12-15-2013, 11:39 PM
Kan davasını sürdüren aşiretleri duyan herkes ‘cahillik işte!’ diyor. Çünkü hiçbir kan davsının sonu yok. Kan davası güden herkes zarar görür, her iki taraf acı çeker. ‘İslam coğrafyasının en uzun süren kan davası hangisi?’ diye sorulsa, hiç tereddüt etmeden ‘Alevi – Sünni kavgası’ diye cevaplarım.
‘Hangi taraf haklı, kim karlı çıktı?’ gibi sorular, yaşanan acıların yanında anlamsız kalıyor. Dünya’da %100 adalet bekleyen insanlar, ahrete olan inançlarını sorgulamak zorundalar.
Alevi imam
Daha İHL’ye kayıt yaptırırken başlamış ‘Alevi’den imam olur mu?’ hikayesi. Ayrıntısını yeni kitap çalışmamda anlatacağım inşallah. Semih Hoca’nın yaşadıklarını dinlerken, dudaklarımdan en çok ‘cehalet’ kelimesi döküldü.
Alevi köyünden birisini İmam Hatip Lisesi’ne kayıt yapmak istemeyen, İlahiyat mezunu (!) Müdür Yardımcısına ne demeli?
İHL son sınıf öğrencisiyken elinden cübbesini alıp başka bir öğrenciyi mihraba geçiren imam efendiye ne demeli?
‘İmama kızımı veririm ancak Alevi imama vermem’ diyen hacı amcaya ne demeli?
‘İmam olmasaydın sana kızımı veririm!’ diyen Alevi amcaya mı kızmalı?
Semih Hoca, Alevi kökenli olmasına rağmen babası tarafından İmam Hatip Lisesine gönderilmiş. İmam Hatip bittikten sonra bir müddet Mısır el-Ezher üniversitesinde okumuş, kısa süren Kur’an kursu hocalığından sonra imamlığa başlamış.
Alevilerin ‘Yezit’ gözüyle baktığı, Sünnilerin ‘Alevi’ diye dışladığı bir imamlık süreci yaşamış. İç Anadolu’da küçük bir ilçede uzun yıllardır imamlık yapıyor. ‘Alevi bir imam’ olarak bilinmenin sıkıntılarını hem camide, hem müftülükte, hem çarşı pazar’da yaşamış. En büyük sıkıntıyı ise evlenme sürecinde yaşamış.
‘Evleneceğim kişi namazlı abdestli olsun’ diye düşünürmüş sürekli. Kız istemek için kapısını çaldıkları alevi ailelerinde ‘imam’ olduğu için, Sünni ailelerde ‘Alevi’ olduğu için sıkıntı yaşamış. Birçok yerde, tam söz kesilecekken vazgeçmişler kızlarını vermekten. Yaşadığı birçok kız isteme vakasını anlattı. Burada sadece bir tanesini sizinle paylaşayım.
İlkokulu birlikte okuduğumuz ‘çarşaflı’ bir bayan aracı oldu bana. Kızı istemeye gittik. İmam olduğumu bilen aile kızlarını vermeye niyetliydiler. Birkaç kez görüştük. Tam söz kesilecekken, kızın babası benim Alevi kökenli olduğumu duymuş. ‘Alevi olduğunuzu bilmiyordum. Ben Alevi’ye kız vermem!’ deyince, aracı olan ‘çarşaflı’ ilkokul arkadaşım ‘bende Alevi’yim amca’ dedi. Bütün ev halkı şaşırdı. O kapıdan da eli boş döndük.
Cehalet
Aynı Allah’a, ayı Peygambere, aynı kitaba inanmış insanlar, nasıl oluyor da birbirleri hakkında bu kadar cahil kalabiliyorlar? Bu sorunun, benim gözümde ki en geçerli cevabı, cehalettir.
Sünniler kendi mezhep imamlarının kitaplarını ve fikirlerini okumaktan, Kur’an okumaya zaman ayırmıyorlar. Kur’an meali / tefsiri okuyarak ‘Allah ne istiyor?’ sorusunun cevabını, en sağlam kaynaktan öğrenmeleri gerekirken, ölülere okunacak kitaba çevirdiler Kur’an’ı.
Aleviler, Alevi ve Bektaşi kitaplarını okudukları kadar Allahın kelamı Kur’an’ı okumuyorlar.
Sünniler, hoca ve şeyhlerini, Aleviler dedelerini dinledikleri kadar, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’yı dinleyip anlamaya çalışsalar, kavgalar bitecek.
Ne Hz. Ali Aleviydi, ne Halife Ebubekir Sünni. Bu gerçeği bile görmeyecek kadar kör olanlara laf anlatmak, deveye hendek atlatmakta çok daha zordur.
