03-26-2016, 02:15 AM
ABD üniversite görevlisinin Anadolu’da yaptığı çalışmalarda son 600 yılı kapsayan kaynaklar arasında Alevi tarihine ışık tutacak el yazıları bulundu.
Geçen cumartesi, İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi’ndeki bir panelde, ABD William & Mary Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ayfer Karakaya Stump, ‘Vefailik, Bektaşilik, Kızılbaşlık’ adlı kitabını tanıttı. ‘Aleviliğin Yazılı Kaynakları’ adı altında düzenlenen panelde gündeme getirilen bulgular izleyicilere sunuldu.
Alevilikle ilgili son çalışmalarını katılımcılarla paylaşan Karakaya, yıllarca Alevi köylerinde iğneyle kuyu kazar gibi yaptığı çalışmaları bir kitapta derlediğini belirterek, “Daha çok 14. ve 20. yüzyıl arasını kapsayan bu kaynaklar arasında Alevi tarihine ışık tutacak olan el yazmaları var” dedi. Ayfer Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü; “Bunları Alevi dedeleri sır gibi yüzyıllarca saklamış, korumuş.
Öyle ki bunları taliplerine bile göstermek istemiyorlar. Özellikle Malatya ve Adıyaman Alevi köylerinde birebir yaptığım görüşmelerle bu yazmaların ancak fotoğraflarını çekebildim. Şu anda dijital ortamda koruyorum. Belgeler içinde 1678 yılına ait üzerinde özel bir mührün bulunduğu bir Safevi hilafet namesi, 1792 yılına ait Türkçe ve Çağatayca yazılmış bir Kerbela seceresi, 1643 yılına ait bir Adıyaman buyruk nüshası gibi kimisi 4-5 metre uzunluğunu bulan yazmalar var”.
“Alevilik inancının yazılı kaynakları yoktur” şeklinde masa başında söylenmiş yanlış bir anlayış olduğunu belirten Karakaya, “Bu bulgular Aleviler göçebedir, cahildir şeklinde kabul gördürülmeye çalışılan inancı yıkmaktadır. Aslında ele geçirilen bu yazmalar gösteriyor ki Alevilik inancı çok eskidir ve araştırılmayı bekliyor. Bu özel şahısların elinde bulunan belgeler, kaynaklar çok önemli ve hak ettikleri değeri bulamamışlar. Çoğu uygunsuz koşullarda silinip gidiyor.
Mutlaka arşivlenmeleri gerekiyor. Anadolu, Mezopotamya ve Balkanlar gibi geniş bir coğrafyanın tarihine ışık tutacak bu mirasa devlet sahip çıkmıyor, talan ediyor.
Burada sivil toplum kuruluşları harekete geçip bu mirası korumalıdır” dedi. Karakaya sözlerine şöyle devam etti; “Bugün tamamen kültürel mirası reddeden bir düzen var. Aleviler asimilasyona uğratılarak Sünnileştiriliyorlar. Aleviliğin bir kıvamı vardır ve yüzyıllardır Alevi dedeleri bunu sağlayabilmiştir. Ama şimdi bu belgeler yok edilmeye çalışılıyor.”
“Ayrıca Alevi deyişleri de birer kaynaktır, iyi yorumlamak gerekir” diyen Karakaya’nın, Alevi toplumuna şu şekilde bir çağrısı da oldu: “Aleviler olarak bu kültürel mirası korumak için çok basit ama önemli bir şey yapmayı öneriyorum. Örneğin hepimiz ailelerimizdeki yaşlılarla konuşup onlara geçmişte yaşadıklarıyla ilgili sorular sorup, anılarını, başından geçenleri kayıt altına alabiliriz”
acikgazete.com
alevi haber
Geçen cumartesi, İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi’ndeki bir panelde, ABD William & Mary Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ayfer Karakaya Stump, ‘Vefailik, Bektaşilik, Kızılbaşlık’ adlı kitabını tanıttı. ‘Aleviliğin Yazılı Kaynakları’ adı altında düzenlenen panelde gündeme getirilen bulgular izleyicilere sunuldu.
Alevilikle ilgili son çalışmalarını katılımcılarla paylaşan Karakaya, yıllarca Alevi köylerinde iğneyle kuyu kazar gibi yaptığı çalışmaları bir kitapta derlediğini belirterek, “Daha çok 14. ve 20. yüzyıl arasını kapsayan bu kaynaklar arasında Alevi tarihine ışık tutacak olan el yazmaları var” dedi. Ayfer Karakaya sözlerini şöyle sürdürdü; “Bunları Alevi dedeleri sır gibi yüzyıllarca saklamış, korumuş.
Öyle ki bunları taliplerine bile göstermek istemiyorlar. Özellikle Malatya ve Adıyaman Alevi köylerinde birebir yaptığım görüşmelerle bu yazmaların ancak fotoğraflarını çekebildim. Şu anda dijital ortamda koruyorum. Belgeler içinde 1678 yılına ait üzerinde özel bir mührün bulunduğu bir Safevi hilafet namesi, 1792 yılına ait Türkçe ve Çağatayca yazılmış bir Kerbela seceresi, 1643 yılına ait bir Adıyaman buyruk nüshası gibi kimisi 4-5 metre uzunluğunu bulan yazmalar var”.
“Alevilik inancının yazılı kaynakları yoktur” şeklinde masa başında söylenmiş yanlış bir anlayış olduğunu belirten Karakaya, “Bu bulgular Aleviler göçebedir, cahildir şeklinde kabul gördürülmeye çalışılan inancı yıkmaktadır. Aslında ele geçirilen bu yazmalar gösteriyor ki Alevilik inancı çok eskidir ve araştırılmayı bekliyor. Bu özel şahısların elinde bulunan belgeler, kaynaklar çok önemli ve hak ettikleri değeri bulamamışlar. Çoğu uygunsuz koşullarda silinip gidiyor.
Mutlaka arşivlenmeleri gerekiyor. Anadolu, Mezopotamya ve Balkanlar gibi geniş bir coğrafyanın tarihine ışık tutacak bu mirasa devlet sahip çıkmıyor, talan ediyor.
Burada sivil toplum kuruluşları harekete geçip bu mirası korumalıdır” dedi. Karakaya sözlerine şöyle devam etti; “Bugün tamamen kültürel mirası reddeden bir düzen var. Aleviler asimilasyona uğratılarak Sünnileştiriliyorlar. Aleviliğin bir kıvamı vardır ve yüzyıllardır Alevi dedeleri bunu sağlayabilmiştir. Ama şimdi bu belgeler yok edilmeye çalışılıyor.”
“Ayrıca Alevi deyişleri de birer kaynaktır, iyi yorumlamak gerekir” diyen Karakaya’nın, Alevi toplumuna şu şekilde bir çağrısı da oldu: “Aleviler olarak bu kültürel mirası korumak için çok basit ama önemli bir şey yapmayı öneriyorum. Örneğin hepimiz ailelerimizdeki yaşlılarla konuşup onlara geçmişte yaşadıklarıyla ilgili sorular sorup, anılarını, başından geçenleri kayıt altına alabiliriz”
acikgazete.com
alevi haber