11-08-2013, 05:44 AM
Hz. Ayşe, Muâviye ve Yezit'le değil, Osman'ın katilini cezalandırma konusunda Alî'ye karşı bir muhalefet örgütleyen Talha ve Zübeyr'le işbirliği yapmış ve Kûfe'ye gidip Alî'ye karşı savaşmak üzere kurulan orduya, bir deve üzerinde komuta etmiş...
Sayın Zülfü Livaneli, 31 Ağustos 2003 tarihli yazısında, Şiîler'in Ayşe ismini kullanmamalarını şöyle açıklıyor: "Peygamber'in hanımlarından Ayşe ismi de Şiîlerde küfür yerine geçer. Çünkü Ayşe, Muâviye ve Yezit'le birlikte davranıp Ehl-i Beyt'e düşmanlık etmiştir."
Sanıyorum cümlede yanılgı var. Hz. Ayşe, Muâviye ve Yezit'le değil, Osman'ın katilini cezalandırma konusunda Alî (Ö. Hicrî 40/661)'ye karşı bir muhalefet örgütleyen Talha ve Zübeyr'le işbirliği yapmış ve Kûfe'ye gidip Alî'ye karşı savaşmak üzere kurulan orduya, bir deve üzerinde komuta etmiş, bu yüzden bu savaşa Cemel Vakası (Deve Olayı) denmiştir.
Savaşta muhalifler yenilince askerleri içinde, yenilen düşmanın erkeklerini köle, kadınlarını cariye yapmak isteyenlerin önerilerini, "Anneniz Ayşe, kimin payına düşecek?" diyerek tersleyen Hz. Alî, Hz. Ayşe'yi, muhafız koruması altında Medine'ye göndermiştir. Bundan sonra siyasetle uğraşmayan Hz. Ayşe, Emevî yönetimini desteklememiştir. Zaten Ebubekir'in büyük oğlu Muhammed de Emevî ailesinden olan Osman yönetimine başkaldıranlar arasındaydı. Hz. Ayşe'nin, Muâviye ve Yezit'le işbirliği yapması söz konusu olamaz.
Zaten bu mümkün de değildi. Çünkü Muâviye'nin oğlu Yezît, Hz. Ayşe'nin vefatından (H. 59 / İ.S. 678) bir yıl sonra iktidara gelmiştir (H. 60 / İ.S. 679). Ayşe'nin, kendisinin ölümünden sonra iktidara gelmiş olan Yezit'le işbirliği yapıp Ehl-i Beyt'e düşmanlık etmesi söz konusu olamaz.
Kerbelâ olayı, Hz. Ayşe'nin ölümünden sonra cereyan etmiştir. Bu olayda Hz. Ayşe'nin parmağını aramak, tarihi gerçeklere uymaz. Kaldı ki Kur'an'da Ehl-i Beyt tabirinin geçtiği bağlam dikkatle okunursa, kastedilenlerin, başta Peygamber'in hanımları olmak üzere tüm aile bireyleri olduğu anlaşılır. Muhakkak ki Ayşe de Peygamber'in Ehl-i Beytindendi. Şu olay Ayşe'nin Muâviye'nin; İslâm'da devlet başkanının seçimle belirlenmesi yöntemini değiştirerek saltanat sistemini ortaya çıkarmasına karşı olduğunu gösterir.
Oğlu Yezit'i veliaht tayin eden Muâviye, Medine Valisi Mervan'a Yezit için halktan biat almasını emreder. Mervan, hutbesinde halktan Yezît'e biat etmelerini (oy vermelerini) isteyerek der ki: "Yüce Allah, müminlerin emirine, Yezît hakkında güzel bir düşünce göstermiş. Biliyorsunuz ki Ebubekir de Ömer'i kendi yerine bırakmıştı."
Cemaat arasında bulunan Ebubekir oğlu Abdurrahman (Hz. Ayşe'nin kardeşi) itiraz eder: 'Yani Heraklitlik mi (Bizans Krallığı) icat ediyorsunuz? Ebubekir, çocuklarından birini yerine bırakmadı. Ama Muâviye, kendi aile yaran için oğlunu yerine bırakmak istiyor. Çocuklarınıza biat mı edeceksiniz? Vallahi biz böyle bir şey yapmayız."
Mervan, "Şunu yakalayın" diye emir verince Abdurrahman, kızkardeşi Hz. Ayşe'nin evine girer, oraya girmeye cesaret edemezler. Böylece Abdurrahman kurtulur (Buhârî, Tefsîr: 46).
Hz. Ayşe'nin, iktidarın uygulamasına karşı çıkan kardeşini koruması da kendisinin, Muâviye yönetimini desteklemediğini gösterir.
