Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Alevi misin vay vay, Kızılbaş mısın vay vay
#1

Dün açıklanan ‘demokrasi paketi’ ile Kızılbaş-Alevi kitleleri bu ülkede ne kadar ciddiye alındıklarını, sağolsunlar ‘iktidardakiler’ sayesinde bir kere daha iyice anladılar.

Yıllarca insan/yurttaş olmaktan kaynaklı haklarını talep etmelerine rağmen ne yazık ki, %99’cu olan egemen zihniyetin gündeminde bir türlü yer alabilmiş değiller.

Bana sakın “daha ne istiyorsun birader, koskoca Nevşehir Üniversitesi’nin adı, Hacı Bektaş-i Veli Üniversitesi olarak değiştirildi, kolay mı sanıyorsun bunları?” demeyin. Bu bir kabus olmalı! İnanılacak gibi değil... Yani bu ülkede yaşayan milyonlarca insanın temel hak ve özgürlükleri böyle geçiştirilmemeliydi...

Hani ‘ileri demokrasi’nin bilmem kaçıncı vitesindeydik? Acaba diyorum “bu ülkenin yöneticileri ile Kızılbaş-Alevi kesimin bir iletişim problemi mi var?” Olması için bir neden yok bence. O halde sorun ne? ‘Demokrasi paketi’ açıldı açılmasına da yine Kızılbaş-Alevilerin beklentileri boşa çıktı.

Derdini, meramını Kızılbaş-Aleviler nasıl anlatmalı? Neden talepleri görmezden, duymazdan geliniyor. Bu ülkede bir insan Türk-Sünni kimliğine sahip değilse, doğal olması gereken hak ve özgürlüklerinden mahrum mu kalmalı?

“Türkiye değişiyor” deniyor, “askeri vesayet dönemi bitti” deniyor, ama tam da değişti denilen dönemin zihniyetine uygun olan yaklaşımlar, Kızılbaş-Aleviler için hala devam ediyor. Birkaç örnek;

· Diyanet İşleri Başkanlığı’na ayrılan bütçe arttırılıyor ve vergi veren tüm yurttaşlar olarak resmen Sünni-Hanefi mezhebine çalışıyoruz. Bu durumdan hiçbir Diyanet İşleri çalışanı da rahatsız olmuyor. Bu kurumun feshedilmesini istemek tabii ki birilerini güldürüyor. Oldukça ilginç bir durum!
· Zorunlu din derslerine zulüm diyen Kızılbaş-Aleviler, bu dersin herkes için seçmeli hale getirilmesini talep ediyor. Tık yok! Aksine ‘iktidardaki birileri’ buna karşılık “ya öylemi” dercesine al sana ‘Hz.Muhammed’in Hayatı’ dersi, al sana ‘Kuran-ı Kerim’ dersi, “bak bunlar seçmeli” diyor.
· Nüfus cüzdanından din hanesinin kaldırılması isteniyor, çünkü kimse dinini veya dinsizliğini açıklamak zorunda değildir. Ama burası Türkiye! Gel de laf anlat...
· En temel mesele olan ‘Cemevi’nin ibadethane sayılması... Gel gör ki buna “problemli bir istek, sakıncalı bir durum” muammelesi çekiliyor. Bir anlamda olmaz demeye getiriliyor...
· Madımak Oteli’nin ‘Utanç Müzesi’ yapılması istemi. Bu da çok zor bir iş olsa gerek. Zor olmasaydı eğer, insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımının olmaması yönünde başka bir istek daha dillenecekti ama neyse...

Aslında Kızılbaş-Aleviler çok şey istemiyor. Sadece anlaşılmak ve eşit yurttaşlıktan doğan en temel hak ve özgürlüklerini barışçıl ve demokratik yolardan dillendirerek yaşama geçmesini ve bir nihayete ermesini istiyorlar.

Ne herhangi bir inanca hakaret ediyorlar, ne herhangi bir inancı tarif ediyorlar, ne de herhangi bir inancın mensubunun nerede, nasıl ibadet edeceği hakkında hüküm veriyorlar. Kimsenin inancını tarif etmiyor ve de karışmıyorlar... Çünkü daha dünya üzerinde laiklik kavramı yok iken, kadim Anadolu ve Mezopotamya uygarlıklarından edindikleri güzel bir mirası yani, insanların neye inanıp inanmadıklarını önemsemeden yan yana beraberce yaşamanın yolunu benimsiyorlar. İnsanları inancına göre sınıflandırma ve değerlendirme peşinde değiller. Çünkü insanı insan yapan, kendi özüne yaptığı yolculuktur...

Kızılbaş-Aleviler iktidara şu soruyu oldukça açık bir şekilde soruyorlar; “Neden hala kültürümüzü, inancımızı, felsefemizi korkmadan, saklanmadan, gizlenmeden, iftiraya uğramadan, açıkça ifade edemeden, özgürce yaşayamıyoruz?”

Oldukça basit bir soru. Bence cevabı da basit olmalı...

Kızılbaş-Aleviler bulundukları heryerden şöyle sesleniyorlar: “Lütfen, artık bizimde bu ülkede yaşadığımızı farkedin!”

İlerleyen günlerde herhangi bir değişiklik olmazsa, ki olmayacağa benziyor, Kızılbaş-Aleviler açısından iktidar tarafından dillendirilen “demokratikleşiyoruz”, “ileri demokraside ilerliyoruz”, “bu paket sizi üzmesin, bir sonraki pakete inşallah”, “Alevilere yönelik çalışmalarımız devam ediyor” gibi söylemlerin, iktidarın günü kurtarıcı ve yerel seçim öncesine yönelik manevralar olduğu iyice açığa çıkacak.

Aslında Kızılbaş-Alevi kitlesinin taleplerinin karşılanması zor değil. Devletin denetimindeki, güvencesindeki ve desteğindeki ‘Sunni-Hanefi’liğin yerine, devletin din işlerine karışmadığı, her hangi bir inancın yanında taraf tutmadığı ve her inanca eşit mesafede durduğu yani gerçek anlamda bir laikliğin hem zihinlerde hem de pratikte sağlanmasına yönelik adımların atılmasıyla gerçekleşebilir. Bence bu garipsenecek ve gerçekleşmesi imkansız birşey değil...

Eğer “yok olmaz” deniliyorsa, o zaman engel nedir?

Alevi forum,alevi köyleri,alevi türküleri,alevi ünlüler,alevi sözleri,alevilik nedir,alevi nedir
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular / Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Son Yorum Yazar: bektasi
02-06-2014, 05:27 PM
Alevi misin?
bektasi
Son Yorum Yazar: bektasi
08-12-2013, 02:40 AM

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi