10-03-2013, 12:35 AM
Demokrasi paketi açıldı.
Desteklediğim kimi bölümleri olmakla birlikte geneli için büyük bir tatmin yaşadığımı söylemem imkan dışı. AKP ve Başbakan’ı “dağ” gibi görkemli bulduğumdan değil elbette, ama Anadolu insanı öyle kullana geldiği için “dağ fare doğurdu” denilebilir. Bir AKP klasiği… Paketi kendi halkı ile tartışmadan, daha sunum aşamasında medya aracılığı ile dünyaya duyurma girişimi ise ancak Başbakan’ın iç dünyasındaki megalomaninin boyutlarını anlatmaya yaradı. Padişahımız Efendimiz böyle uygun buldular! Erdoğan asla devlet adamlığı ağırbaşlılığını taşımadı ve asla da taşıyamayacak. Ne hazin!
Pakette Aleviler’e dair hiçbir vaad yoktu. Devlet Aleviler’e gelince takıldı. Hoş gerçi diğer pek çok konuda da sadece takılmamış gibi yaptı: Malum seçim arifesi, e tabi biraz çerezlemek lazımdı, yurt dışında, özellikle Gezi Direnişi’ne vahşet boyutlarında yapılan müdahale ile oldukça zarar görmüş olan imajı çalakalem düzeltme çabası açıkça okunuyor, kuyruğu dik tutma denemesi, şirinlik oyunları filan… Herkesin de bunu “yediğini” sanıyorlar.
Neyse… Devlet Alevi yurttaşını niye kucaklamadı? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti Aleviler ile anlaşmak değil, uzlaşmak istiyor. Arada çok ama çok büyük bir fark var. Ne sökse, ne koparsa, ne tırtıklasa kâr; bakış açısı bu. Hele Cem Vakfı’nın son ihanetinden sonra (kimse kusura bakmasın nerden baksanız bu başka türlü nitelenemez) müstakbel Alevi açılımının hiçbir gerçek tatmin getirmeyeceğinin emareleri kanımca ortaya çıktı. Alevi Çalıştayları’nın da cemaatin zemininde yapılması ve çalıştaydaki diğer sayısız ciddiyetsizlikler zaten bunun ilk göstergelerindendi. Devlet Alevi yurttaşlarını cemaatin vicdanına emanet etti, bir okuyucumun da dediği gibi “Cem Vakfı da Aleviler’i cami avlusuna terk etti”. Sonuç olarak canım devletim, Başbakan’ın da dediği gibi Aleviler’i camiye davet etmeyi Alevi açılımı olarak görmeye devam edecek, ama dilini nasıl yuvarlayacağına henüz karar veremiyor olabilir. Devletin “kendi Alevisini” yaratma peşinde olduğu kesin. Bu arada, “kuşlar” Alevi paketinin içinde dedelere maaş konusunun da olduğunu haber veriyorlar. Bu, devletin kendi Alevisinini yaratma çabasının en önemli basamağıdır ve gerçek anlamda Aleviliği bitirme projesinin bir parçası olarak gündeme gelebilir. Bu sinsi oyunu savunan hiçbir “gerçek” Alevi kurumu, inanç önderi yoktur.
Aleviler’in temel talepleri belli. Cemevleri’ne yasal statü verilecek ve bununla paralel uygulamalar ivedilikle hayata geçirilecek ( bu konuda tekke ve zaviyelere dair geçmişteki düzenlemeleri Aleviler’in önüne engel diye getirme uyanıklığından artık vazgeçilsin) Ayrıca Diyanet Aleviler’i tam olarak tatmin edecek bir yapıya büründürülecek, elbette mali olanakları ile birlikte. Ben hiçbir şekilde Diyanet’in lağvedilmesinden yana değilim. Bunu savunan kimi Alevi ileri gelenleri konuyu yalnızca bu kesim açısından düşünüyor. Peki, bu arkadaşlar Diyanet’in olmadığı bir ülkede diğer dini anlayışların nasıl evrilebileceği üzerine de kafa yoruyorlar mı? Balkanlar’da, Türk Cumhuriyetleri’nde din konularındaki devlet boşluğunu Vahhabiler, cemaatler ve tarikatlar kapatıyor. Gittim, bizzat kendi gözlerimle gördüm. Lütfen bu konu tartışılmasın bile. Ancak Diyanet’i -bütün yan kuruluşları ile birlikte- Aleviler’in de eşit olarak yararlanabileceği bir yapıya büründürmeli ve zamanı geldiğinde bütün taraflar artık gerçek bir laik devletin gereği olarak Diyanet’i lağvetmeli, ama şu aşamada değil. Kanımca henüz çok ama çok erken… Yakın zamanda bu kadar olgunlaşma ihtimalimiz var mı onu da bilemiyorum.
Temel olarak Alevi sorununun çözümlenememesindeki sorunlardan biri de, Aleviler’in bir araya gelip kendilerine bir “çatı örgüt” kuramamış olmalarıdır. Bunun gerçekleşmemesi için devlet de elinden geleni yaptı zaten. Gene de bu kadar eğitim seviyesi yüksek bir popülasyonun böylesi bir zafiyeti oldukça düşündürücü. Sebepleri muhtelif… Sorunlarını, inançlarını, beklentilerini kendilerine ve diğerlerine anlatmak için yeterli kapsayıcı adım atmayanlar bizzat Aleviler’in kendisidirler. Bu kadar zayıf bir yapıyı parçalamak çok basitti; devlet+cemaat el ele bunu azimle başardılar. Ekonomik yaşamdan dışlanmış, alt gelir guruplarına iteklenmiş, büyük oranda fakir ya da orta sınıftan bir popülasyonun da uyanık, ama zengin dini gruplar tarafından çembere alınması, gençlerinin “çalınması” kolaydı ve bu da oldu. Son tahlilde bu konudaki büyük zafiyet Aleviler’in kalem tutanlarının, fikir adamlarının, inanç önderlerinin öngörüsüzlüğüdür (az sayıda da olsa çıkarları doğrultusunda inancına ihanet etmiş kişileri de unutmamalı.) Şimdi devlet tarafında ortaya atılacak şey de bu zayıf yapının eleştiri gücünün ne kadar olacağı ile doğru orantılı olarak gelişecek. Çok iyimser değilim.
Aleviler bu ülkede inanç anlamında da eşit yurttaşlar olmak istiyorlar. Aleviler, yıllardır onları devlet kurumlarından, bürokrasiden dışlayan zihniyetin artık son bulmasını istiyorlar. Evrensel değerlerle beslenmeyen hiçbir talepleri olmadı, olamaz ve olmayacaktır da. Bütün bu iyi niyete rağmen, eğer devlet Aleviler’i tatmin etme konusunda samimi adımlar atmazsa, kendi Alevisini yaratmaya kalkarsa, çoğu cemaat ile bağlantılı işbirlikçi sözde Alevi kurumları ile Aleviler’in sorunlarını tartışmaya, çözümü onlarla aramaya, onların söylemlerini Alevilere dayatmaya kalkarsa (ya da buna devam ederse) selam olsun meydanlara! O gün geldiğinde de hiç kimse çıkıp Alevileri eleştirmeye kalkışmasın. Çünkü bence Aleviler sabırlarını erdemle yeteri kadar ortaya koydular. Bunca oyundan, bunca sinsi yaklaşımdan, bunca kirli adamın açık, ya da örtülü bir şekilde, çirkefçe ve gayri ahlaki, gayri vicdani yollarla inançlarına saldırmalarından artık bıktılar. Ayrıca devlet Gülen Cemaati’nin Alevileri huzursuz eden tutumunu da takip etmelidir. Yurttaşlarının bir kısmı üzerinde böylesi bir huzursuzluk nedenine müdahil olmayan devlet, devlet olamaz. Cemaat tepkilerden çıkarımlar yapıp kendi alanına çekilmiyorsa, devlet Aleviler’in huzurunu sağlamalıdır. Bu, cemaatle işbirliği içindeki küçük bir çıkar grubu hariç, bütün Aleviler’in beklentisidir.
Aleviler için artık deniz bitti, söz bitti, yol bitti, top devlette. NOKTA!
Desteklediğim kimi bölümleri olmakla birlikte geneli için büyük bir tatmin yaşadığımı söylemem imkan dışı. AKP ve Başbakan’ı “dağ” gibi görkemli bulduğumdan değil elbette, ama Anadolu insanı öyle kullana geldiği için “dağ fare doğurdu” denilebilir. Bir AKP klasiği… Paketi kendi halkı ile tartışmadan, daha sunum aşamasında medya aracılığı ile dünyaya duyurma girişimi ise ancak Başbakan’ın iç dünyasındaki megalomaninin boyutlarını anlatmaya yaradı. Padişahımız Efendimiz böyle uygun buldular! Erdoğan asla devlet adamlığı ağırbaşlılığını taşımadı ve asla da taşıyamayacak. Ne hazin!
Pakette Aleviler’e dair hiçbir vaad yoktu. Devlet Aleviler’e gelince takıldı. Hoş gerçi diğer pek çok konuda da sadece takılmamış gibi yaptı: Malum seçim arifesi, e tabi biraz çerezlemek lazımdı, yurt dışında, özellikle Gezi Direnişi’ne vahşet boyutlarında yapılan müdahale ile oldukça zarar görmüş olan imajı çalakalem düzeltme çabası açıkça okunuyor, kuyruğu dik tutma denemesi, şirinlik oyunları filan… Herkesin de bunu “yediğini” sanıyorlar.
Neyse… Devlet Alevi yurttaşını niye kucaklamadı? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti Aleviler ile anlaşmak değil, uzlaşmak istiyor. Arada çok ama çok büyük bir fark var. Ne sökse, ne koparsa, ne tırtıklasa kâr; bakış açısı bu. Hele Cem Vakfı’nın son ihanetinden sonra (kimse kusura bakmasın nerden baksanız bu başka türlü nitelenemez) müstakbel Alevi açılımının hiçbir gerçek tatmin getirmeyeceğinin emareleri kanımca ortaya çıktı. Alevi Çalıştayları’nın da cemaatin zemininde yapılması ve çalıştaydaki diğer sayısız ciddiyetsizlikler zaten bunun ilk göstergelerindendi. Devlet Alevi yurttaşlarını cemaatin vicdanına emanet etti, bir okuyucumun da dediği gibi “Cem Vakfı da Aleviler’i cami avlusuna terk etti”. Sonuç olarak canım devletim, Başbakan’ın da dediği gibi Aleviler’i camiye davet etmeyi Alevi açılımı olarak görmeye devam edecek, ama dilini nasıl yuvarlayacağına henüz karar veremiyor olabilir. Devletin “kendi Alevisini” yaratma peşinde olduğu kesin. Bu arada, “kuşlar” Alevi paketinin içinde dedelere maaş konusunun da olduğunu haber veriyorlar. Bu, devletin kendi Alevisinini yaratma çabasının en önemli basamağıdır ve gerçek anlamda Aleviliği bitirme projesinin bir parçası olarak gündeme gelebilir. Bu sinsi oyunu savunan hiçbir “gerçek” Alevi kurumu, inanç önderi yoktur.
Aleviler’in temel talepleri belli. Cemevleri’ne yasal statü verilecek ve bununla paralel uygulamalar ivedilikle hayata geçirilecek ( bu konuda tekke ve zaviyelere dair geçmişteki düzenlemeleri Aleviler’in önüne engel diye getirme uyanıklığından artık vazgeçilsin) Ayrıca Diyanet Aleviler’i tam olarak tatmin edecek bir yapıya büründürülecek, elbette mali olanakları ile birlikte. Ben hiçbir şekilde Diyanet’in lağvedilmesinden yana değilim. Bunu savunan kimi Alevi ileri gelenleri konuyu yalnızca bu kesim açısından düşünüyor. Peki, bu arkadaşlar Diyanet’in olmadığı bir ülkede diğer dini anlayışların nasıl evrilebileceği üzerine de kafa yoruyorlar mı? Balkanlar’da, Türk Cumhuriyetleri’nde din konularındaki devlet boşluğunu Vahhabiler, cemaatler ve tarikatlar kapatıyor. Gittim, bizzat kendi gözlerimle gördüm. Lütfen bu konu tartışılmasın bile. Ancak Diyanet’i -bütün yan kuruluşları ile birlikte- Aleviler’in de eşit olarak yararlanabileceği bir yapıya büründürmeli ve zamanı geldiğinde bütün taraflar artık gerçek bir laik devletin gereği olarak Diyanet’i lağvetmeli, ama şu aşamada değil. Kanımca henüz çok ama çok erken… Yakın zamanda bu kadar olgunlaşma ihtimalimiz var mı onu da bilemiyorum.
Temel olarak Alevi sorununun çözümlenememesindeki sorunlardan biri de, Aleviler’in bir araya gelip kendilerine bir “çatı örgüt” kuramamış olmalarıdır. Bunun gerçekleşmemesi için devlet de elinden geleni yaptı zaten. Gene de bu kadar eğitim seviyesi yüksek bir popülasyonun böylesi bir zafiyeti oldukça düşündürücü. Sebepleri muhtelif… Sorunlarını, inançlarını, beklentilerini kendilerine ve diğerlerine anlatmak için yeterli kapsayıcı adım atmayanlar bizzat Aleviler’in kendisidirler. Bu kadar zayıf bir yapıyı parçalamak çok basitti; devlet+cemaat el ele bunu azimle başardılar. Ekonomik yaşamdan dışlanmış, alt gelir guruplarına iteklenmiş, büyük oranda fakir ya da orta sınıftan bir popülasyonun da uyanık, ama zengin dini gruplar tarafından çembere alınması, gençlerinin “çalınması” kolaydı ve bu da oldu. Son tahlilde bu konudaki büyük zafiyet Aleviler’in kalem tutanlarının, fikir adamlarının, inanç önderlerinin öngörüsüzlüğüdür (az sayıda da olsa çıkarları doğrultusunda inancına ihanet etmiş kişileri de unutmamalı.) Şimdi devlet tarafında ortaya atılacak şey de bu zayıf yapının eleştiri gücünün ne kadar olacağı ile doğru orantılı olarak gelişecek. Çok iyimser değilim.
Aleviler bu ülkede inanç anlamında da eşit yurttaşlar olmak istiyorlar. Aleviler, yıllardır onları devlet kurumlarından, bürokrasiden dışlayan zihniyetin artık son bulmasını istiyorlar. Evrensel değerlerle beslenmeyen hiçbir talepleri olmadı, olamaz ve olmayacaktır da. Bütün bu iyi niyete rağmen, eğer devlet Aleviler’i tatmin etme konusunda samimi adımlar atmazsa, kendi Alevisini yaratmaya kalkarsa, çoğu cemaat ile bağlantılı işbirlikçi sözde Alevi kurumları ile Aleviler’in sorunlarını tartışmaya, çözümü onlarla aramaya, onların söylemlerini Alevilere dayatmaya kalkarsa (ya da buna devam ederse) selam olsun meydanlara! O gün geldiğinde de hiç kimse çıkıp Alevileri eleştirmeye kalkışmasın. Çünkü bence Aleviler sabırlarını erdemle yeteri kadar ortaya koydular. Bunca oyundan, bunca sinsi yaklaşımdan, bunca kirli adamın açık, ya da örtülü bir şekilde, çirkefçe ve gayri ahlaki, gayri vicdani yollarla inançlarına saldırmalarından artık bıktılar. Ayrıca devlet Gülen Cemaati’nin Alevileri huzursuz eden tutumunu da takip etmelidir. Yurttaşlarının bir kısmı üzerinde böylesi bir huzursuzluk nedenine müdahil olmayan devlet, devlet olamaz. Cemaat tepkilerden çıkarımlar yapıp kendi alanına çekilmiyorsa, devlet Aleviler’in huzurunu sağlamalıdır. Bu, cemaatle işbirliği içindeki küçük bir çıkar grubu hariç, bütün Aleviler’in beklentisidir.
Aleviler için artık deniz bitti, söz bitti, yol bitti, top devlette. NOKTA!
Alevi forum,alevi köyleri,alevi türküleri,alevi ünlüler,alevi sözleri,alevilik nedir,alevi nedir