Türkiye’de Alevi – Sünni problemi yok aslında. Asıl problem, Kur’an’sız ve Peygambersiz ‘atalar dini’ yaşama cehaletimizdir.
Sait ÇAMLICA
‘Hangi taraf haklı, kim karlı çıktı?’ gibi sorular, yaşanan acıların yanında anlamsız kalıyor. Dünya’da %100 adalet bekleyen insanlar, ahrete olan inançlarını sorgulamak zorundalar.
Alevi imam
Daha İHL’ye kayıt yaptırırken başlamış ‘Alevi’den imam olur mu?’ hikayesi. Ayrıntısını yeni kitap çalışmamda anlatacağım inşallah. Semih Hoca’nın yaşadıklarını dinlerken, dudaklarımdan en çok ‘cehalet’ kelimesi döküldü.
Alevi köyünden birisini İmam Hatip Lisesi’ne kayıt yapmak istemeyen, İlahiyat mezunu (!) Müdür Yardımcısına ne demeli?
İHL son sınıf öğrencisiyken elinden cübbesini alıp başka bir öğrenciyi mihraba geçiren imam efendiye ne demeli?
‘İmama kızımı veririm ancak Alevi imama vermem’ diyen hacı amcaya ne demeli?
‘İmam olmasaydın sana kızımı veririm!’ diyen Alevi amcaya mı kızmalı?
Semih Hoca, Alevi kökenli olmasına rağmen babası tarafından İmam Hatip Lisesine gönderilmiş. İmam Hatip bittikten sonra bir müddet Mısır el-Ezher üniversitesinde okumuş, kısa süren Kur’an kursu hocalığından sonra imamlığa başlamış.
Alevilerin ‘Yezit’ gözüyle baktığı, Sünnilerin ‘Alevi’ diye dışladığı bir imamlık süreci yaşamış. İç Anadolu’da küçük bir ilçede uzun yıllardır imamlık yapıyor. ‘Alevi bir imam’ olarak bilinmenin sıkıntılarını hem camide, hem müftülükte, hem çarşı pazar’da yaşamış. En büyük sıkıntıyı ise evlenme sürecinde yaşamış.
‘Evleneceğim kişi namazlı abdestli olsun’ diye düşünürmüş sürekli. Kız istemek için kapısını çaldıkları alevi ailelerinde ‘imam’ olduğu için, Sünni ailelerde ‘Alevi’ olduğu için sıkıntı yaşamış. Birçok yerde, tam söz kesilecekken vazgeçmişler kızlarını vermekten. Yaşadığı birçok kız isteme vakasını anlattı. Burada sadece bir tanesini sizinle paylaşayım.
İlkokulu birlikte okuduğumuz ‘çarşaflı’ bir bayan aracı oldu bana. Kızı istemeye gittik. İmam olduğumu bilen aile kızlarını vermeye niyetliydiler. Birkaç kez görüştük. Tam söz kesilecekken, kızın babası benim Alevi kökenli olduğumu duymuş. ‘Alevi olduğunuzu bilmiyordum. Ben Alevi’ye kız vermem!’ deyince, aracı olan ‘çarşaflı’ ilkokul arkadaşım ‘bende Alevi’yim amca’ dedi. Bütün ev halkı şaşırdı. O kapıdan da eli boş döndük.
Cehalet
Aynı Allah’a, ayı Peygambere, aynı kitaba inanmış insanlar, nasıl oluyor da birbirleri hakkında bu kadar cahil kalabiliyorlar? Bu sorunun, benim gözümde ki en geçerli cevabı, cehalettir.
Sünniler kendi mezhep imamlarının kitaplarını ve fikirlerini okumaktan, Kur’an okumaya zaman ayırmıyorlar. Kur’an meali / tefsiri okuyarak ‘Allah ne istiyor?’ sorusunun cevabını, en sağlam kaynaktan öğrenmeleri gerekirken, ölülere okunacak kitaba çevirdiler Kur’an’ı.
Aleviler, Alevi ve Bektaşi kitaplarını okudukları kadar Allahın kelamı Kur’an’ı okumuyorlar.
Sünniler, hoca ve şeyhlerini, Aleviler dedelerini dinledikleri kadar, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’yı dinleyip anlamaya çalışsalar, kavgalar bitecek.
Ne Hz. Ali Aleviydi, ne Halife Ebubekir Sünni. Bu gerçeği bile görmeyecek kadar kör olanlara laf anlatmak, deveye hendek atlatmakta çok daha zordur.
Türkiye’de Alevi – Sünni problemi yok aslında. Asıl problem, Kur’an’sız ve Peygambersiz ‘atalar dini’ yaşama cehaletimizdir.
Sait ÇAMLICA
Alevi forum,alevi köyleri,alevi türküleri,alevi ünlüler,alevi sözleri,alevilik nedir,alevi nedir