi soy şeceresi :Tercan’da Seyid Veli evlatlarından Seyid Mahmut’ta bir şerenin olduğu söylenmektedir.Bu şecerede Bizans Kıralının da tasdiki olduğu söylenmektedir. Kendisiyle iletişim kurulmaya çalışılmaktadır.
Tarihi soy şeceresi: Muhundu Seyid Kasım evlatlarından Esikanlarda Kışan seyidleri şeceresi olduğu söylenmektedir.Bu şecere ile ilgili de henüz net sonuca ulaşılamadı.
Tarihi kitap ve belgeler:Zara Culfaali köyünde Keko’ye Rayberlerden Seyid Veyis evlatlarında tarihi kitap ve belgelerin varlığından bahsedilmektedir.Bu belgelerle ilgili de diyalog kurulmaya çalışılmaktadır.
Buyruk :Kupik Seyid Ali’ye Seyid Nuri evlatlarından Seyid Haydar torunlarında bir Buyruğu Enbiya olduğu tespit edildi. Bu kitap Seyid Kekil oğlu Seyid Paşa Doğan’dan istenerek incelendi birer kopyası alınarak aslı sahibine geri verildi.Bu kitabın el yazması eski tarihli bir Şeyh Safi buyruğu olduğu ve diğer nüshalarından fazla bir farkı olmadığı tespit edildi.
Tarik :Gersunut’ta Seyid Şahverdi evlatlarında.
Tarik :Muhundu’da Seyid Kasım evlatlarında Mokanlar’da.
Tarik
iyar Komu’nda Seyid Mahmut Kolu Seyid Musa evlatlarında.
Tarik :Karer Darabi Kur Hüseyin Tekkesinde Seyid Mehmet evlatlarında.
Tarik :Karer Sağyan Seydali’ye Kal Tekkesinde Seyid Hüseyin evlatlarında.
Bu tariklerle ilgili menakıp bilgiler toplanmaya devam edilecektir. Bunların dışında da bir çok tarihi belge ve tarik’in olduğu tahmin edilmektedir. Araştırmalarımız devam etmektedir.
-Kerbela’daki Nakibül eşraf kayıtları;
Irak’taki Tekkelerde de Ocak ve seyidlere ait şecere ve kayıtlar bulunmaktadır. Bu tekkelerin bir kısmının Osmanlıdan önce kurulduğu söylenmektedir. Baba Mansur veya evlatlarıyla ilgili bilgiler bu Nakib-ül eşraf kayıtlarında mevcut olabilir. Irak’taki Tekkelerin adları ve bulunduğu şehirler şöyledir;
Kerbela’da İmam Hüseyin Tekkesi, Necef’te Hz.Ali Tekkesi, Kazımıye’de İmam Musa-i Kazım Tekkesi, Samerra’da İmam Hasan-ül Askeri Tekkesi, Bağdat’ta Gürgür Baba Tekkesi, Hızır İlyas tekkesi ve Şahin Baba tekkesi faaliyet göstermektedir. Ayrıca Kerkük’de 15 tekkenin olduğu fakat faaliyet göstermedikleri söylenmektedir. Kerbela’daki tekke 500 yıl önce Sadık Dede adında bir Bektaşi dedesi tarafından kurulmuş, Fuzuli’de bu dedeye bağlanarak kırk yıl bu dergaha ve Necef dergahına çerağcılık yaptığı anlatılmaktadır. Necef Tekkesine 1826 sonrasında Abdülmecit döneminde Süküti Baba adında bir Bektaşi babası Posnişilik yapmış, ölümünden sonra Bağdat valisi Tekkeyi bir Hintlinin idaresine vermiştir. Kerbela Nakibül eşrafların yanında seyid ve dede ve tekkeye bağlı görevli dervişler tarafından ziyaretname, hilafetname, İcazetname, Seyidlik şeceresi tasdik ettikleri bilinmektedir.
-Hacı Bektaş Dergahındaki kayıtlar
Hacı Bektaş Tekkesinde Ocaklara ait Nakübül Eşraf kayıtlarına benzer kayıtların tutulduğu bir gerçektir. Bu tekkede de hilafetname, İcazetname ve seyid şecerelerinin de tasdik ettirildiği bilinmektedir. Kuruluşundan itibaren çok önemli tarihi kaynak ve şecerelerin muhafaza edildiği, hatta Erdebil Tekkesinden de buraya çok önemli kaynak ve belgelerin aktarıldığı anlatılmaktadır. Ancak bu zengin arşiv, geçen tarihi süreçler içerisinde yağmalanmış ve yok edilmiştir. Bu yağmalanan eserlerin ve tarihi kaynakların kimlerin eline geçtiği nerede olduğu bilinmemektedir.
- Osmanlı Arşivindeki kayıtlar
Osmanlı arşivlerinde Alevi Ocak, aşiret ve oymakları ile ilgili çok önemli tarihi kaynakların olabileceği tahmin edilmektedir.
-Diyanet İşleri Başkanlığı Arşivlerindeki Nakibül Eşraf kayıtları
Ocaklar ile ilgili Naküb-ül eşraf kayıtları burada muhafaza edilmektedir. Nakibül eşraflar, Seyyid-i Saadat Evlad-ı Resule mensup olanların kayıtlarını tutan devletçe yetkili kılınmış kişilerdir. Baba Mansur ocağı ile ilgili kayıtların burada da olduğu tahmin edilmektedir.
-Vakıflar ve Genel Kurmay Arşivlerindeki belgeler
Ocaklarla ilgili tarihi kaynak ve şecerelerin bu arşivlerde de olma olasılığı vardır.
2-TARİHİ BELGELER, SOY AĞAÇLARI VE ARAŞTIRMALAR HAKKINDA YAZILANLAR
Araştırmacılar yazdıkları kitap ve makalelerinde kısıtlıda olsa yukarıda anlattığım bu belgelere ve tarihi mekanlara atıfta bulunarak bilgi vermektedir. Bu bilgilerin aktarımında zaman zaman ciddi yanlış ve hatalar yer almaktadır. Bu hatalı bilgiler toplumu yanlış yönlendirmekte ve doğru bilgi algılamasını engellemektedir.
Araştırmalarında Baba Mansur ve evlatlarına yer veren yazarlar;
-Şeyh Ahmet Yesevi, Divanı-ı Hikmetinde Mürşidi Veli Arslan Baba’ya yer vermektedir.
“Yedi yaşta Arslan Baba’ya verdim selam
Hak Mustafa emanetini eyleyin armağan
İşte bu vakde dek binbir zikrini eyledim tamam
Nefsim ölüp la mekan’a aştım ben işte”
Ahmet yesevi Kaynaklarına dayanılarak bilgi veren araştırmacılara göre Baba Mansur, Veli Arslan Babanın oğlu olduğu, soyunun 6.imam İmam Muhammed Bakır’ın oğlu Seyid Abdullah’tan geldiği belirtilmektedir.
- Ali Kemali, Eski Erzincan Tarihi
1930 yıllarda Erzincan Valiliği yapan Ali Kemali, kitabında taraflı da olsa önemli tespitlerde bulunmuş, ancak Baba Mansur Ocağı ile ilgili verdiği bilgilerde eksik ve hatalar da bulunmaktadır. Bu kitabı referans alan diğer yazar ve araştırmacılarda bu hataları olduğu gibi kitaplarına aktarmışlardır.
Vali Ali Kemali kitabında Baba Mansur’la ilgili bir paragrafta “ Baba Mansurlar seyyidlerdendir.Kolları yoktur.Üç büyük kabiledir.Bir kabilesi Mazgirt ilçesinin Mohindi bucağında, ikincisi Plimer’in Tahti köyünde, üçüncüsü yine Plümer’in Gersinot köyünde otururlar.” Pülümür’ün Yeldeğen bucağı Tahti köyünden bahsetmektedir.Pülümür’de böyle bir bucak ve Tahti diye bir köy yoktur. Pülümür’de Tahsini ve Gersunut köyleri vardır. Erzincan’da Kismikör köyünde Baba Mansurluların yaşadığından bahsetmektedir. Bu köyde hiç bir zaman Baba Mansurlu yaşamamıştır. Ayrıca ayni dönemde Erzincan’ın Erdene, Sırnas, Kemah Dereköy, Göller, Cencige gibi köylerde yaşayan Baba Mansurlardan hiç bahsedilmemiştir.
-Mehmet Şerif Fırat, Doğu İlleri ve Varto Tarihi
Kitabında Baba Mansur ocağıyla ilgili Şorik seceresini ve Şöbek’teki şecereyi referans vererek önemli tespitlerde bulunmuş, Baba Mansur ocağına geniş yer ayırmıştır. Ancak Ali Kemali’nin kitabındaki referansları aynen kitabına koymuştur.
