Muhammed’in üç beni var yüzünde
Biri sabır, biri şükür, biri dua
Kudretten yanar anın çırağı
Biri sabır, biri şükür, biri dua
Şükür imiş her işleri bitiren
Mümin kulu rahmetine yetiren
Sabır imiş, şu dünyayı küfürlü içeriküren
Biri sabır, biri şükür, biri dua
Sabır imiş şu dünyanın temeli
Verdiği nasibe şükür demeli
İsteyen kullara hayır ameli
Biri sabır, biri şükür, biri dua
Sabr edelim gönül, ne gelir elden
Sabırlı kulunu sevmez mi sultan
Yusuf’u kurtardı kuyudan çölden
Biri sabır, biri şükür, biri dua
Pir Sultan Abdal’ım gönlüme giren
Suçluyu suçsuzu bakmadan gören
İsteyen kulların muradın veren
Biri sabır, biri şükür, biri dua.
Koca başlı koca kadı
Sende hiç din iman var mı
Haramı helâli yedi
Sende hiç din iman var mı
Fetva verir yalan yulan
Domuz gibi dağı dolan
Sırtına vururum palan
Senin gibi hayvan var mı
İman eder amel etmez
Hakk’ın buyruğuna gitmez
Kadılar yaş yere yatmaz
Hiç böyle kör şeytan var mı
Pir Sultan’ım zatlarımız
Gerçektir şöhretlerimiz
Haram yemez itlerimiz
Bu sözümde yalan var mı
PİR SULTAN ABDAL
Uyur iken uyardilar
Diriye saydilar bizi
Koyun olduk ses anladik
Sürüye saydilar bizi
Halimizi hal eyledik
Yolumuzu yol eyledik
Her çiçekten bal eyledik
Ariya saydilar bizi
Hakk'in yoluna dizildik
Dost defterine yazildik
Bal olduk serbet ezildik
Doluya saydilar bizi
Pir Sultan Abdal'im sunda
Çok keramet var insanda
O cihanda bu cihanda
Veliye saydilar bizi
PİR SULTAN ABDAL
Su kanli zalimin ettigi isler
Garip bülbül gibi zareler beni
Yagmur gibi yagar basima taslar
Dostun bir fiskesi yaralar beni
Dar günümde dost düsmanim bell'oldu
Bir derdim var ise simdi ell'oldu
Ecel fermani boynuma takildi
Gerek asa gerek vuralar beni
Pir Sultan Abdal'im can göge agmaz
Hakk'tan emr'olmazsa irahmet yagmaz
Su ellerin tasi hiç bana degmez
Ille dostun gülü yaralar beni
PİR SULTAN ABDAL
Yine mihman gördüm gönlüm saz oldu
Mihmanlar siz bize sefa geldiniz
Kar kis yagar iken bahar yaz oldu
Mihmanlar siz bize sefa geldiniz
Misafir gelirse kismeti bile
Misafir Hizir'dir özürünü dile
Büyük küçük ani hep Hizir bile
Mihmanlar siz bize sefa geldiniz
Bir eve kahr olsa misafir gelmez
Çalissa çirpinsa eksigi bitmez
Çagirsa bagirsa bir ere yetmez
Mihmanlar siz bize sefa geldiniz
Misafir ask kapisinin dilidir
Hizir misafirin gonca gülüdür
Tanri misafiri Sah'im Ali'dir
Mihmanlar siz bize sefa geldiniz
Himmet eyle pirim misafir gele
Yavan yasik yiyip yüzümüze güle
Pir Sultan uguru tut sen gel eve
Mihmanlar siz bize sefa geldiniz
PİR SULTAN ABDAL
Yol içinde yol ararsan
Yol Muhammed Ali'nindir
Yetmisiki dil içinde
Dil Muhammed Ali'nindir
Hani bizden evvel gelen
Bes vaktini tamam kilan
On parmagi pinar olan
El Muhammed Ali'nindir
Varma cahilin yanina
Ugrarsin serrin seline
Lanet Yezid'in canina,
Tem Muhammed Ali'nindir
Söyler Pir Sultan'im söyler,
Hakk'in birligini birler
Dogmus alemlere parlar,
