03-02-2018, 10:02 PM
Haydar Sultan'ın türbesi Kırıkkale'nin Keskin ilçesinde bulunmaktadır..Haydarı Kerrah olarak da bilinir..Haydar Sultan türbesinde iki Evliya vardır..Biri Seyid Ziya'nın kızı Sultan Ana'dır..Biri Haydarı Kerrah'tır..Bu mübareklerin şehit düşmesi şöyledir:
Seyid Ziya Yozgat'ın Osmanpaşa Tekkesi olarak geçer, Osmanpaşa Köyü'ndedir..Orada üç Evliya yatar..Biri Seyid Ziya, diğerleri Melahat Ana ve karısı Mahinur Ana'dır.. Büyük kızları Sultan'dır..Seyid Ziya Paşa tahtında iken, Haydarı Kerrah O'nun askeridir..Kızı Sultan'a aşıktır..Sevdası yüzünden yedi sene askerlik yapmıştır..Fakat bir türlü Sultan'ı alamamıştır..Asıl görevi süvari askerlik olmasına rağmen Sultan için yedi sene zindan askeri olmayı seçmiştir..Birgün Sultan kıza ben Yemen'e gidiyorum düş gel peşime dediğinde ; Haydar, Seyid Ziya tarafından zindana atılmıştır..Sultan kız geceleri su verme bahanesiyle zindana gidermiş, Haydar her seferinde zindan kapısını kırarak çıkar ve Sultan kızı görürmüş..
Tüm bunlar yaşanırken Haydar'ın annesi Yeter Ana ve babası Eba Müslüm Yemen'de bulunmaktadır..Oğulları Haydar'dan haber beklerken, haber gelirse üçler aşkına üç oruç tutmaya karar vermişlerdir..
Aradan bir zaman geçtikten sonra Seyid Ziya Haydar'ı affedip zindandan çıkarıyor ve O'na '' Haydar sen Yemen'e gitme, karşılığında sana Sultan kızımı ve padişah tahtımı veririm.'' diye bir teklifte bulunmuştur..Haydar bu teklifi kabul etmemiş ve '' Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah vardır '' deyip , yanına Sultan kızı da alarak yollara düşmüştür..Yola çıkarken ''Allah izin verirse ''demedikleri için selamete çıkamamışlardır..Şimdiki türbesinin olduğu yerde kar fırtınası çıkmış , mübarekler dereye sürüklenmişlerdir..Sultan kız tepe üstünde, Haydar ise derede kalmıştır.. O zaman Sultan kız ağlayarak Haydar'a şu dörtlüğü söylemiştir :
Yolumu yokuşta koydun
Tekerimi taşta koydun
Kavlimiz böyle miydi Haydar'ım
Ölümü dağ başında koydun
Bu söze ise Haydar şu cevabı verir :
Alnımın yazısısın
Yüreğimin sızısısın
Sana laf diyemem Sultan'ım
Padişahın kızısın
Diyerek ağlamıştır..O anda Hızır bir kuş şeklinde görünerek Haydar'ın başına konmuştur..Darda kaldığı haberini yemen'e annesine iletiyor..ve şu dörtlüğü söylüyor:
Bir kuş geldi çıkın bakın Haydar'a
Al yeşil bağlamış tacını başına
Yeşermiş kanatlar Allah aşkına
Bilirim Muhammed Ali der Ali
Haydar ise:
Mektup selam söyle benden anama
Söyle benim için anam ağlasın
Al yeşil giymesin saçını örüp
Kara bağlasın
diyerek bir karın ağrısı ile gayba giriyor ve türbesi orada kalıyor..Annesi Yeter Ana'ya ve babası Eba Müslüm'e haber ulaşınca annesinin üçler aşkına tuttuğu oruca Eba Müslüm orucu deniyor..Bu oruç 1,2 ve 3 Mart'ta tutulan 3 günlük yası matem orucudur..