Hz. Ayşe hakkında bu gerçeğin açıklanmasında yarar gördüm.
Süleyman Ateş
Sayın Zülfü Livaneli, 31 Ağustos 2003 tarihli yazısında, Şiîler'in Ayşe ismini kullanmamalarını şöyle açıklıyor: "Peygamber'in hanımlarından Ayşe ismi de Şiîlerde küfür yerine geçer. Çünkü Ayşe, Muâviye ve Yezit'le birlikte davranıp Ehl-i Beyt'e düşmanlık etmiştir."
Sanıyorum cümlede yanılgı var. Hz. Ayşe, Muâviye ve Yezit'le değil, Osman'ın katilini cezalandırma konusunda Alî (Ö. Hicrî 40/661)'ye karşı bir muhalefet örgütleyen Talha ve Zübeyr'le işbirliği yapmış ve Kûfe'ye gidip Alî'ye karşı savaşmak üzere kurulan orduya, bir deve üzerinde komuta etmiş, bu yüzden bu savaşa Cemel Vakası (Deve Olayı) denmiştir.
Savaşta muhalifler yenilince askerleri içinde, yenilen düşmanın erkeklerini köle, kadınlarını cariye yapmak isteyenlerin önerilerini, "Anneniz Ayşe, kimin payına düşecek?" diyerek tersleyen Hz. Alî, Hz. Ayşe'yi, muhafız koruması altında Medine'ye göndermiştir. Bundan sonra siyasetle uğraşmayan Hz. Ayşe, Emevî yönetimini desteklememiştir. Zaten Ebubekir'in büyük oğlu Muhammed de Emevî ailesinden olan Osman yönetimine başkaldıranlar arasındaydı. Hz. Ayşe'nin, Muâviye ve Yezit'le işbirliği yapması söz konusu olamaz.
Zaten bu mümkün de değildi. Çünkü Muâviye'nin oğlu Yezît, Hz. Ayşe'nin vefatından (H. 59 / İ.S. 678) bir yıl sonra iktidara gelmiştir (H. 60 / İ.S. 679). Ayşe'nin, kendisinin ölümünden sonra iktidara gelmiş olan Yezit'le işbirliği yapıp Ehl-i Beyt'e düşmanlık etmesi söz konusu olamaz.
Kerbelâ olayı, Hz. Ayşe'nin ölümünden sonra cereyan etmiştir. Bu olayda Hz. Ayşe'nin parmağını aramak, tarihi gerçeklere uymaz. Kaldı ki Kur'an'da Ehl-i Beyt tabirinin geçtiği bağlam dikkatle okunursa, kastedilenlerin, başta Peygamber'in hanımları olmak üzere tüm aile bireyleri olduğu anlaşılır. Muhakkak ki Ayşe de Peygamber'in Ehl-i Beytindendi. Şu olay Ayşe'nin Muâviye'nin; İslâm'da devlet başkanının seçimle belirlenmesi yöntemini değiştirerek saltanat sistemini ortaya çıkarmasına karşı olduğunu gösterir.
Oğlu Yezit'i veliaht tayin eden Muâviye, Medine Valisi Mervan'a Yezit için halktan biat almasını emreder. Mervan, hutbesinde halktan Yezît'e biat etmelerini (oy vermelerini) isteyerek der ki: "Yüce Allah, müminlerin emirine, Yezît hakkında güzel bir düşünce göstermiş. Biliyorsunuz ki Ebubekir de Ömer'i kendi yerine bırakmıştı."
Cemaat arasında bulunan Ebubekir oğlu Abdurrahman (Hz. Ayşe'nin kardeşi) itiraz eder: 'Yani Heraklitlik mi (Bizans Krallığı) icat ediyorsunuz? Ebubekir, çocuklarından birini yerine bırakmadı. Ama Muâviye, kendi aile yaran için oğlunu yerine bırakmak istiyor. Çocuklarınıza biat mı edeceksiniz? Vallahi biz böyle bir şey yapmayız."
Mervan, "Şunu yakalayın" diye emir verince Abdurrahman, kızkardeşi Hz. Ayşe'nin evine girer, oraya girmeye cesaret edemezler. Böylece Abdurrahman kurtulur (Buhârî, Tefsîr: 46).
Hz. Ayşe'nin, iktidarın uygulamasına karşı çıkan kardeşini koruması da kendisinin, Muâviye yönetimini desteklemediğini gösterir.
Hz. Ayşe hakkında bu gerçeğin açıklanmasında yarar gördüm.
Süleyman Ateş
Alevi forum,alevi köyleri,alevi türküleri,alevi ünlüler,alevi sözleri,alevilik nedir,alevi nedir