Nur Muhammed Ali'nindir
Seyyah olup su alemi gezerim
Bir dost bulamadim gün aksam oldu
Kendi efkarimca okur yazarim
Bir dost bulamadim gün aksam oldu
Iki elim kalkmaz oldu dizimden
Bilmem amelimden bilmem özümden
Akittim kanli yas iki gözümden
Bir dost bulamadim gün aksam oldu
Yine boralandi daglarin basi
Akittim gözümden kan ile yasi
Emaneti alir ol veren kisi
Bir dost bulamadim gün aksam oldu
Bozuk su cihanin pergeri bozuk
Yaziktir su geçen ömüre yazik
Tükendi daneler kalmadi azik
Bir dost bulamadim gün aksam oldu
PIR SULTAN'im eydür ummana dalam
Gidenler gelmedi bir haber alam
Abdal oldum çullar geydim bir zaman
Bir dost bulamadim gün aksam oldu
Alçakta yüksekte yatan erenler
Yetisin imdada aldi dert beni
Basimi alip hangi yere gideyim
Gittigim yerlerde buldu dert beni
Oturup benimle ibadet kildi
Yalan söyledi de yüzüme güldü
Yalin kiliç olup üstüme geldi
Çaldi bölük bölük böldü dert beni
Üstümüzden gelen boran kis gibi
Yavru sahin pençesinde kus gibi
Seher çagi bir korkulu düs gibi
Çagirta çagirta aldi dert beni
Abdal Pîr Sultan'im gönlüm hastadir
Kimseye diyemem gönlüm yastadir
Bilmem deli oldu bilmem ustadir
Söyle bir sevdaya saldi dert beni
Her seher vaktinde güller dikelim.
Dikip de diktiğimiz yerde bitelim.
Bir dal gülün terazisini Hak tutalım.
Hü diyelim dem sürelim Ali aşkına.
Ali'yel-Mürteza'nın yolu aşkına.
Pir Sultan Abdal
İlle de dostun bir tek gülü yaralar beni...
Hızır Paşa bir gün Pir Sultan Abdal’ı huzuruna çağırtır. Pir Sultan o sırada dergâhta halkla sohbet etmektedir. Askerler köye gelmeden onların geleceğini anlar. Allah tarafından kendisine ayan olur. Dergâhtakilere,
― Onlar gelmeden, ben gideyim, der.
Musahibİ Ali Baba da:
― Pirim sen kal, ben giderim. Sen gidersen köyümüz dağılır,
der. Pir Sultan Abdal ise, Ali Baba’ya:
― Sen Hızır’ın zulmüne dayanamazsın, der. Ali Baba, yine de gider. Ali Baba giderken köyün girişinde askerlerle karşılaşır. Askerlere:
― Kimi arıyorsunuz? Niçin geldiniz? Diye sorar. Askerler de:
― Pir Sultan Abdal’ı almaya geldik, der. Ali Baba bunun üzerine:
― Pir Sultan Abdal benim. Hızır beni niçin istemiş?
Diye sorar. Askerler, Ali Baba’ya şu cevabı verir:
― Bunu bilmeyecek ne var... Ya asacak, ya zindana atacaktır,
derler. Bunları duyan Ali Baba, kendisinin Pir Sultan olmadığını, Pir Sultan’ın köyde olduğunu söyler. Askerler köye girip Pir Sultan Abdal’ı köyden alırlar ve yola koyulurlar.
Hızır Paşa, Pir Sultan’ı darağacına gönderirken, çevrede biriken halka zorla Pir Sultan’ı taşlattırır. Pir Sultan’ın musahibi Ali Baba, taş atmaya kıyamadığı için yolda topladığı kır çiçeklerini pirine atar. Ali Baba’nın bu davranışı Pir Sultan’ı yürekten yaralar. Bunun üzerine aşağıdaki deyişi söyler:
"Pir Sultan Abdal’ım can göğe ağmaz
Hakk’tan emr olmazsa irahmet yağmaz
Şu ellerin taşı bana hiç değmez
İlle de dostun bir tek gülü yaralar beni"