-Nejat Birdoğan, Anadolu ve Balkanlarda Alevi Yerleşmesi
Önemli araştırmalar yapmış olan Nejat Birdoğan bu kitabında büyük hata ve yanılgılara düştüğü görülmektedir. Kitabının 191. sayfasındaRahmetli Mehmet Şerif Fırat’ın Şörik şeceresinden aktardığı Baba Mansur ve Kureş Babanın keramet ve menakıplarını bağnazlık öyküsü olarak nitelendirmekte, Baba Mansur’u Pir, Hacı Kureşi Mürşit olarak göstermektedir. Ayrıca Baba Mansurların bir kısmını aşiret olarak göstermeye çalışmaktadır.
-Veli Saltık, Saltuklular
Veli saltık’da Saltuklular adlı kitabında Baba Mansur’u Erzurum Saltuklu beyi İzzettin Saltuk’un üçüncü oğlu olarak göstermekte soyunu 8.imam İmam Muhammed Taki’ye bağlamaktadır.
kaynak: goynukoyu.org
Baba Mansur ve evlatlarıyla ilgili yazılı şecere, berat, hüccet, hilafetname, ziyaretname, icazetname, vakıf senetleri gibi belgelerle, bir çok tarik’in (evliyanın) da olduğu anlatıla gelmektedir. Ancak bunların kimlerde olduğu, nerede ve nasıl muhafaza edildikleri konusunda, somut ve net bir bilgi elimizde mevcut değildir.Tespit edebildiklerimi aşağıda sizlere sunacağım. Baba Mansur ve evlatlarının yaşadıkları Anadolu’nun bir çok yerinde Tekke, türbe, hewş dediğimiz mezarlık, ziyaretgah, nişangah ve çeşmeler bulunmaktadır. Keramet ve mucizatlarının da yaşandığı bir çok tarihi yer ve mekanlar da bulunmaktadır.
-Baba Mansur evlatlarının elindeki soy şecereleri berat ve tarikler;
Yüzyıllar boyunca Baba Mansur soy şeceresi ve beratlarından bahsedilmektedir. Bu şecere ve beratların Şöbek köyünde Seyid Cafer evlatlarından merhum Seyid Düzgün Cevahir dedenin evinde olduğu söylenmekteydi. Vefatından sonra kardeşi Seyid Ali Kamer Cevahir dedeye geçtiği ve şimdi de oğlu Seyid Özgür Cevahir tarafından muhafaza edildiği söylenmektedir.
Bu şecere ile ilgili Seyid Özgür Cevahir’le bir çok telefon görüşmeleri yapıldı ve dernekçe Denizli’ye gidilerek yüz yüze görüşüldü. Soy şeceresinin kendileri tarafından güvenli bir şekilde muhafaza edildiğini teyit ettiler. Şecerenin aslının kendilerinde kalmak üzere birer kopyasının usulünce verilmesi talep edildi. Ancak somut bir sonuç alınamadı. Fakat bu konuya bizim gibi olumlu yaklaştıklarını, Türkçeye çevrilmesi hususunda bir çaba içinde olacaklarını, yapılacak böyle bir çalışmadan öncelikle bizi haberdar edeceklerini belirttiler. Baba Mansur evlatları olarak kendilerinden bu belgelerin bir an evvel Türkçeye çevrilmesini önemle beklemekteyiz. Bunu yapmamaları halinde aslı kendilerinde kalmak üzere birer suretinin komisyonumuza verilmesini talep etmekteyiz.Cevahir ailesinin bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceğini, bu çalışmanın bir an önce başlaması hem kendi ailesi hem de Baba Mansur Ocağı için çok önemli bir adım olacağı bilincindedir.
-Diğer Tarihi Belgeler
Tarihi soy şeceresi :Tercan’da Seyid Veli evlatlarından Seyid Mahmut’ta bir şerenin olduğu söylenmektedir.Bu şecerede Bizans Kıralının da tasdiki olduğu söylenmektedir. Kendisiyle iletişim kurulmaya çalışılmaktadır.
Tarihi soy şeceresi: Muhundu Seyid Kasım evlatlarından Esikanlarda Kışan seyidleri şeceresi olduğu söylenmektedir.Bu şecere ile ilgili de henüz net sonuca ulaşılamadı.
Tarihi kitap ve belgeler:Zara Culfaali köyünde Keko’ye Rayberlerden Seyid Veyis evlatlarında tarihi kitap ve belgelerin varlığından bahsedilmektedir.Bu belgelerle ilgili de diyalog kurulmaya çalışılmaktadır.
