Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Güney'de yeniden mezhep gerginliği endişesi
#1

ANTAKYA, Türkiye—Sınır kenti Antakya'da, sağ-sol çatışmasının yaşandığı yıllarda, Esma'nın ilk çocuğunun doğumu için hastaneye gitmekten korkmasına neden olmuştu.

Bir Nusayri ya da Arap Alevisi olarak korkmasına neden olan, Sünni sağcı gruplar ve kendi mezhebinden gelen solcular arasındaki sokak çatışmalarıydı.

Aradan 30 yıl geçen ve şimdi torun sahibi olan 60 yaşındaki Esma yine huzursuz.

Yaşadığı mahallede üç Alevi'nin ölmesine neden olan son protesto olaylarına işaret eden Esma, "O günlerin geri gelmesinden korkuyoruz," dedi. Tepki görme korkusuyla soyadını vermek istemeyen Esma, "Akşamları şehir merkezine dahi gidemiyoruz," diye konuştu.

Etnik şiddetin son alevlendiği 1970 sonlarından bu yana bölge çok etnikli hoşgörünün bir kalesi haline geldi, Sünni ve Alevi liderlerin mezhep gerilimlerini yatıştırmasıyla geniş çaplı övgü aldı.

Ancak Suriye sınırının öte yanında yaşanmakta olan iç savaş, özellikle güneyde olmak üzere toplum ilişkilerini etkiliyor. Sünni mezhebiyle anlaşmazlık içinde olan Şiiler ile yakın kollardan gelen Türk Aleviler, hükümetin Sünni yönelimli iç politikası ve Suriye'de Sünni hakimiyetindeki muhalefete büyük bir destek vermesinin Türk toplumları arasındaki bölünmeleri arttırdığını söylüyor.

Yakın zamanda, Antakya'nın Alevi topluluğunun önde gelenleri, Alevi mahallelerinde yaşanan protestoların Sünni-Alevi çatışmasına dönüşmemesi için sokak gösterilerini sonlandırmak üzere, gençleri ikna etti.

Bölgedeki Alevi Ehl-i Beyt Kültür ve Dayanışma Vakfı (EHDAV) başkanı Ali Yeral, "Protestoların Sünni-Alevi çatışmasına dönmesinden korktuk," şeklinde konuştu. Yeral, "Polis ve valilik Sünni grupların da sokağa inmeye hazırlandığı uyarısında bulundu," dedi.

Türkiye'de yaz aylarında yaşanan hükümet karşıtı protestolarda altı kişi hayatını kaybederken bunların beşi Alevi ve Nusayri kökenli protestoculardı.

Eylül ayından bu yana İstanbul ve başkent Ankara'nın bazı Alevi mahallelerinde yeniden gösteriler yapılmaya başladı. Geçen Pazar günü, ayrımcılığı protesto eden ve yeni anayasada resmi olarak tanınmak isteyen binlerce Alevi İstanbul'da gösteri yaptı. Yeniden alevlenen bu gösterilerin bazıları daha mezhepçi bir havada geçerken, yazın manşetlere çıkanlardan daha küçük çapta kaldı.

Türkiye'deki Alevi ve Nusayri gruplar arasında dil ve dini ritüeller anlamında bazı farklılıklar bulunuyor. Kürtçe ve Türkçe konuşan Aleviler'den farklı olarak Arapça konuşan Nusayriler Suriye rejimiyle yakın bağlara sahip. Ancak her iki grup da Türk hükümetinin Suriye'deki Sünni muhaliflere verdiği destekten rahatsızlık duyuyor.

Antakya sokaklarında Aleviler, bölgede yaşayan Sünniler'den çok, sınırda çeşitli eylemler içinde olan Sünni cihatçılardan korktuklarını söylüyorlar. Suriyeli muhaliflerin ve aktivistlerin Türk Aleviler'in dükkanlarını boykot ederek ve zaman zaman Alevi doktorlar tarafından tedavi edilmeyi reddederek toplumlar arasındaki gerilimi tetiklediğini iddia ediyorlar.

Antakya'nın merkezinde bakkal dükkanı işleten, 40 yaşındaki Alevi kökenli Ahmet, "Suriyeliler bize her zaman hangi mezhepten olduğumuzu soruyor. Onlara burada bunun kabul edilebilir olmadığını söylüyoruz," diyor.

Türkiye'deki mezhep çatışmalarının alevlenmesi Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirmek isteyen Türkiye hükümetini zor bir duruma sokuyor. Sünni muhaliflere yardım edilmesi Türkiye'nin kendi Alevi ve Nusayri toplumlarını öfkelendirebilir ancak desteği azaltmak Şam rejiminin güçlenerek ömrünün uzaması anlamına gelebilir.

