03-21-2016, 09:46 PM
HİSDER’de Alevilik meselesini gündeme getiran Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Güçlü, “Günümüzde Batı’da yaşayan Aleviler “ulusalcı anlayışa” sahipken Orta Anadolu’daki Aleviler ise, devlet yanlısı politika izliyorlar. DHKP-C’nin beslendiği Malatya, Maraş ve Tunceli hattı ise Türkiye için bir hayli problem yaratıyor” dedi.
Hikmet, İlim ve Sanat Derneği’nin Cuma Sohbetleri’nde ‘Alevî - Sünni Olayı’ gündeme geldi. Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü, Alevîlik meselesinin Türkiye’nin başını ağrıtacak derecede sorun olmaktan çıktığını hatırlatarak sadece bir bölgenin bir hayli problem oluşturduğuna dikkati çekti. Selçuklu Belediyesi Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbette, konuyu tarihi seyir içerisinde ele alarak “İran coğrafyasından büyük devletler çıkmıştır. Anadolu ile İran rekabet halindedir. Umeyyeoğulları ile Haşimiler arasında da rekabet bulunuyordu” diyen Dr. Mustafa Güçlü, Medine Vesikası’nın Peygamberimizin lider seçilmesiyle imzalandığına işaret ederek “Liderliği kaybeden Abdullah bin Ümey Müslüman olmasına rağmen içten içe düşmanlık beslemeye başladı. Müslümanlarla Mekkeli müşrikler arasında Bedir Savaşı’nda, Haşimioğullarından Hz. Ali ve Hz. Hamza, Ümeyyeoğullarından iki müşriki er meydanında öldürdüler. Aralarındaki rekabete bu sefer kan davası da karışıyor” diye konuştu. Gadîr-i Hum Vak’asını da anlatan Güçlü, Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ömer’in devreye girmesiyle Hz. Ebubekir’in halife seçildiğini ve Hz. Fatıma’nın babasından kalan Fedek arazisini halifeden talep edince; “Peygamberler miras bırakmaz” denilerek isteğin reddedilmesi üzerine bu sefer Hz. Aişe ile Hz. Ebubekir arasında soğukluk başladığını ifade ederek şunları dile getirdi: “Hz. Fatıma’nın vefatından sonra halifeliğin Hz. Ali’nin hakkı olduğu Abbas taraftarlarınca dile getiriliyor. Hz. Osman’ın halife seçilmesine tepki olarak 1500 kişilik bir gurup oluşuyor. Hac zamanı Hz. Osman’ın evi basılarak Halife Osman öldürülüyor. Müslümanlar Hz. Osman’ın katillerinin yakalanmasını Hz. Ali’den istiyorlar. Hz. Ali döneminde 15 kişilik gurup ortaya çıkarılamayınca Hz. Aişe, Hz. Ali’ye karşı cephe alıyor. Savaş öncesi Hz. Ali, Peygamberimizin sözlerinden örnekler veren etkili bir konuşma yapınca Hz. Aişe savaşmaktan vazgeçiyor. Akşam olduğu için orduya haber verilemiyor. Gece iki tarafa da münafıklarca baskılar yapılarak her iki taraf da birbirlerine karşı kışkırtılıyor. Sabah savaş olunca bir çok sahabe ölüyor. Şam’da Muavi’ye halifeliğini ilân etti. Saffın Savaşında Hz. Ali’nin yanında yer alan Hariciler nu sefer ikisinin de karşısında yer aldılar. Hz. Ali, Muaviye ve Amr bin As’ın öldürülmesi kararlaştırıldı. Suikastta Hz. Ali öldürüldü. Hz. Hasan’ın zehirlenerek öldürülmesinden sonra Muaviye, hayattayken Yezid’i halife ilân eder. Yezid’e biat etmeyen Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da öldürülmesi üzerine ayrışma daha da büyük bir hız kazanıyor.”
ŞİA TEHLİKESİNİ YAVUZ SULTAN SELİM HAN ÖNLEDİ
Emevilerden sonra Abbasilerin iktidara geldiğini ve12 imam anlayışının sona ermesinden daha sonra Bâtinîlik (İsmailliye) hareketinin ortaya çıktığını kaydeden Güçlü, Nusayriler, Sabbahiler ve Fatımiler akımlarının bunu takip ettiğini ve 1501’de Safeviye Devleti’nin kurularak şia tehlikesinin Anadolu’da iyice baş göstermesi üzerine Yavuz Sultan Selim Han’ın, bu tehlikeyi bertaraf ettiğini söyledi. Güçlü, sözlerini “Günümüzde Batı’da yaşayan Aleviler “ulusalcı anlayışa” sahip, Orta Anadolu’daki Aleviler devlet yanlısı politika izlerken Doğu’da Lazkiye’den başlayan Malatya, Maraş ve Tunceli hattı Türkiye için bir hayli problem yaratıyor. DHKP-C bu bölgeden besleniyor” şeklinde tamamladı. Sohbet soru-cevap bölümüyle devam etti.