Buyruk :Kupik Seyid Ali’ye Seyid Nuri evlatlarından Seyid Haydar torunlarında bir Buyruğu Enbiya olduğu tespit edildi. Bu kitap Seyid Kekil oğlu Seyid Paşa Doğan’dan istenerek incelendi birer kopyası alınarak aslı sahibine geri verildi.Bu kitabın el yazması eski tarihli bir Şeyh Safi buyruğu olduğu ve diğer nüshalarından fazla bir farkı olmadığı tespit edildi.
Tarik :Gersunut’ta Seyid Şahverdi evlatlarında.
Tarik :Muhundu’da Seyid Kasım evlatlarında Mokanlar’da.
Tarik

Tarik :Karer Darabi Kur Hüseyin Tekkesinde Seyid Mehmet evlatlarında.
Tarik :Karer Sağyan Seydali’ye Kal Tekkesinde Seyid Hüseyin evlatlarında.
Bu tariklerle ilgili menakıp bilgiler toplanmaya devam edilecektir. Bunların dışında da bir çok tarihi belge ve tarik’in olduğu tahmin edilmektedir. Araştırmalarımız devam etmektedir.
-Kerbela’daki Nakibül eşraf kayıtları;
Irak’taki Tekkelerde de Ocak ve seyidlere ait şecere ve kayıtlar bulunmaktadır. Bu tekkelerin bir kısmının Osmanlıdan önce kurulduğu söylenmektedir. Baba Mansur veya evlatlarıyla ilgili bilgiler bu Nakib-ül eşraf kayıtlarında mevcut olabilir. Irak’taki Tekkelerin adları ve bulunduğu şehirler şöyledir;
Kerbela’da İmam Hüseyin Tekkesi, Necef’te Hz.Ali Tekkesi, Kazımıye’de İmam Musa-i Kazım Tekkesi, Samerra’da İmam Hasan-ül Askeri Tekkesi, Bağdat’ta Gürgür Baba Tekkesi, Hızır İlyas tekkesi ve Şahin Baba tekkesi faaliyet göstermektedir. Ayrıca Kerkük’de 15 tekkenin olduğu fakat faaliyet göstermedikleri söylenmektedir. Kerbela’daki tekke 500 yıl önce Sadık Dede adında bir Bektaşi dedesi tarafından kurulmuş, Fuzuli’de bu dedeye bağlanarak kırk yıl bu dergaha ve Necef dergahına çerağcılık yaptığı anlatılmaktadır. Necef Tekkesine 1826 sonrasında Abdülmecit döneminde Süküti Baba adında bir Bektaşi babası Posnişilik yapmış, ölümünden sonra Bağdat valisi Tekkeyi bir Hintlinin idaresine vermiştir. Kerbela Nakibül eşrafların yanında seyid ve dede ve tekkeye bağlı görevli dervişler tarafından ziyaretname, hilafetname, İcazetname, Seyidlik şeceresi tasdik ettikleri bilinmektedir.
-Hacı Bektaş Dergahındaki kayıtlar
Hacı Bektaş Tekkesinde Ocaklara ait Nakübül Eşraf kayıtlarına benzer kayıtların tutulduğu bir gerçektir. Bu tekkede de hilafetname, İcazetname ve seyid şecerelerinin de tasdik ettirildiği bilinmektedir. Kuruluşundan itibaren çok önemli tarihi kaynak ve şecerelerin muhafaza edildiği, hatta Erdebil Tekkesinden de buraya çok önemli kaynak ve belgelerin aktarıldığı anlatılmaktadır. Ancak bu zengin arşiv, geçen tarihi süreçler içerisinde yağmalanmış ve yok edilmiştir. Bu yağmalanan eserlerin ve tarihi kaynakların kimlerin eline geçtiği nerede olduğu bilinmemektedir.
- Osmanlı Arşivindeki kayıtlar
Osmanlı arşivlerinde Alevi Ocak, aşiret ve oymakları ile ilgili çok önemli tarihi kaynakların olabileceği tahmin edilmektedir.
-Diyanet İşleri Başkanlığı Arşivlerindeki Nakibül Eşraf kayıtları
Ocaklar ile ilgili Naküb-ül eşraf kayıtları burada muhafaza edilmektedir. Nakibül eşraflar, Seyyid-i Saadat Evlad-ı Resule mensup olanların kayıtlarını tutan devletçe yetkili kılınmış kişilerdir. Baba Mansur ocağı ile ilgili kayıtların burada da olduğu tahmin edilmektedir.