Bölgede Sünni-Alevi anlaşmazlığına yönelik endişeler ilk olarak, Türkiye'deki Suriyeli muhalif savaşçıların üssü haline gelen Reyhanlı'da iki araçta patlayan bombaların 52 kişinin ölümüne neden olduğu Mayıs ayında artmaya başladı. Suç soruşturması henüz sonuçlanmadı ancak hükümet ve polis, delillerin Esad'ın istihbarat servisi ve onlarcası saldırının ardından yakalanan radikal solcu Türk Aleviler'e işaret ettiğini belirtiyor.

Reyhanlı'daki saldırının ardından bölge sakinleri hassas bir dengede duran ilişkilerin bozulmaması için bilinçli olarak çaba gösterdi. Aleviler arasından temsilciler Reyhanlı kurbanlarının ailelerini ziyaret ederek taziyelerini iletti. Benzer şekilde Reyhanlı kurbanlarının aileleri de kendi mahallelerinde, protestolarda hayatını kaybeden Aleviler'in ailelerine ziyarette bulundu.

Ancak Suriye politikası mezhepler arası gerginliklerin artmasının tek nedeni değil. Aleviler yaz başında, İstanbul'a yapılacak 3. köprüye binlerce Alevi'yi katlettiği iddia edilen Yavuz Sultan Selim'in isminin verilecek olmasına tepki gösterdi. Geçen ay ise AKP'li bir milletvekili Cem Evleri'nin sağcı ve Esad yanlısı gruplar için "terörist yuvası" haline geldiği suçlamasında bulundu.

Hükümet ise ayrımcılık suçlamalarını reddederek AKP'nin iktidarda bulunduğu on yıl boyunca azınlıkların sahip olduğu özgürlükleri genişlettiğini savunuyor.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ekim başında yaptığı bir konuşmada, "Bu ülkede benim ne Kürt vatandaşım ne Alevi vatandaşım herhangi bir ayrıcalığa tabi değildir. Hepsi de bu ülkede parlamentoya girmekse parlamentoya da giriyor, öyle mi? Devletin en yüksek kademelerinde görev almaksa o görevleri de alıyorlar, öyle mi? Alevi vatandaşlarımıza karşı bir ayrıcalık var mı? Böyle bir şey var mı? Alevi, Sünni böyle bir şey var mı? Yok." dedi ve hükümetinin Aleviler için ne gerekiyorsa yapacağını ekledi.

Şüphesiz Orta Doğu'nun bütününe bakıldığında Türkiye'deki mezhepsel denge bölgenin kalanına göre çok daha sağlam. 1970 sonlarında Esma'nın evden çıkamamasına neden olan sokak çatışmaları Aleviler ve Sünniler'in sağ ve sol eğilimli kamplara ayrılmasıyla büyük oranda siyasi bir kavga olarak başladı.

Uluslararası Kriz Grubu yöneticisi Hugh Pope "Orta Doğu'nun mezhep ilişkilerine bakıldığında Türkiye umutsuzluğun yanından dahi geçmiyor," dedi. Pope, "Gerçek değil, hissedilen, fiili bir çatlak var. Ancak insanların akıllarında yeni normlar yarattığı için bu da önem taşıyor." dedi.

Pope ayrıca hükümetin daha katılımcı ve birleştirici bir politikayla gerilimi azaltabileceğini ve Aleviler'i hedef alan "pasif ayrımcılığı" ortadan kaldırabileceğini ekledi.

Birçok Alevi, hükümetin fiili adımlar atmadığından, örneğin ibadethanelerini, Cem Evleri'ni tanımak gibi imtiyazlar sağlamadığından ve bunlar için bütçe ayrılmadığından şikayetçi.

İstanbul'da Aleviler'in ağırlıkta olduğu semtlerden Gaziosmanpaşa'da, Gazi Cem Evi Vakıf başkanı Veli Gülsoy, "Halkımızda bu yönde beklentiler vardı. İnşallah size artık yakın zamanda devletten maaş bağlanır, diyorlardı," dedi.

Gülsoy, "Ben de cemaatime, çok büyük beklentilere girmemelerini söyledim... Halen bizi asimile etme girişimi devam ediyor," dedi.

wsj.com.tr

Alevi forum,alevi köyleri,alevi türküleri,alevi ünlüler,alevi sözleri,alevilik nedir,alevi nedir
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular / Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
Son Yorum Yazar: çerağ
06-18-2018, 07:42 PM
Son Yorum Yazar: çerağ
01-31-2016, 12:47 AM
Son Yorum Yazar: çerağ
12-30-2015, 01:52 AM
Son Yorum Yazar: çerağ
05-28-2015, 03:45 PM
Son Yorum Yazar: bektasi
12-22-2014, 01:01 PM
Son Yorum Yazar: Admin
10-08-2013, 02:49 AM

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi