Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Hacı bektaş "Hacı" Olmuş mudur? tartışması
#1

Bezmi Nusret Kaygusuz , Hz.Pir’’in ‘’Hacı’’ läkabını alışınışını su şekilde yorumluyor.

"... Hocası Lokman Perende ,Horasan’dan hacca gittiğinde, Arafat’ta belirli bir zaman geçtiği zaman, arkadaşlarına ,bugün arife, bizim evde şimdi ‘’pişi’’ pişirirler, demiş.

Bu häl Haci Bektaşi Veli’ye malum olmuş. Lokman Perende evinde pişirilen pişiden bir tepsiye koyarak , bir dakika içinde Arafat’a ulaştırmış. Orada bunu yemişler. Hacc dönüşü ‘’Nişabur’’ halkı kendisini karşıladığı ve tebrik ettiği zaman , Lokman,

‘’Asıl hacı olan Bektaş’tır, hepimiz onu kutlayalım’’ diyerek onun kerametini topluma duyurmuştur.

Bu kısımdan sonra yazar’ımız şu yorumuda eklemiştir.


‘’....Hacı Bektäş Veli’nin hacca gitmeyi değil, Ravza-i Nebevi ile hacc töreninin yurda nakledilmesini düşünmüş olması daha doğrudur.


O pek a’la biliyordu ki, hacctan maksad, häl ve vakti müsaid olan Müslimanların yılda bir defa bir arada toplanıp birbiriyle tanışması, siyäsi ve içtimäi dertlerini ihtiyaclarini, milli arzularını bir diğerine anlatmasıdır.

Halbuki o esas hiçbir zaman tahakuk etmemiştir. Bu iş yalnız aç gözlü Arap’ın menfaatine yaradı. Müslimanların her sene Araplar tarafından soyulmasına yol açtı...."

hac meselesi gerçekten önemli bir meseledir.

"... hersene binlerce insanlarımız hacc’a gidip, milyonlarca dolar akmaktadır. Halbuki Türkiyede, doğu Anadolu’da ,okula gidemeyen vede evinde ekmek bulamayan yoksul insanlarımız vardır. Kimsenin ibadet’ine karşı taraf değilim, fakat bir senede fedakarlık yapmaları ,binlerce hacca’ bedeldir...."


Hacı Bektäşi Veli o makaamät-ı mubareke’yi , okuduğumuz kaynaklara göre Pir’imiz (Kutsal Orunu ) Kabe'yi Türk illerine mal etmek emelinde idi.

‘’Suluca Karahöyük’te bir tepeye Arafat Dağı adını vermesi, orada çıkardığı , bugün hälä kutsal sayilan suya “”Zemzem Pınari” demesi, uzaktakini buraya getirmiş ve ‘’Kıbleyi’’ mübarek Anadolu’nun ortasına kondurmuş olması bunu gösterir.

Uluğ Kızılkeçili’nin Hz. Pir hakkındaki şu şiirini okuyalım, belkide bunu ifade eder.


Murtazä sırrına ermiş ersin
Camiye sığmayacak minbersin.
Sana dönmüş hacı olmuş Ka’be,
Kitäbın yok amma Peygambersin.



Taşköprülü Zäde“nin Arapça kaleme aldığı Mecdi Efendi’nin Türkçe’ye çevirdiği 1580’de (1269 Hicri) Tabhänei ämire”de basılan ve ilk adı ‘’Şekäik”in Şekääk-i Nu’mäniyye“ye dönüştürüldüğü eserin 44. sayfasında, Hz.Hünkär için yazılan giriş cümleleri dikkat çekicidir.

‘’...Ashäb-ı kerämet ve erbäb-i välayet-in ortasinda vüfur-i keramet ile meşhur ve mezkür olup havarik-i ädätı na mahsur ve gayret-i maksurdur.’’keramet gösterenler ve veliler arasında , kerametlerin çokluğu ile ünlüdür. Böyle tanınan ve anılır. Olağanüstü halleri ve kerametlerine sınır ve ölçü yoktur. .."
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular / Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Son Yorum Yazar: Dede-baba
11-14-2013, 03:18 PM
Son Yorum Yazar: Dede-baba
11-14-2013, 03:13 PM
Son Yorum Yazar: Dede-baba
11-14-2013, 03:12 PM
Son Yorum Yazar: Dede-baba
11-14-2013, 03:01 PM

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi