07-07-2014, 03:56 AM
Kürt halkı kadar sol kesime de hitap ettiğini söyleyen HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, sosyalistlerin ve Alevilerin oyunu alabilecek mi? Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy ve Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkan Yardımcısı Necdet Saraç, yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığ ı seçimleri yaklaşıyor. Köşk için aday gösterilen üç isimden biri de HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş. Kürt hareketinin genç temsilcilerinde n biri olarak gösterilen Demirtaş, adaylığının açıklandığı toplantıda “Bugün bu görev benim omuzlarımda ama dostlarımın kardeşlerimizin ortak adayı olarak huzurlarınızday ım. Biz kampanya süresince de göreceğiz ve göstereceğiz ki biz tek başımıza kişi olarak Çankaya’ya aday değiliz. Halk olarak ilk defa Çankaya’ya adayız. Ben yasal olarak bir kişiyi aday gösterme zorunluluğundan dolayı aday gösterilmiş kişiyim. Biz halkın içinden çıkmış insanlar değiliz halen halkın içindeyiz" dedi.
HDP’nin cumhurbaşkanı adayını açıklamadan önce düzenlediği kongrede, gösterilecek adayın bütün halklarla farklı kesimleri kapsayabilecek bir isim olması yönünde fikir birliğine vardığı biliniyordu. Abdullah Öcalan’ın da geçtiğimiz hafta HDP heyetine ilettiği mesajında, cumhurbaşkanlığ ı seçimine yönelik yapılacak çalışmalarda en geniş toplumsal temsiliyeti açığa çıkaracak bir adayın tespitini önemsediğini belirtmişti.
Peki, Demirtaş Alevi kesimin ve sosyalistlerin oylarını alabilecek olan cumhurbaşkanı adayı mı? Köşk şansı ne? Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy ve Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkan Yardımcısı Necdet Saraç, tüm bu soruları RS FM’de yanıtladı.
“YEREL SEÇİMLERDE ÇÖZÜLMEYEN KRİZ KÖŞK SEÇİMLERİNDE DE ÇÖZÜLEMEZ”
Türkiye’nin çok kritik bir eşikten geçtiğini belirten Ersoy, “Bir yanda yaklaşık bir yıldır sokakta hakkını arayanlar var, diğer tarafta ise üç seçim dönemi geçiriyoruz. Bu süreçte egemenler arasındaki bir krize de tanıklık ediyoruz. Çünkü bu hareketler egemenlerin sokaktaki hegemonyasını sarstı. Yerel seçimler de bu egemenler arasındaki krize çare bulamadı. Şimdiyse önümüzde cumhurbaşkanlığ ı seçimi var. Cumhurbaşkanlığ ı seçiminde, ‘ilk defa cumhurbaşkanını halk seçecek’ propagandalarıy la sandık önümüze konuluyor. Peki, bu gerçekten cumhurbaşkanını halkın seçtiği bir seçim midir? Kesinlikle hayır. Çünkü bu tamamen antidemokratik bir yöntemle işletiliyor ve belli merkezlerin adayları belirlediği ve ‘benim belirlediğim adaylar üzerinden sen seç’ diye halkın önüne sandık konuluyor. Öncelikle böylesine antidemokratik bir yöntemle konulan sandığın krizlere çare olmayacağını düşünüyoruz” dedi.
“AK PARTİ’NİN DE CHP’NİN DE PROPAGANDASI DİN VE SÜNNİLİK ÜZERİNDEN SÜRÜYOR”
Oya Ersoy, cumhurbaşkanı adaylarını ise şu sözlerle değerlendirdi: “Burada iki tane adaylık söz konusu. Bir, Tayyip Erdoğan kendi krizini de cumhurbaşkanlığ ı koltuğuna oturarak atlatmayı hedefliyor. Öbür taraftan da CHP bir aday çıkartmış durumda. O da tamamen AK Parti karşısında “Erdoğan gitsin ama bu düzen devam etsin” diyen bir aday. Seçim konuşmalarına baktığımızda ise tamamen sol bir tabana İslamcı bir adayı yedirmek üzere bir takım çabalar içine girildiğini görüyoruz ve iki tarafın da propagandası aslında din ve Sünnilik üzerinden sürüyor. Diğer taraftan bir boşluk var aslında. Bu boşluk, Haziran isyanından beri sokağa dökülen kesimlerin, o saygı ve özgürlük isteyen büyük kesimin adayı olabilecek bir kişinin olmamasından kaynaklanıyor. Selahattin Bey de maalesef sadece Kürt halkının kesinlikle meşru, demokratik ve siyasal taleplerini karşılayan bir adaydır ama bu kesimlerin hepsini karşılayan bir aday olduğunu biz düşünmüyoruz.”