sivashabermerkezi.com
alevi haberleri
Hikmet, İlim ve Sanat Derneği’nin Cuma Sohbetleri’nde ‘Alevî - Sünni Olayı’ gündeme geldi. Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü, Alevîlik meselesinin Türkiye’nin başını ağrıtacak derecede sorun olmaktan çıktığını hatırlatarak sadece bir bölgenin bir hayli problem oluşturduğuna dikkati çekti. Selçuklu Belediyesi Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbette, konuyu tarihi seyir içerisinde ele alarak “İran coğrafyasından büyük devletler çıkmıştır. Anadolu ile İran rekabet halindedir. Umeyyeoğulları ile Haşimiler arasında da rekabet bulunuyordu” diyen Dr. Mustafa Güçlü, Medine Vesikası’nın Peygamberimizin lider seçilmesiyle imzalandığına işaret ederek “Liderliği kaybeden Abdullah bin Ümey Müslüman olmasına rağmen içten içe düşmanlık beslemeye başladı. Müslümanlarla Mekkeli müşrikler arasında Bedir Savaşı’nda, Haşimioğullarından Hz. Ali ve Hz. Hamza, Ümeyyeoğullarından iki müşriki er meydanında öldürdüler. Aralarındaki rekabete bu sefer kan davası da karışıyor” diye konuştu. Gadîr-i Hum Vak’asını da anlatan Güçlü, Peygamberimizin vefatından sonra Hz. Ömer’in devreye girmesiyle Hz. Ebubekir’in halife seçildiğini ve Hz. Fatıma’nın babasından kalan Fedek arazisini halifeden talep edince; “Peygamberler miras bırakmaz” denilerek isteğin reddedilmesi üzerine bu sefer Hz. Aişe ile Hz. Ebubekir arasında soğukluk başladığını ifade ederek şunları dile getirdi: “Hz. Fatıma’nın vefatından sonra halifeliğin Hz. Ali’nin hakkı olduğu Abbas taraftarlarınca dile getiriliyor. Hz. Osman’ın halife seçilmesine tepki olarak 1500 kişilik bir gurup oluşuyor. Hac zamanı Hz. Osman’ın evi basılarak Halife Osman öldürülüyor. Müslümanlar Hz. Osman’ın katillerinin yakalanmasını Hz. Ali’den istiyorlar. Hz. Ali döneminde 15 kişilik gurup ortaya çıkarılamayınca Hz. Aişe, Hz. Ali’ye karşı cephe alıyor. Savaş öncesi Hz. Ali, Peygamberimizin sözlerinden örnekler veren etkili bir konuşma yapınca Hz. Aişe savaşmaktan vazgeçiyor. Akşam olduğu için orduya haber verilemiyor. Gece iki tarafa da münafıklarca baskılar yapılarak her iki taraf da birbirlerine karşı kışkırtılıyor. Sabah savaş olunca bir çok sahabe ölüyor. Şam’da Muavi’ye halifeliğini ilân etti. Saffın Savaşında Hz. Ali’nin yanında yer alan Hariciler nu sefer ikisinin de karşısında yer aldılar. Hz. Ali, Muaviye ve Amr bin As’ın öldürülmesi kararlaştırıldı. Suikastta Hz. Ali öldürüldü. Hz. Hasan’ın zehirlenerek öldürülmesinden sonra Muaviye, hayattayken Yezid’i halife ilân eder. Yezid’e biat etmeyen Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da öldürülmesi üzerine ayrışma daha da büyük bir hız kazanıyor.”
ŞİA TEHLİKESİNİ YAVUZ SULTAN SELİM HAN ÖNLEDİ
Emevilerden sonra Abbasilerin iktidara geldiğini ve12 imam anlayışının sona ermesinden daha sonra Bâtinîlik (İsmailliye) hareketinin ortaya çıktığını kaydeden Güçlü, Nusayriler, Sabbahiler ve Fatımiler akımlarının bunu takip ettiğini ve 1501’de Safeviye Devleti’nin kurularak şia tehlikesinin Anadolu’da iyice baş göstermesi üzerine Yavuz Sultan Selim Han’ın, bu tehlikeyi bertaraf ettiğini söyledi. Güçlü, sözlerini “Günümüzde Batı’da yaşayan Aleviler “ulusalcı anlayışa” sahip, Orta Anadolu’daki Aleviler devlet yanlısı politika izlerken Doğu’da Lazkiye’den başlayan Malatya, Maraş ve Tunceli hattı Türkiye için bir hayli problem yaratıyor. DHKP-C bu bölgeden besleniyor” şeklinde tamamladı. Sohbet soru-cevap bölümüyle devam etti.
sivashabermerkezi.com
alevi haberleri