Kaynak : Pir Zöhre Ana - Mehtaptaki Erenler kitabı
Gerçekler, gerçeklerden öğrenilir..O gerçek de Pirimiz Zöhre Ana'mızdır..Engin denizinden bir katre alabilenlere ne mutlu...Yüce varlığına sonsuz niyazlarımı sunarım Zöhre Ana'm...
http://www.zohreanaforum.com/turbelerimi...ldugu.html
Seyid Ziya Yozgat'ın Osmanpaşa Tekkesi olarak geçer, Osmanpaşa Köyü'ndedir..Orada üç Evliya yatar..Biri Seyid Ziya, diğerleri Melahat Ana ve karısı Mahinur Ana'dır.. Büyük kızları Sultan'dır..Seyid Ziya Paşa tahtında iken, Haydarı Kerrah O'nun askeridir..Kızı Sultan'a aşıktır..Sevdası yüzünden yedi sene askerlik yapmıştır..Fakat bir türlü Sultan'ı alamamıştır..Asıl görevi süvari askerlik olmasına rağmen Sultan için yedi sene zindan askeri olmayı seçmiştir..Birgün Sultan kıza ben Yemen'e gidiyorum düş gel peşime dediğinde ; Haydar, Seyid Ziya tarafından zindana atılmıştır..Sultan kız geceleri su verme bahanesiyle zindana gidermiş, Haydar her seferinde zindan kapısını kırarak çıkar ve Sultan kızı görürmüş..
Tüm bunlar yaşanırken Haydar'ın annesi Yeter Ana ve babası Eba Müslüm Yemen'de bulunmaktadır..Oğulları Haydar'dan haber beklerken, haber gelirse üçler aşkına üç oruç tutmaya karar vermişlerdir..
Aradan bir zaman geçtikten sonra Seyid Ziya Haydar'ı affedip zindandan çıkarıyor ve O'na '' Haydar sen Yemen'e gitme, karşılığında sana Sultan kızımı ve padişah tahtımı veririm.'' diye bir teklifte bulunmuştur..Haydar bu teklifi kabul etmemiş ve '' Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah vardır '' deyip , yanına Sultan kızı da alarak yollara düşmüştür..Yola çıkarken ''Allah izin verirse ''demedikleri için selamete çıkamamışlardır..Şimdiki türbesinin olduğu yerde kar fırtınası çıkmış , mübarekler dereye sürüklenmişlerdir..Sultan kız tepe üstünde, Haydar ise derede kalmıştır.. O zaman Sultan kız ağlayarak Haydar'a şu dörtlüğü söylemiştir :
Yolumu yokuşta koydun
Tekerimi taşta koydun
Kavlimiz böyle miydi Haydar'ım
Ölümü dağ başında koydun
Bu söze ise Haydar şu cevabı verir :
Alnımın yazısısın
Yüreğimin sızısısın
Sana laf diyemem Sultan'ım
Padişahın kızısın
Diyerek ağlamıştır..O anda Hızır bir kuş şeklinde görünerek Haydar'ın başına konmuştur..Darda kaldığı haberini yemen'e annesine iletiyor..ve şu dörtlüğü söylüyor:
Bir kuş geldi çıkın bakın Haydar'a
Al yeşil bağlamış tacını başına
Yeşermiş kanatlar Allah aşkına
Bilirim Muhammed Ali der Ali
Haydar ise:
Mektup selam söyle benden anama
Söyle benim için anam ağlasın
Al yeşil giymesin saçını örüp
Kara bağlasın
diyerek bir karın ağrısı ile gayba giriyor ve türbesi orada kalıyor..Annesi Yeter Ana'ya ve babası Eba Müslüm'e haber ulaşınca annesinin üçler aşkına tuttuğu oruca Eba Müslüm orucu deniyor..Bu oruç 1,2 ve 3 Mart'ta tutulan 3 günlük yası matem orucudur..
Kaynak : Pir Zöhre Ana - Mehtaptaki Erenler kitabı
Gerçekler, gerçeklerden öğrenilir..O gerçek de Pirimiz Zöhre Ana'mızdır..Engin denizinden bir katre alabilenlere ne mutlu...Yüce varlığına sonsuz niyazlarımı sunarım Zöhre Ana'm...
http://www.zohreanaforum.com/turbelerimi...ldugu.html