“SEÇİMLERDE ‘KAPSAYICI’ BİR ADAY YOK”
Abdullah Öcalan’ın ‘kapsayıcı aday’ ifadesiyle kimi kast ettiğini bilmediğini belirten Ersoy, “Ama sonuç itibariyle bugün maalesef, bu siyasallaştırma ve saflaştırma politikasının bir sonucu olarak, AK Parti’ye tepki duyan, Alevilerin dincileştirilme , İslamileştirilm e politikalarına itirazı olan, sol kitlelerin oylarını toplayabilecek, aynı zamanda da Kürtlerin demokratik ve siyasal haklarının karşılığı olabilecek, onların oylarını toplayabilecek tek bir aday yok. Bu Selahattin Bey’in şahsı ile alakalı bir problem değil” dedi.
“EN ŞANSLI KESİM KÜRT HALKI”
Bu sırada, Kürt halkının oylarının, seçimlerde belirleyici bir çoğunluk yaratmasına mutlak gözle bakılıyor ve çözüm süreci nedeniyle Kürt halkının bir bölümünün cumhurbaşkanlığ ı seçimlerinde oylarını Erdoğan’dan yana kullanabilecekl eri sıkça dile getiriliyor. Bu çerçevede Demirtaş’ın Kürt kesiminden almayı beklediği oyları bölünebilir mi? Ersoy’un yanıtı şöyle: “Ben bunun kesinlikle liberallerin ve ulusalcıların kesişen bir söylemi olduğunu düşünüyorum. AK Parti’nin medet umduğu bir kesim olarak bunu bölmeye çalışıyor zaten. Ama çok net bir şey var ki: 30 yılı aşkın süredir süren bir savaş var ve bu savaşın içinde Kürt halkının saflaştığı ve demokratik ve siyasal hedeflerini net olarak ifade eden bir örgütü ve onun bir temsilcisi var. Bu açıdan ‘oy bölme’ gibi bir durumun söz konusu olacağını düşünmüyorum. Bu seçimlerde herhalde en şanslı olan kesim, Kürt halkının kendisi. Çünkü onların bir adayı var.”
“DEMİRTAŞ’IN SÖYLEMLERİ SOSYALİSTLERİN TAMAMINA HİTAP EDİYOR”
Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkan Yardımcısı Necdet Saraç ise Demirtaş’ın HDP’nin adayı olarak Alevilerin ve sosyalist kesimin oylarını alabileceğini düşünüyor. Demirtaş’ın söylemlerinin Alevilerin bir bölümüne, sosyalistlerin de neredeyse tamamına hitap ettiğini belirten Saraç, “Demirtaş’ın Olağanüstü Genel Kurul konuşması da dün Sivas’ta yaptığı konuşma da kapsayıcı bir konuşmaydı. Ben sosyalistlerin ve Alevilerin bir bölümünün Selahattin Demirtaş’a oy vereceğini düşünüyorum” dedi.
“ALEVİ HAREKETİ İHSANOĞLU İLE ÇOK UYUŞMUYOR”
Öcalan’ın ‘kapsayıcı aday’ ifadesine de değinen Saraç, “Öcalan kimi işaret etti bilemiyorum ama Demirtaş sonuçta Kürt hareketinin adayı olarak çıktı. HDP her ne kadar ‘sol ve sosyalistleri de kapsıyorum’ dese de esas itibariyle Kürt hareketi ağırlıklı bir oluşum ve onların adayı. O anlamıyla da herkesi kapsayıcı bir aday değil. Mesela bu noktada özellikle Alevi örgütleri, eğer daha kapsayıcı bir aday çıksaydı çok daha rahat destek verebilirlerdi çünkü Alevi hareketinin Ekmeleddin İhsanoğlu ile çok fazla kan uyuşması sağladığını söylemek mümkün değil. O anlamıyla da Selahattin Demirtaş’ı bir bütün olarak ben tarif edemem. Alevi hareketinin şu anda görebildiğim kadarıyla çok ezici bir çoğunluğu Selahattin Demirtaş’ı doğrudan destekleyen bir açıklama yapmadılar. Bireyler ve yöneticiler tek tek oy verebilirler ama öyle bir açıklama yapmadılar ve hatta tersi bir açıklama gündemdeydi. Alevi Bektaşi Federasyonu ‘Ekmeleddin İhsanoğlu bizim adayımız olamaz’ diye açıklama yapmıştı” ifadelerini kullandı.
“DEMİRTAŞ İLK TURDA YÜZDE 10 BANDINI ZORLAYABİLİR”
Çözüm süreci nedeniyle Kürt oylarının önemli bir kısmının Erdoğan’a gidebileceğine ilişkin görüşleri de değerlendiren Saraç, şunları söyledi: “Selahattin Demirtaş, birinci turda yüzde 10 bandını zorlayabilir diye düşünüyorum ben. Yüzde 10 bandını zorlaması, Türkiye’deki dengeleri değiştirir, AK Parti’nin de yüzde 51 almasını engeller diye düşünüyorum. Özellikle CHP’den Alevilerden, soldan kaçan oylar Demirtaş üzerinde birleşebilir. Bunun güçlü bir olasılık olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki Selahattin Demirtaş, klasik Kürt oylarının bir bölümünü de bu seçimle alabilir. Yerel seçimlerde ve parlamento seçimlerinde Kürtlerin önemli bir bölümü, seçilemeyecek yerlerde AK Parti’ye veya bir başka partiye veriyorlar. Yapılan anketlere göre Kürtlerin ikinci partisi de AK Parti olarak görünüyor. Ama bu kez cumhurbaşkanlığ ı birinci turda bu Kürt oylarının da Demirtaş’la bütünleşmesi mümkün. O anlamıyla da gerçekten yüzde 10 bandını aşabilir diye düşünüyorum. İkinci turda da aslında Kürt hareketi de HDP de ‘çözüm süreciyle ilgili Erdoğan’la hiçbir anlaşmamız yok, ikinci turda ne yapacağımızı birinci tur sonucuna göre değerlendireceğ iz’ diyor. Ben de ikinci turda Kürtlerin önemli bir bölümünün Erdoğan’a yöneleceğini düşünüyorum ama HDP’nin de bu noktada ısrarla altını çizdiği açıklamalara da saygı duymak gerektiği kanaatindeyim.”
Kaynak: rsfmradio.com/2014_07_04/Demirtas-Alevilerin-oylarini-alabilir-mi/
Cumhurbaşkanlığ ı seçimleri yaklaşıyor. Köşk için aday gösterilen üç isimden biri de HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş. Kürt hareketinin genç temsilcilerinde n biri olarak gösterilen Demirtaş, adaylığının açıklandığı toplantıda “Bugün bu görev benim omuzlarımda ama dostlarımın kardeşlerimizin ortak adayı olarak huzurlarınızday ım. Biz kampanya süresince de göreceğiz ve göstereceğiz ki biz tek başımıza kişi olarak Çankaya’ya aday değiliz. Halk olarak ilk defa Çankaya’ya adayız. Ben yasal olarak bir kişiyi aday gösterme zorunluluğundan dolayı aday gösterilmiş kişiyim. Biz halkın içinden çıkmış insanlar değiliz halen halkın içindeyiz" dedi.
HDP’nin cumhurbaşkanı adayını açıklamadan önce düzenlediği kongrede, gösterilecek adayın bütün halklarla farklı kesimleri kapsayabilecek bir isim olması yönünde fikir birliğine vardığı biliniyordu. Abdullah Öcalan’ın da geçtiğimiz hafta HDP heyetine ilettiği mesajında, cumhurbaşkanlığ ı seçimine yönelik yapılacak çalışmalarda en geniş toplumsal temsiliyeti açığa çıkaracak bir adayın tespitini önemsediğini belirtmişti.
Peki, Demirtaş Alevi kesimin ve sosyalistlerin oylarını alabilecek olan cumhurbaşkanı adayı mı? Köşk şansı ne? Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy ve Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkan Yardımcısı Necdet Saraç, tüm bu soruları RS FM’de yanıtladı.
“YEREL SEÇİMLERDE ÇÖZÜLMEYEN KRİZ KÖŞK SEÇİMLERİNDE DE ÇÖZÜLEMEZ”
Türkiye’nin çok kritik bir eşikten geçtiğini belirten Ersoy, “Bir yanda yaklaşık bir yıldır sokakta hakkını arayanlar var, diğer tarafta ise üç seçim dönemi geçiriyoruz. Bu süreçte egemenler arasındaki bir krize de tanıklık ediyoruz. Çünkü bu hareketler egemenlerin sokaktaki hegemonyasını sarstı. Yerel seçimler de bu egemenler arasındaki krize çare bulamadı. Şimdiyse önümüzde cumhurbaşkanlığ ı seçimi var. Cumhurbaşkanlığ ı seçiminde, ‘ilk defa cumhurbaşkanını halk seçecek’ propagandalarıy la sandık önümüze konuluyor. Peki, bu gerçekten cumhurbaşkanını halkın seçtiği bir seçim midir? Kesinlikle hayır. Çünkü bu tamamen antidemokratik bir yöntemle işletiliyor ve belli merkezlerin adayları belirlediği ve ‘benim belirlediğim adaylar üzerinden sen seç’ diye halkın önüne sandık konuluyor. Öncelikle böylesine antidemokratik bir yöntemle konulan sandığın krizlere çare olmayacağını düşünüyoruz” dedi.
“AK PARTİ’NİN DE CHP’NİN DE PROPAGANDASI DİN VE SÜNNİLİK ÜZERİNDEN SÜRÜYOR”
Oya Ersoy, cumhurbaşkanı adaylarını ise şu sözlerle değerlendirdi: “Burada iki tane adaylık söz konusu. Bir, Tayyip Erdoğan kendi krizini de cumhurbaşkanlığ ı koltuğuna oturarak atlatmayı hedefliyor. Öbür taraftan da CHP bir aday çıkartmış durumda. O da tamamen AK Parti karşısında “Erdoğan gitsin ama bu düzen devam etsin” diyen bir aday. Seçim konuşmalarına baktığımızda ise tamamen sol bir tabana İslamcı bir adayı yedirmek üzere bir takım çabalar içine girildiğini görüyoruz ve iki tarafın da propagandası aslında din ve Sünnilik üzerinden sürüyor. Diğer taraftan bir boşluk var aslında. Bu boşluk, Haziran isyanından beri sokağa dökülen kesimlerin, o saygı ve özgürlük isteyen büyük kesimin adayı olabilecek bir kişinin olmamasından kaynaklanıyor. Selahattin Bey de maalesef sadece Kürt halkının kesinlikle meşru, demokratik ve siyasal taleplerini karşılayan bir adaydır ama bu kesimlerin hepsini karşılayan bir aday olduğunu biz düşünmüyoruz.”
“SEÇİMLERDE ‘KAPSAYICI’ BİR ADAY YOK”
Abdullah Öcalan’ın ‘kapsayıcı aday’ ifadesiyle kimi kast ettiğini bilmediğini belirten Ersoy, “Ama sonuç itibariyle bugün maalesef, bu siyasallaştırma ve saflaştırma politikasının bir sonucu olarak, AK Parti’ye tepki duyan, Alevilerin dincileştirilme , İslamileştirilm e politikalarına itirazı olan, sol kitlelerin oylarını toplayabilecek, aynı zamanda da Kürtlerin demokratik ve siyasal haklarının karşılığı olabilecek, onların oylarını toplayabilecek tek bir aday yok. Bu Selahattin Bey’in şahsı ile alakalı bir problem değil” dedi.
“EN ŞANSLI KESİM KÜRT HALKI”
Bu sırada, Kürt halkının oylarının, seçimlerde belirleyici bir çoğunluk yaratmasına mutlak gözle bakılıyor ve çözüm süreci nedeniyle Kürt halkının bir bölümünün cumhurbaşkanlığ ı seçimlerinde oylarını Erdoğan’dan yana kullanabilecekl eri sıkça dile getiriliyor. Bu çerçevede Demirtaş’ın Kürt kesiminden almayı beklediği oyları bölünebilir mi? Ersoy’un yanıtı şöyle: “Ben bunun kesinlikle liberallerin ve ulusalcıların kesişen bir söylemi olduğunu düşünüyorum. AK Parti’nin medet umduğu bir kesim olarak bunu bölmeye çalışıyor zaten. Ama çok net bir şey var ki: 30 yılı aşkın süredir süren bir savaş var ve bu savaşın içinde Kürt halkının saflaştığı ve demokratik ve siyasal hedeflerini net olarak ifade eden bir örgütü ve onun bir temsilcisi var. Bu açıdan ‘oy bölme’ gibi bir durumun söz konusu olacağını düşünmüyorum. Bu seçimlerde herhalde en şanslı olan kesim, Kürt halkının kendisi. Çünkü onların bir adayı var.”
“DEMİRTAŞ’IN SÖYLEMLERİ SOSYALİSTLERİN TAMAMINA HİTAP EDİYOR”
Alevi-Bektaşi Federasyonu Başkan Yardımcısı Necdet Saraç ise Demirtaş’ın HDP’nin adayı olarak Alevilerin ve sosyalist kesimin oylarını alabileceğini düşünüyor. Demirtaş’ın söylemlerinin Alevilerin bir bölümüne, sosyalistlerin de neredeyse tamamına hitap ettiğini belirten Saraç, “Demirtaş’ın Olağanüstü Genel Kurul konuşması da dün Sivas’ta yaptığı konuşma da kapsayıcı bir konuşmaydı. Ben sosyalistlerin ve Alevilerin bir bölümünün Selahattin Demirtaş’a oy vereceğini düşünüyorum” dedi.
“ALEVİ HAREKETİ İHSANOĞLU İLE ÇOK UYUŞMUYOR”
Öcalan’ın ‘kapsayıcı aday’ ifadesine de değinen Saraç, “Öcalan kimi işaret etti bilemiyorum ama Demirtaş sonuçta Kürt hareketinin adayı olarak çıktı. HDP her ne kadar ‘sol ve sosyalistleri de kapsıyorum’ dese de esas itibariyle Kürt hareketi ağırlıklı bir oluşum ve onların adayı. O anlamıyla da herkesi kapsayıcı bir aday değil. Mesela bu noktada özellikle Alevi örgütleri, eğer daha kapsayıcı bir aday çıksaydı çok daha rahat destek verebilirlerdi çünkü Alevi hareketinin Ekmeleddin İhsanoğlu ile çok fazla kan uyuşması sağladığını söylemek mümkün değil. O anlamıyla da Selahattin Demirtaş’ı bir bütün olarak ben tarif edemem. Alevi hareketinin şu anda görebildiğim kadarıyla çok ezici bir çoğunluğu Selahattin Demirtaş’ı doğrudan destekleyen bir açıklama yapmadılar. Bireyler ve yöneticiler tek tek oy verebilirler ama öyle bir açıklama yapmadılar ve hatta tersi bir açıklama gündemdeydi. Alevi Bektaşi Federasyonu ‘Ekmeleddin İhsanoğlu bizim adayımız olamaz’ diye açıklama yapmıştı” ifadelerini kullandı.
“DEMİRTAŞ İLK TURDA YÜZDE 10 BANDINI ZORLAYABİLİR”
Çözüm süreci nedeniyle Kürt oylarının önemli bir kısmının Erdoğan’a gidebileceğine ilişkin görüşleri de değerlendiren Saraç, şunları söyledi: “Selahattin Demirtaş, birinci turda yüzde 10 bandını zorlayabilir diye düşünüyorum ben. Yüzde 10 bandını zorlaması, Türkiye’deki dengeleri değiştirir, AK Parti’nin de yüzde 51 almasını engeller diye düşünüyorum. Özellikle CHP’den Alevilerden, soldan kaçan oylar Demirtaş üzerinde birleşebilir. Bunun güçlü bir olasılık olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki Selahattin Demirtaş, klasik Kürt oylarının bir bölümünü de bu seçimle alabilir. Yerel seçimlerde ve parlamento seçimlerinde Kürtlerin önemli bir bölümü, seçilemeyecek yerlerde AK Parti’ye veya bir başka partiye veriyorlar. Yapılan anketlere göre Kürtlerin ikinci partisi de AK Parti olarak görünüyor. Ama bu kez cumhurbaşkanlığ ı birinci turda bu Kürt oylarının da Demirtaş’la bütünleşmesi mümkün. O anlamıyla da gerçekten yüzde 10 bandını aşabilir diye düşünüyorum. İkinci turda da aslında Kürt hareketi de HDP de ‘çözüm süreciyle ilgili Erdoğan’la hiçbir anlaşmamız yok, ikinci turda ne yapacağımızı birinci tur sonucuna göre değerlendireceğ iz’ diyor. Ben de ikinci turda Kürtlerin önemli bir bölümünün Erdoğan’a yöneleceğini düşünüyorum ama HDP’nin de bu noktada ısrarla altını çizdiği açıklamalara da saygı duymak gerektiği kanaatindeyim.”
Kaynak: rsfmradio.com/2014_07_04/Demirtas-Alevilerin-oylarini-alabilir-mi/