-Vakıflar ve Genel Kurmay Arşivlerindeki belgeler
Ocaklarla ilgili tarihi kaynak ve şecerelerin bu arşivlerde de olma olasılığı vardır.
2-TARİHİ BELGELER, SOY AĞAÇLARI VE ARAŞTIRMALAR HAKKINDA YAZILANLAR
Araştırmacılar yazdıkları kitap ve makalelerinde kısıtlıda olsa yukarıda anlattığım bu belgelere ve tarihi mekanlara atıfta bulunarak bilgi vermektedir. Bu bilgilerin aktarımında zaman zaman ciddi yanlış ve hatalar yer almaktadır. Bu hatalı bilgiler toplumu yanlış yönlendirmekte ve doğru bilgi algılamasını engellemektedir.
Araştırmalarında Baba Mansur ve evlatlarına yer veren yazarlar;
-Şeyh Ahmet Yesevi, Divanı-ı Hikmetinde Mürşidi Veli Arslan Baba’ya yer vermektedir.
“Yedi yaşta Arslan Baba’ya verdim selam
Hak Mustafa emanetini eyleyin armağan
İşte bu vakde dek binbir zikrini eyledim tamam
Nefsim ölüp la mekan’a aştım ben işte”
Ahmet yesevi Kaynaklarına dayanılarak bilgi veren araştırmacılara göre Baba Mansur, Veli Arslan Babanın oğlu olduğu, soyunun 6.imam İmam Muhammed Bakır’ın oğlu Seyid Abdullah’tan geldiği belirtilmektedir.
- Ali Kemali, Eski Erzincan Tarihi
1930 yıllarda Erzincan Valiliği yapan Ali Kemali, kitabında taraflı da olsa önemli tespitlerde bulunmuş, ancak Baba Mansur Ocağı ile ilgili verdiği bilgilerde eksik ve hatalar da bulunmaktadır. Bu kitabı referans alan diğer yazar ve araştırmacılarda bu hataları olduğu gibi kitaplarına aktarmışlardır.
Vali Ali Kemali kitabında Baba Mansur’la ilgili bir paragrafta “ Baba Mansurlar seyyidlerdendir.Kolları yoktur.Üç büyük kabiledir.Bir kabilesi Mazgirt ilçesinin Mohindi bucağında, ikincisi Plimer’in Tahti köyünde, üçüncüsü yine Plümer’in Gersinot köyünde otururlar.” Pülümür’ün Yeldeğen bucağı Tahti köyünden bahsetmektedir.Pülümür’de böyle bir bucak ve Tahti diye bir köy yoktur. Pülümür’de Tahsini ve Gersunut köyleri vardır. Erzincan’da Kismikör köyünde Baba Mansurluların yaşadığından bahsetmektedir. Bu köyde hiç bir zaman Baba Mansurlu yaşamamıştır. Ayrıca ayni dönemde Erzincan’ın Erdene, Sırnas, Kemah Dereköy, Göller, Cencige gibi köylerde yaşayan Baba Mansurlardan hiç bahsedilmemiştir.
-Mehmet Şerif Fırat, Doğu İlleri ve Varto Tarihi
Kitabında Baba Mansur ocağıyla ilgili Şorik seceresini ve Şöbek’teki şecereyi referans vererek önemli tespitlerde bulunmuş, Baba Mansur ocağına geniş yer ayırmıştır. Ancak Ali Kemali’nin kitabındaki referansları aynen kitabına koymuştur.
-Nejat Birdoğan, Anadolu ve Balkanlarda Alevi Yerleşmesi
Önemli araştırmalar yapmış olan Nejat Birdoğan bu kitabında büyük hata ve yanılgılara düştüğü görülmektedir. Kitabının 191. sayfasındaRahmetli Mehmet Şerif Fırat’ın Şörik şeceresinden aktardığı Baba Mansur ve Kureş Babanın keramet ve menakıplarını bağnazlık öyküsü olarak nitelendirmekte, Baba Mansur’u Pir, Hacı Kureşi Mürşit olarak göstermektedir. Ayrıca Baba Mansurların bir kısmını aşiret olarak göstermeye çalışmaktadır.
-Veli Saltık, Saltuklular
Veli saltık’da Saltuklular adlı kitabında Baba Mansur’u Erzurum Saltuklu beyi İzzettin Saltuk’un üçüncü oğlu olarak göstermekte soyunu 8.imam İmam Muhammed Taki’ye bağlamaktadır.
kaynak: goynukoyu.org